SOSYAL FOBİ KADER DEĞİLDİR!

Topluluk önünde ya da başkalarının yanındayken, ne yapacağınızı şaşırıyor ve anlamını bulamadığınız endişelere mi kapılıyorsunuz? Eğer artık kendinizi kontrol edemeyecek hale gelmişseniz ve kendi kend

Topluluk önünde ya da başkalarının yanındayken, ne yapacağınızı şaşırıyor ve anlamını bulamadığınız endişelere mi kapılıyorsunuz? Eğer artık kendinizi kontrol edemeyecek hale gelmişseniz ve kendi kendinize “Evden dışarı çıkmasan daha iyi” diyorsanız siz de ‘sosyal fobi’nin pençesine düşmüş olabilirsiniz. Ama uzmanlara göre endişelenecek bir şey yok. Çünkü sosyal fobinin çaresi var.
SOSYAL FOBİ NEDİR?
Sosyal fobi olarak tanımlanan ‘sosyal kaygı bozukluğu’nu, başkalarının önünde rezil olma, başkaları tarafından alay edilme, yargılanma, eleştirilme, reddedilme, onaylanmama, beğenilmeme endişesiyle duyulan güçlü ve sürekli korku olarak nitelendiren Türkiye Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER) Genel Başkanı Prof. Dr. Cengiz Güleç, insanlarla etkileşim gerektiren sosyal durumlarda ortaya çıkan bu korkunun, bireyin iş, okul ya da günlük yaşamını engelleyecek kadar güçlü olabileceğini söyledi. Herkesin korku ya da endişe duyduğu olaylar ya da durumlar olmasının doğal olduğunu ifade eden Güleç, kişinin yeni insanlarla tanışacağını bildiği ya da bir topluluk önünde konuşacağı bir toplantıda tedirgin olmasının, geçici bir korku ve endişe duymasının çok normal bir duygu durumu olduğunu kaydetti. Doğal olmayanı, bu korkunun ve endişenin normalden fazla olması, hatta bu toplantıya gitmeden günler önce başlaması olarak tanımlayan Güleç, “Sosyal fobi durumunda aşırı ve anlamsız bir korku söz konusudur ve bu korkunun altında yatan, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme ve kabul görmeme endişesidir” şeklinde konuştu. Sosyal fobisi olan kişilerin markette alışveriş yapmak, restoranda yemek yemek gibi toplulukta yapılan sıradan şeyleri bile yapmaktan bile korktuğuna dikkat çeken Güleç, “Bu kişiler başkalarıyla konuşurken huzursuzluk ve endişe duyarlar. Utangaç ve çekingen davranışlar sergilerler. Arkadaş edinmekte ve arkadaşlıklarını sürdürmekte zorlanırlar. Kendilerinde sosyal fobi olduğunu bilen kişiler korktukları şeylerden aslında korkmamaları gerektiğinin farkında oldukları halde korkularını kontrol edemezler. Bu tür korkular yaşayacaklarını düşündükleri yerlerden ve olaylardan kaçınarak uzak durmaya çalışırlar” dedi.
