Son yıllarda hızla artan Arap turizmi bazılarının iştahını kabarttı.

Son yıllarda hızla artan Arap turizmi bazılarının iştahını kabarttı

Son yıllarda hızla artan Arap turizmi bazılarının iştahını kabarttı.

Arapların geldiği mevsimde özellikle emlakçılarda ve lokantalarda Arapça levhalar takıp, bazı inşaat şirketleri daire fiyatları tavan yaptırdı.

Türklere ev satmamak için plazalar yapmaya başlandı, oteller Türklere yer vermemeye havalimanında taksici uçaktan inen Türk yolcuyu almamaya başlandı. Yetmedi önüne gelen turizm derneği kurdu…

Bu derneklere birde DOKA yoluyla devlet desteği verilince turizmci olsun olmasın herkes dernek kurma yarışına girdi.

Sorarsanız hepsi bacasız sanayi turizm i canlandırmak için uğraşıyor!

Ancak unuttukları tek şey var? O da kısa adı TURSAB olan uluslararası seyahat acenteler birliğinin genel başkanı hemşerimiz Başaran Ulusoy ve ona bağlı TÜRSAB il temsilcisi Ecz. Suat Gürkök’ün çanta turizmi olarak bilinen Rus turizmin gelişmesi için kendi imkânlarıyla gemi ve uçak kiraladıkları, haldeki komisyoncuların Rusya’da gidip Pazar yeri kiraladıkları, gemi ve nakliye şirketi kurdukları, Antalya ve mersinde arsa arazi ve hatta fabrika kiraladılar çok da güzel paralar kazandılar.

Ancak Soçi olimpiyatları dolayısıyla liman yük trafiğine kapatılınca Samsun’a göçtüler. Orada tır garajları kurdular ev arsa araziler satın aldılar. Oradan nakliye yapıyorlar. Bir daha Trabzon’a dönmeyi de düşünmüyorlar.

Çanta turizmi ise nataşa turizmini tetikliyor gerekçesiyle tamamen maksatlı olarak bitirildi. Çünkü bu ile tayin olan vali ve emniyet müdürleri nataşaların kökünü kazıyacağım açıklamaları toplumun bir kısmı tarafından ayakta alkışlandı. Nataşa ile mücadele edelim derken BDT ile olan ticareti tamamen bitirmeyi başardık… Evet, bunların içinde bu pis işlere karışanlar var da bizim toplumumuzda yok mudur? Kesinlikle var. Ancak nataşa ile mücadele derneği bayağı işe yaradı. Çünkü bu şehri dışarıdan çok kötü tanıttı.

Bu derneklerin bir tanesi geçtiğimiz günlerde lüks bir otelin görkemli salonunda turizmin gelişmesi için bir sempozyum düzenlemiş. Sempozyuma ilin valisi, büyük şehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanları, il kültür ve turizm müdürü ve bazı otel, lokanta patronları katıldı. TÜRSAB üyesi olmadıkları için davet dahi edilmediği sempozyumda kürsüye çıkan konuşmacı Uzungöl’de turizme hizmet verilmediği, fahiş fiyatlar uygulandığını bu nedenle Uzungöl en büyük yaramız deyince, Uzungöl’den gelen işletmeceler tepki göstermiş ve vali Abdul Celil Öz tarafından kendisi uyarılmış… Turizmin gelişmesi için kurulan kültür turizm müdürlüğü var iken bu işi özel firma ve şahıslara havale etmek kimin nerden aklına geldi anlayamadık! Ancak turizmci olmasa da, sırtı kalın insanların siyaseti arkalarına alarak bu ilde bu ilin en üst düzey yöneticilerinin katıldığı her türlü sempozyumu düzenlediğini anladık, bu konuda çuvaldızı ele batırırken, iğneyi de kendimize batırdık…

TGC düzenlediği yerel basın tarihini anlatan belgeselin galasında yerel basın dışında her şeyden bahsedildiğini bu nedenle tanıtım ardından yerel TV’lere verilmediğini, yayından kaldırılır gibi yerel basından gizlendiğini de unutmadık ve unutmayacağız!