Vanaları Kapat, İşgalciyi Besleme

Filistin Halkının Mücadelesine Sahip Çıkan Değerli Dostlar; Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk her gün katliama uğramaya devam ediyor. 7 Ekim'den bugüne artık takvimlerin, mevsimlerin bir anlamı kalmadı. Son yüzyılın en barbar ordusu olan katliamcı ve işgalci İsrail ordusu her geçen gün tüm insanlığın midesini bulandıran yeni bir katliama imza atıyor.

Direniş Cadırı İsrail'in yaptığı soykırım ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; İsrail nasıl iktidar ve sermaye sahiplerinin gücünü arkasında hissediyorsa halklara düşen görev Filistin halkının izzetli direnişinin yanında olmaktır. Halkların Gazze sınavı aynı zamanda sömürge ve emperyalizm tarihinin de imtihanıdır. Filistin halkı tüm dünyaya acılarıyla ayakta durma, kayıplarıyla direnme, yıkılmış evleriyle bir arada olma ve tarumar olmuş kentleriyle dik durma dersi veriyor. İsrail’in destekçisi sömürge aparatları insanlığa karşı nasıl menfaat çatısı kurdularsa vicdanlı insanlar da izzetli bir direnişin yanında bir duvarın tuğlaları gibi saf tuttular.
Direnen Filistin Yalnız Değildir
Sevgili dostlar, Gazze’de yaşanılan, egemen kapitalist dünya düzeninin; dünyanın tüm onurlu ve özgür halklarına karşı yürüttüğü amansız bir saldırıdır. Siyonist rejim yalnız değildir. Arkasında, yüz yıllardır dünyayı sömüren, işgal eden, çalıp çırpan, yakıp yıkan, talancı ve yağmacı kapitalist hegemonya bulunmaktadır. Bir bütün olarak küresel emperyalizm yer almaktadır. Ama Filistin halkı da yalnız değildir. Arkasında tüm yeryüzünde adaletten yana olan onurlu halklar bulunmaktadır.
İsrail Gazze’ye yönelik acımasız saldırıları ile Filistinlileri ortadan kaldırmak istiyordu. Gazze halkının direnişi ise, Brezilya’dan Afrika’ya, Pakistan’dan Arjantin’e, İngiltere’den Endonezya’ya tüm dünyada yüz milyonlarca insanın Filistinli haline gelmesine yol açtı.
Bugün hala ABD’de ve Avrupa’da üniversite öğrencileri kendi ırkçı, ayrımcı ve soykırım destekçisi yönetimlerine karşı mücadele yürütüyorlar. Yasaklara, engellere, Siyonist çetelerin polis destekli saldırılarına, disiplin cezalarına, okuldan ihraçlara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen kahramanca direniyorlar.
Bu topraklarda da soykırımcılar ve ortakları artık rahat edemiyorlar. Şatafatlı binalarının önünde, katıldıkları programlarda suçlarını yüzlerine vuruyoruz. Egemenler ise Filistin’in yanında oldukları beyanına karşı işbirlikçilere yaptırım uygulamak yerine insanlık için ayağa kalkanların yakalarına yapışıyorlar. Yine de yılmayacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz.
Her Yer Gazze, Her Yer Direniş
Aylar boyunca bu meydanlarda toplanarak siyasi iktidardan İsrail’le ticareti kesmesini talep ettik. Nihayet çok ama çok geç de olsa İsrail’e karşı tam bir ticari ambargo kararı verildi.
Bizler bu kararın sıkı takipçisi olacağımızı yeniden ilan ediyoruz.
Eli Kanlı Sermaye Hesap Verecek
Arkadaşlar, Ticaret resmen kesilmiş olsa da ülkemiz hala İsrail’e hayat veren ilişkilerini sürdürmektedir. Bu ilişkilerin en başında, işgal rejimine ham petrol sevkiyatı geliyor. Bu katliamcı, işgalci, soykırımcı rejime, kullandığı ham petrolün yaklaşık %40’ı Türkiye üzerinden naklediliyor. Azerbaycan petrolü, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı aracılığıyla Adana’nın Ceyhan ilçesine kadar ulaştırılıyor. Ceyhan’da gemilere yüklenerek İsrail limanlarına gönderiliyor.
İsrail’in Filistin’e yönelik işgal, sömürgeleştirme, tasfiye, katliam ve soykırım politikaları bu petrol vasıtasıyla icra ediliyor. İsrail bugün Gazze’de kadınların, çocukların, masum insanların üzerine bu petrolü kullanarak ölüm ve kan kusuyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev soykırımın 6. Ayında Almanya’da İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la bir araya geldi. Aliyev, Herzog’a, “enerji alanındaki sıkı işbirliğimizin bir nişanesi olarak Azerbaycan uzun yıllar İsrail’in güvenilir ham petrol tedarikçisi olmaya devam edecek” sözünü verdi.
Daha kötüsü de yapılacak! 30 Ekim’de yani soykırım sürerken Socar ve BP konsorsiyumu Gazze dahil Filistin’de gaz arama lisansını işgalcilerden aldı! Bu anlaşma Filistinli insanların kanı üzerinden yapıldı!
