Türkiye'de "çalışan anne baba" oranı...

'Anne Baba Olma Zekâsı' Türkiye'de 'çalışan anne baba' oranı arttıkça ortaya çıkan çocuklardaki davranış sorunları ile gelişmiş ülkelerdeki 50-75 yıl önce gerçekleşen şehirleşmeyle do

“Anne Baba Olma Zekâsı”

Türkiye’de “çalışan anne baba” oranı arttıkça ortaya çıkan çocuklardaki davranış sorunları ile gelişmiş ülkelerdeki 50-75 yıl önce gerçekleşen şehirleşmeyle doğru orantılı ortaya çıkan “çalışan anne baba ve çocuk davranışları sorunları” aynı değildir.

Belirgin farklılıklardan biri bir sisteme dayalı gelişme planlarıdır. Kontrol sistemin elinde; iyi niyeti tesis eden ilerleme vizyonu olan, ortak menfaatleri koruyan, hukukun üstünlüğünü herkese karakter olarak yerleştirmeyi esas alan, kolay kolay değişmeyen eğitim sistemleri bu planın odak noktasındaki insan kaynaklarını şansa bırakmadan bozulan aile yapısı karşısında yetiştirmeyi başarmıştır.

Ayrıca dönen çarkların işlemesine katkısı olan her türlü hammadde ve insan kaynaklarına açık oluşları da sistemleri için hayat kaynağı olmuştur.

Ama bizim bu anlamda sistemimiz yok. Ancak hala yıkılmadım ayaktayım diyen dünyanın en güçlü aile yapısı; kurucu çekirdek güç kaynağımız var.

Türk toplumunun çalışan anne babaları olarak sanayi devriminin gelişen toplumlarındaki sistemden ve planlamadan mahrum oluşumuzun yanında o zaman olmayan dijital çağın meşgul eden anti sosyal makinelerine teslim büyüyen, davranış sorunları yeni yeni açığa çıkan, çığ gibi büyüyen bize özgü toplumsal sorunlarımız var artık ve bu sorunlarla mücadele edecek uzmanlar aynı hızda artmamakta ve bu sorunların doğasına bizim kültürel kodlarımızı değerlerimizi hesaba katarak yaklaşım da geliştirmekte maalesef ki geri durmaktayız.

Tam da burada anne baba olma zekâsı önem kazanmakta; koruyucu hekimlik tedbirleri gibi önlenebilir riskleri öngörebilen buna ilişkin tutumlarını yeniden gözden geçirip ailenin o çekirdek gücünü toplumu inşa eden yapısını devreye sokmamız lazım. Tek üstünlüğümüz ve bizi tek tek ağına düşüren popüler kültürün sanal rüzgârından uyandıracak gerçek varlığımızı ve eksiklerimizi görüp hızla gidermemizi sağlayacak güçlü bireylerden daha güçlü anlam atmosferinde yükseltecek olan ailedir ve anne baba olma zekâsıdır.

İşte Türk aile yapısının bu yeni koşullarda da geleceğimiz olan çocuklarımızı mental anlamda hedef seçen sanal dünyanın tüketim gladyatörlerine çevirmesini önleyecek; gerçek benliklerini açığa çıkartacak biz yetişkinlerin koruma tedbirleri ve becerileri değişmek zorundadır. Zekâ bu değişimi yakalayarak tedbir alıyorsa dehalaşır. Yoksa yeni kuşağın nazarında alışılagelmişin rehavet caddelerinde dolaşır sıradanlaşıp sistem dışına itilmiş ıskarta ya da antika muamelesi görürüz. İşte o zaman çocuklarımıza kanaat önderi anne babaları değil popüler kültürün egemenleri olur ki malum ya davulcudur istikamet ya zurnacı.

Çağdaş dünyayı bizim için rehabilite edip süzgeçten geçirerek hayati mineralleri barındıran süt olarak bize sunan anne baba olma zekâsı bu açıdan önemli ve de toplumsal açıdan stratejik geleceğimiz için güvence olabilecek bir konu olarak toplumun bütün iyi niyetli aktörlerince öncelikli önemsenen bir pozisyonda sürekli gündemde tutulmalıdır.