Ülkemizde sendikaların tarihi, işçi sendikalarıyla başlamıştır.
MEMUR SENDİKALARI Ülkemizde sendikaların tarihi, işçi sendikalarıyla başlamıştır
MEMUR SENDİKALARI
Ülkemizde sendikaların tarihi, işçi sendikalarıyla başlamıştır.
Son 15 - 20 yıldan beri memur sendikaları da, sendikal faaliyetler içinde yerine aldı.
Sendikalar, tarihi süreç içerisinde bir çok değişim ve gelişim yaşadı.
Zor ve sıkıntılı sahnelerden gelip, geçti.
Geçmiş dönemlerde, siyasi görüşler sendikaların rengini belirledi.
Sendikalar da, rengini aldıkları siyasi görüşlerin sözcülüğünü yapar görünümde yansıdı topluma.
Bazı sendikalar ideolojik hizmetler veren, toplumun kendi ideolojisi doğrultusunda şekillenip, yaşamasını sağlamak için teşebbüsler içinde oldu.
Bazen de sendikalar, vesayet pozisyonunda, siyasete müdahale edenlerle kol kola girerek, meşru hükümetlere karşı savaş açanlarla beraber hareket etti.
Tek taraflı hizmet veren ideolojik sendikaları dengeleyici, demokratik rengi ağır basan sendikaların hizmet ağına katılmaları uzun zaman aldı.
Günümüzde, hem ideolojik, hem de siyasi rengi itibariyle birbirini dengeleyici sendikalar hizmet vermekte, müntesiplerinin hakkını aramada gayret göstermektedirler.
Memur sendikalarının hayata geçtiği son yirmi yıldan beri, memurlar da, öncelikle hak ve hukuklarını gerektiren hususlarda seslerini çıkartmaya başladılar.
Hadlerini aşmadan haklarını aramanın gayret ve yarışı içine girdiler.
Görevlerini yapmadıklarına, müntesiplerinin haklarını aramadıklarına inanılan sendika başkan ve yönetimleri değiştirilip, yeni yönetimlerle ve yeni heyecanlarla hak aramayı sürdürdüler.
Memur sendikaları arasında, din görevlileri sendikalarını da yaklaşık onbeş yıldır görmekteyiz.
Din görevlilerinin sendikal faaliyetler içinde olmalarını eleştirenler olduğu gibi, alkışlayanlarda vardır ve çoğunluktadır.
Eğer sendikal faaliyetler ve pozisyonlar nedeniyle din görevlileri arasında hizipler oluşuyorsa, elbette sendikalar eleştirilir.
Sendikal faaliyetler sayesinde din görevlilerinin özlük hakları ve görev tanımları geliştiriliyorsa, sendikalar alkışlanır.
2010 yılına kadar din görevlileri, TCK’na göre memur sayılmaz, bu nedenle de, yargılama sürecinde 4483 sayılı Memurların Yargılanmalarını düzenleyen kanundan istifade edamezlerdi.
Sendikal teşebbüsler sonucunda, bu ve benzeri birçok özlük haklarını elde ederek, hizmet faaliyetlerinde başarılı oldular.
Merkezde ve İlimizde, Diyanet-Sen, üye sayısının çokluğu nedeniyle yetkili sendika olarak, üyelerinin haklarını takip etmekte, üyelerinin başarılı ve verimli hizmet sumaların için her zaman üyelerinin yanında yer aldığı görülmektedir.
Samsun’da Diyanet-Sen’in iki şube ile hizmetlerini yürüttüğü bilinmekte, bu durumun zaman zaman bir takım sıkıntılar oluşturduğu da müşahede edilmektedir.
Samsun, bir buçuk milyon nüfusa sahip ve memur merkezli bir il olmasından dolayı, ülke çapında din görevlilerinin de en çok olduğu ilk bir kaç il arasında yer almaktadır.
Personel sayısı fazla olan bir kaç kurumda sendikal faaliyetler profesyonel sendikacılıkla yürütülmektedir.
Diyanet-Sen’in de, Samsundaki faaliyetlerini profesyonel sendikacılıkla yürütmesi, üyelerinin menfaati açısından önemli hatta gereklidir.
Yeni seçilen ve güven tazeleyen Diyanet-Sen 1 ve 2 nolu şube başkan ve üyelerinin, bir araya gelerek, hiçbir özel hesap yapmadan ve gelecek kaygısı duymadan Diyanet-Sen’i, tak çatı altında toplayıp, profesyonel sendikacılığa geçmeleri, üyeleri adına yapacakları en büyük sendikal hizmet olur. Buna kim hizmet eder ve başarırsa, tarih onlardan bahseder, üyeleri de minnet ve şükranla onları her zaman hatırlar.
Başta, Diyanet-Sen başkan ve üyeleri olmak üzere, tüm kamu çalışanlarının yeni yılda başarılı olmalarını ve arzu ettikleri özlük haklarına kavuşmalarını gönülden destekliyor, Diyanet-Sen samsun şubelerinden, birleşerek, profesyonel sendikacılığa geçmelerini bekliyoruz.