Soykırımcıya verdikleri petrol, verdikleri söz, verdikleri güç Gazze’nin yakılıp yıkılmasında, 40 bin insanın katledilmesinde kullanıldı.
İşgalcinin Petrolü Türkiye’den Gidiyor
Arkadaşlar, Gazze’nin yanında olmak aynı zamanda insanlığın yanında durmaktır. Soykırıma karşı hangi gerekçeyle olursa olsun sessiz kalmak tarihe katliamcıların ortağı olarak geçmek, ahirette hesabı verilemeyecek bir yükü yüklenmek demektir.
Bizler, vicdanları ve inançlarıyla burada soykırım ortaklığının gizlenmesine ya da gerekçelendirilmesine razı değiliz, bu durumun şahitliği için bugün buradayız.
Lafı eğmiyoruz, sözümüzü değiştirmiyoruz.
İsrail’e petrol satan Socar şirketi suçlusun!
Gazze’ye gözünü diken, talan için sırada bekleyen BP suçlusun!
İsrail’e satılan petrolü aktaran, taşıyan Botaş suçlusun!
Botaş’ın suçunu, Socar’ın soykırım ortaklığını görmeyen, sümenaltı eden siyasi irade suçlusun!
Arkadaşlar, Bugün Filistin halkına yardım etmenin yolu İsrail’i ateşkese mecbur etmekten geçer. Türkiye hem soykırıma daha fazla ortak olmamak hem de İsrail’i ateşkes koşullarını kabul etmeye zorlamak için işgal rejimine olabilecek en ağır yaptırımları uygulamalıdır.
Tam da bu sebeple, Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara karara dayanarak İsrail’e petrol sevkiyatını derhal ve tamamen durdurmalıdır.
Tankların Yakıtı Türkiye’den Gidiyor
Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin İsrail’deki sosyal hayatın düzenli bir şekilde işlemesi konusundaki tek katkısı maalesef petrol sevkiyatı değildir. Bugün hala, Türkiye menşeili şirketler İsrail’de faaliyet yürütebilmektedir. Zorlu Holding’in 2014 yılında İsrail’de 1,2 milyar dolarlık yatırımla inşa ettiği santral, İsrail’in elektrik ihtiyacının yaklaşık %7’sini tek başına karşılamaktadır. İsrailliler, koskoca bir soykırım icra ederken hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilmelerini biraz da Zorlu Holding’e borçludur. Türkiye derhal, İsrail’e yatırım yapan yerli şirketleri caydırıcı yaptırımlara tabi tutmalıdır. Yaptırımlar aracılığıyla; Türkiye’de kurulmuş olan, Türkiye’deki işçilerin emekleriyle hayat bulan herhangi bir şirketin İsrail’de yatırım yapması engellenmelidir.
Katil İsrail, İşbirlikçi Sermaye
Değerli arkadaşlar, Tarihi günlerden geçiyoruz. Hepimiz ağır bir imtihanın muhataplarıyız. Gözlerimizin önünde bir soykırım gerçekleştiriliyor. Yaşanılanları televizyon yayınlarından, sosyal medya paylaşımlarından an be an takip ediyoruz. Filistin halkının feryatları, yardım çağrıları, sitem ve yakınmaları, Allah’a tevekkülleri, kahramanca sabırları, cesaretleri ve fedakarlıkları hanelerimize ulaşıyor. Hepimiz bugün yaptıklarımızla yargılanacağız. Büyüdüklerinde çocuklarımız bize bu soykırım sırasında ne yapmakta olduğumuzu soracak. Allah’ın huzurunda bugün yaptıklarımızdan mesul tutulacağız.
Buradan siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Katliama, işgale, soykırıma destek olan İsrail’e petrol sevkiyatına derhal son verin. Çocukları, kadınları, masum insanları acımasızca katleden bu çılgın saldırganlığa enerji sağlamaya engel olun. İsrail’le serbest ticaret anlaşmasını sonlandırın. İşgal rejimiyle tüm diplomatik ilişkilerinizi kalıcı olarak kestiğinizi ilan edin. İşgalci rejime istihbarat sağlayan Kürecik Radar Üssü’nü kapatın. İncirlik’teki ABD askerlerini ülkelerine geri gönderin.
Hep söyledik yine söylüyoruz: İsrail askeri, siyasi, diplomatik, ticari, akademik, sanatsal her alanda amansız ve tavizsiz bir kuşatma altına alınmalıdır.
Bir yandan işgalciye ihtiyaç duyduğu ham petrolü sevk edip, bir yandan işgale karşı ağır sözler söylemenin anlamı yoktur.
Bizler, Türkiye’nin her yerinde yaşayan onurlu ve vicdanlı tüm insanlar, bu taleplerimizin takipçisi olmayı sürdüreceğiz.
İşgale, katliama, sömürü ve soykırıma karşı Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.
Yaşasın küresel intifada!
Yaşasın küresel direnişimiz!