Temiz Enerji ve Gelecek Mücadelesi
Türkiye'de ölümlere neden olan sel felaketiyle alakalı aynı kaderi paylaşan Belçika'dayız.
Belçika’da hayatını kaybedenler adına 20 Temmuz’da milli yas ilan edilmişti. Saat 12.00’da sirenler çalmış ve bayraklar yarıya indirilerek, 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmuştu. Sel felaketinin ardından bağımsızlık günü kutlamaları iptal edilmişti. 120 belediye evlerde mahsur kalmış kişilere ulaşmakta zorluk çekmişlerdi.
Evet, aynı bizim gibi sel felaketiyle karşı karşıya kalan hayvanların telef olduğu, insanların öldüğü ve maddi zararların meydana geldiği Belçika’da şimdi ise her şey süt liman…
Liege, Spa, Namur ve Limburg şehirlerinde hayat normale dönse de acısı halen Giresun, Rize, Kastamonu, Sinop ve Bartın’da olduğu gibi tazeliğini koruyor.
Acıyor içimiz halen…
Bir yandan da tedbirler için çalışıyoruz…
Diğer bir yandan da eğitim ve kentsel dönüşüme odaklanıyoruz…
Belçika’da görüştüğümüz uzmanlar Türkiye’de ve Belçika’da ölümlere yol açan sellere yüksek oranda iklim değişikliğinin sebep olduğunun altını çiziyorlar.
İklim değişikliği tüm dünyada yıkıcı etkilerle kendisini hissettiriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneline (IPCC) bağlı bilim insanları, hazırladıkları rapor ile iklim değişikliğinin tehlikesine ve etkilerine karşı tedbirlerin alınmasının gerekli olduğunu vurguladılar. Bu raporun insanlık için kırmızı alarm anlamına geldiği açıklandı.
Karbon emisyonunun sınırlandırılması gereklidir ve bu küresel tehditlere karşı insanlar olarak sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.
Hazırlanan raporda sera gazı salınımlarındaki kısıtlamaların yükselen sıcaklıkları dengeleyebileceği seviyede olmasının ümit edici olduğu da vurgulandı.
Sera gazı salınımında uygulanan kısıtlamalar küresel felaketi engellemese de yavaşlatacak çalışmalar arasında görülmektedir.
Rüzgâr, güneş ve nükleer gibi temiz enerjilerin kullanımı ile sera gazı salınımın oldukça azaltmak için çalışmalarımızı artırmalıyız. Ağaçlar dikerek ormanlık alanlarımızı da artırarak net sıfır karbon hedefine de ulaşmak mümkün hale gelmesi adına çalışmalıyız.
Avrupa Birliği 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedeflemektedir. Almanya 2045 yılına kadar karbon nötr olmak adına çalışmalarına devam ediyor.
Nükleer enerji üreten Avrupa ülkeleri, üretmeyen ülkelere kıyasla daha az sera gazı salmaktadır. Avrupa ülkelerinin nükleer enerjiden vazgeçtiği anda iklim hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağı bugünlerde sıkça tartışır bir konu olarak karşımızda durmaktadır.
Avrupa’da görüştüğümüz uzmanlar nükleer olmadan hayatın sağlıklı bir şekilde devam edemeyeceğini belirterek, Avrupa’nın nükleer enerjiden tamamen vazgeçmesinin imkânsız bir durum olduğunu söylediler.
Küresel karbon salınımlarının 2030 yılına kadar yarıya indirebileceği öngörülmektedir.
Ülkemizde ise Akkuyu Nükleer Santrali ile senede 35 milyon ton karbondioksit salınımını engellemiş olacağız. Sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmek adına Türkiye’de yapılan çalışmalar Avrupa ile yarışır durumdadır.
Sadece insanlar olarak insanlık görevlerimizi yerine getirmeli, çevremize karşı daha adil olmalı, geri dönüşüm kültürünü benimsemeliyiz.
Unutmayınız!!!
Temiz enerji mücadelesi gelecek mücadelesidir…