SOSYAL FOBİNİN NEDENİ OLUMSUZ DENEYİMLER
Klinik gözlem sonucunda sosyal fobinin bazı kişilerde kalıtsal özellik taşıdığının saptandığını belirten PSİKODER Genel Başkan Yardımcısı Psikoterapist Cem Keçe, bazı kişilerde de ailelerinde olmadığı halde sosyal fobinin görülebildiğini söyledi. “Birçok sosyal, psikolojik, fizyolojik ve çevresel etmen sosyal fobinin oluşmasında etkin rol oynar” diyen Keçe, birbiriyle ilişkili ve etkileşim halinde olması yüzünden, sosyal fobinin nedeni olarak tek bir etkenin belirlenmesinin mümkün olamayacağına dikkat çekti. Sosyal fobinin nedenleri hakkında yapılan araştırmalara değinen Keçe, beynin korku ve endişeyle ilgili kısımlarındaki bazı kimyasal ve elektriksel bozuklukların sosyal fobinin fizyolojik nedenleri olduğunu gösterdiğini de kaydetti. Keçe, “Sosyal fobinin psikolojik nedenleri arasında da, başkalarının davranışlarının yanlış algılanması, örneğin, gerçekte öyle olmadığı halde başkalarının alay ederek baktığını düşünmek gibi ya da daha önce yaşanmış olumsuz deneyimlerin genellenmesi, yaptığı bir harekete ya da konuşmaya başkalarının gülmesi sonucu topluluk önünde olmaktan utanç duymak gibi tecrübelerin olduğu düşünülüyor” dedi. İnsanlarla konuşmaya cesaret edememek, kalabalık içinde kendini rahat ve güvende hissetmemek gibi zayıf sosyal becerilerin de sosyal fobinin diğer olası nedenleri arasında yer aldığını kaydeden Keçe, “Ayrıca, stres ve çevresel faktörler sosyal fobide rol oynayan önemli faktörler olarak kabul ediliyor” şeklinde konuştu.
SOSYAL FOBİNİN BELİRTİLERİ
“Her sosyal durumdan korkmak ya da belirli sosyal durumlardan korkmak şeklinde iki ana gruba ayrılan sosyal fobi, genellikle ergenlik döneminde kendini göstermeye başlar ve tedavi edilmezse çok uzun süre, hatta yaşam boyu devam eder” şeklinde konuşan Prof. Dr. Cengiz Güleç, sosyal fobinin belirtilerini şöyle sıraladı: “Fiziksel belirtileri, yüzün kızarması, ağız kuruluğu, nefes almada güçlük çekme, göğüste sıkışma, kalp çarpıntısı, terleme veya sıcak basmaları, titreme, baş dönmesi veya bayılma, mide- bağırsak rahatsızlıkları, bulantı, kekeleme gibi kendini gösterir. Duygusal belirtiler ise günlük sosyal ortamlarda aşırı tedirgin ve kaygılı olmak, yaklaşan bir sosyal olaydan günler, haftalar, hatta aylar önce yoğun endişe duymak, başkaları tarafından, özellikle de tanımadığı kişiler tarafından izlenmekten ya da yargılanmaktan aşırı derecede korkmak, utanç duyacağı ya da rezil olacağı şekilde hareket etmekten korkmak, tedirginliğinin ve endişelerinin başkaları tarafından fark edileceğinden korkmak gibidir. Davranışsal belirtilere de değinecek olursak, bu kişiler günlük faaliyetleri sınırlayacak ve hayatını değiştirecek ölçüde sosyal durumlardan kaçınır. Fark edilmemek için her zaman her yerde sessiz ve geri planla kalmaya çalışır ve saklanır. Gittiği her yerde, her zaman yanında bir yakınının olmasına ihtiyaç duyar ve sosyal ortamlara girmeden önce rahatlamak için alkol almak gibi yöntemlere başvurur.”
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
PSİKODER Genel Başkan Yardımcısı Psikoterapist Cem Keçe
, alkolizm ve depresyonun ardından dünyada en yaygın görülen üçüncü psikiyatrik hastalık olan sosyal fobinin tedavisinde psikoterapi ya da ilaç ya da her ikisi birlikte kullanıldığını kaydetti. Keçe, bireysel ya da grup olarak uygulanan psikoterapi tedavisinde, bilişsel-davranışsal terapi yöntemiyle, sistematik duyarsızlaştırma, rol oynama gibi teknikler aracılığıyla sosyal fobi tedavisinin mümkün olduğunu belirterek, farklı düşünme, davranma ve tepki gösterme yolları ve korku, endişe, utanç duygularıyla başa çıkma yolları öğretilerek bu rahatsızlıkla başa çıkılabileceğini söyledi. Sosyal fobisi olan kişilerin, sosyal becerilerinin geliştirilmesine ve iyileştirilmesine yardımcı olunabildiğine değinen Keçe, ilaç tedavisinde ise, doktor kontrolünde uzun süreli olarak antidepresan ilaçlar kullanılabileceğini belirtti.
şokhaber.net