Trabzon ve Sel…
Trabzon ve Sel… Trabzon'u seller her 30 yılda bir yoklar… En son 1990 da Atay Aktuğ'un belediye başkanlığı sırasında Akçaabat ilçesi ve çağlayan beldesi sele teslim olmuş karanlığa bürünmüş, ga
Trabzon ve Sel…
Trabzon’u seller her 30 yılda bir yoklar… En son 1990 da Atay Aktuğ’un belediye başkanlığı sırasında Akçaabat ilçesi ve çağlayan beldesi sele teslim olmuş karanlığa bürünmüş, galanima, sera ve Değirmendere, Zağnos ve tabakhane dereleri taşmıştı.
Akçaabat Trabzon devlet karayolu üzerindeki köprüler çökmüş ulaşım günlerce denizden balıkçı tekneleriyle yapılmış, şehre su taşıyan şebeke çökünce vatandaşa pet şişelerle su dağıtılmıştı… Birçok ev ve iş yerini sel basmış ve etrafında ne varsa yıkmış almış denize indirmişti…
Vali Enver Hızlan Başkanlığında kurulan kriz masasında (Daha sonra bayındırlık Müdürlüğü görevinde bulunan) Ali Rıza Korkmaz çaresiziz diyordu, Başta zamanın Başbakanı Ahmet Mesut Yılmaz olmak üzere tüm Bakanlar Kurulu Üyeleri ve DYP’si lideri Süleyman Demirel Trabzon’a gelip havalimanında il başkanı Erol Emral’ın getirdiği çizmeleri ayağına giyip şehri baştan sona gezip dert dinledikten sonra Vali Enver Hızlan’ı ziyaret eder. İl Başkanı Emral randevu alır ancak vali Hızlan saat 12.00 Demirel gelmeyince özel Kalem Müdürü Hasan Kanber’e ben çıkıyorum deyip makamdan ayrılmıştı. Demirel saat 12.30 da makama gelir ancak valinin makamda olmadığını söylerler ve buradan il başkanlığını ziyarete gider.
Akşam yemeği için Trabzon restoranda geçerler… Biraz sonra vali Hızlan da restorandan içeri girer. Demirel’in yanına oturarak Sayın Demirel şehrimize hoş geldiniz, ben mesai bittiği için makamdan ayrıldım der. Vali Enver Hızlan ANAP iktidarında Sakarya’ya vali olarak atanır.
Zaman geçer… 1991 genel seçimlerinde Demirel Başbakan olur. Sakarya valisi Enver Hızlan bir açıklama yapar. Yaptığı açıklamada DYP Sakarya milletvekili Mehmet Gölhan istifamı istedi der. Ben de bu hükümete isyan ederek istifa ediyorum diyerek ayrılır. Aslında Trabzon’da Demirel’e Vali Hızlan’ın yaptığının açıkça hesaplaşması idi.
1992 de Köprübaşı ilçemizde 33 kişinin ölümü ile sonuçlanan sel felaketi sonrası Başbakan olarak şehri ziyaret eden Süleyman Demirel, DSİ Bölge Müdürü İhsan Çelik’ten brifing aldıktan sonra suyun debisinin bu kadar yüksek olduğu başka bir il yoktur herhalde demişti.
Kısa bir nostaljinin ardından gelelim asıl konumuza… Dün gece Trabzon’u yine sel vurdu… Büyükşehir belediye başkanı Dr. O. Fevzi Gümrükçüoğlu ve meşhur bacanak TİSKİ Genel Müdürü Recep sağa sola koşuşturdu durdu! Çaresizdiler… Çünkü kepçe ve dozer operatörleri ve işçiler havuza gönderilmişti. Makineleri sürecek operatör kalmamıştı! Şehrin alt yapısı bitmiş, yıllardır tamir edilmemişti. Eline kepçeyi alan kurum ve kuruluşlar yolları kazmış, altını yıkmış üstüne yama yaparak kapatmışlardı! Kanalizasyona ve yağmur suyu isale hattına verdikleri zarar bu yağmurla yüzüstüne yani yol üstüne çıktı… Yüzlerce dükkân ve evi su bastı… Bu şehrin en ünlü müteahhit firmasının yaptığı FORM AVM’nin tavanları çöktü, dükkanları su bastı. Yönetim çaresizce belediyenin kapısına çaldı ama yapılacak hiçbir şey yoktu!
Sel basmadan önlemini almalıyız. Dere ve deniz kıyılarında ev dükkân ve mesken yapmamalıyız. Çünkü dereler her 40 yılda bir gelip yataklarının geri alırlar! Sakın ha unutmayalım!