Yalı Kafe İçin Referandum Yapılsın!
Atakum Belediyesi tarafından "Atakum Okur Yazar Buluşması" programının ilki Gazeteci, Yazar İsmail Saymaz oldu. Yoğun ilginin yaşandığı etkinlikte, Atakum Yalı Kafe'nin Millet Kıraathanesi'ne dönüştürülmek istenmesini duyduğunu söyleyen Saymaz, "Büyükşehir Belediyesi, millete danışmalı. Samsunlular referanduma gitsinler. Eğer istiyorlarsa, eğer demokratik süreçleri özümsemişlerse, referandum yapılsın" dedi.
Atakum Belediyesi ve Samsun Gazeteciler Cemiyeti iş birliğiyle kitapseverler ve yazarları bir araya getirmek amacıyla düzenli hale getirilecek Atakum Okur Yazar Buluşması'nın ilk konuğu Gazeteci, Yazar İsmail Saymaz oldu. Saymaz'ın son kitabı "Şehvetiye Tarikatı" ile ilgili Atakumlularla gerçekleştirdiği söyleşide yoğun ilgi yaşandı. Atakum Yalı Kafe'de gerçekleştirilen programa Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ile eşi Av. Gülay Deveci, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Mehmet Kundak, Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Söyleşinin ardından Saymaz, okurlarının kitaplarını imzalarken Atakumlular başarılı yazarla bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını söyledi.
MİLLETE SORSUNLAR
Atakum'da karşılaştığı yoğun ilgiden memnuniyet duyduğunu belirten Gazeteci, Yazar İsmail Saymaz, bir süre önce medyaya da yansıyan Atakum Yalı Kafe'nin Millet Kıraathanesi'ne dönüştürülmek istenmesine ilişkin süreci takip ettiğini belirtti. Saymaz, "Daha buraya gelmeden önce şu an bulunduğumuz yerin, millet bahçesi yapılmak istendiğini duymuştum. Acaba dedim Burdur'da ki Tek Göl'ün başına gelecek olan, Samsun'da sizin de mi başınıza gelecek? Bir de zaten gördüğümüz kadarıyla milletin kendisi burada eğer düşündüğümüz gibi bir park yapılacaksa galiba bu milletten yoksun olacak. Hâlihazırda millet buradayken eğer Samsun Büyükşehir Belediyesi, milletin arzusuna getirmek istiyorsa doğrusu, millete danışmak olmalı. Samsunlular referanduma gitsinler. Eğer istiyorlarsa, eğer demokratik süreçleri özümsemişlerse, referandum yapılsın. Şehirde nasıl yaşamak istediğine Samsunlular karar versin. Sonuçta burada yapılacak tasarruf, kuşakları ilgilendiriyor. Bugünden yarına, yarın o koltukta oturup oturmayacağı bile belli olmayan belediye başkanı ve meclis üyelerinin o anlık kararıyla burada bir uygulama yapılmasın. Halk topluca karar versin ve sonuçlarını kendisi taşımış olsun" diye konuştu.
MİLLİ GÜVENLİK TEHDİTİ
Son kitabı "Şehvetiye Tarikatı" içerisinde yer alan tarikatlar, şeyhler ve yaşanan olayları anlatan Saymaz, Türkiye’de 30 ana gruba bağlı 400 tarikat ve cemaat faaliyet gösterdiğinin tahmin edildiğini bunların üye ve militan sayasının ise 1 milyon olduğunun tahmin edildiğini kaydetti. Saymaz, "Devlet, Tekke ve Zaviye Kanunu'nu bu anlattığım insanlara uyguladı. Siz bu insanlar gibi, damadının 400 lirasına göz diken adama Tekke ve Zaviye Kanunu'yla ceza uyguluyorsunuz da Sağlık Bakanlığı'na çökene neden uygulamıyorsunuz. Daha mı değersiz? Siz bu insanlar gibi müridine tecavüz edene ceza veriyorsunuz da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tecavüz edene, Emniyet'in sistemine tecavüz edene neden uygulamıyorsunuz? Bu insanlar gibi, emniyeti, TSK'yı, adliyeyi istismar ederek ele geçirenler, büyük tarikatların yarattığı korku ve oluşturduğu dokunulmazlığın sonucunda bu güce kavuştular. Onların yarattığı korkuyla bunlar on yıllar boyunca insanları maddi, dinsel ve cinsel anlamda sömürdüler. Çünkü toplum bunları sahte şeyh diye görmüyor, şeyh diye görüyor. Çıkar örgütü diye değil tarikat diye görüyor. Kimse onlara sahte demiyor. O şeyhe insanlar gidiyorsa inandığı için gidiyor. Dolayısıyla böylesine yer altı sektörünün olduğu nüfusu 5 milyona ulaşmış bir alan kayıtsız bırakılamaz. Bu insanlara, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik hukukunu tattırmak lazım. Ben bu çağda, ilelebet mühürlemenin artık çözüm olduğuna inanmıyorum. Birileri, 'Badelenmeyi' bile inanç olarak gördükten sonra devlet neyin peşine düşecek? Devlet, biri kendisi badeletecekse zaten onun peşine polis gönderemez. O nedenle bunu, yasayı revize ederek uygulanabilir hale getirmek lazım. Bu gruplara, sadece yardımcı din alanında kalmaları kaydıyla onları, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ve Diyanet'in denetimi altına almak gerekir. Bunları sahip olduğu mal, mülkü ve müridi olduğu devlet tarafından bilinmek zorundadır. Kayıt altına alınmalıdırlar. Bunların aynı zamanda uluslararası ticareti bağlantıları devletin istihbarat birimleri tarafından bilinmek ve takip edilmek zorundadır. Bu bir milli güvenlik tehdididir. İkinci bir husus, tarikatlara aktırılan bütün kamusal imkânlar durdurulmalıdır. Yok, öyle devletin okul ve yurtlarında faaliyet göstermek. Tümüyle devletin alanının dışına çıkarılmalıdır. Onların devletle kuracağı tek bir ilişki vardır o da denetim. Şayet devlet onları denetlemezse, tarikatlar tarafından denetlenen bir ortaçağ devletine dönüşürüz. Türkiye Cumhuriyeti, doksan beş yıl önce kurduğu Cumhuriyetin, özgür insanlarını ne olduğu belirsiz şeyhlerin tekkelerinde bir karanlığa terk edip Cumhuriyetin özgür insanlarını ortaçağın mürit uluslarına dönmesine göz yumamaz. Doksan beş yıl önce TBMM kürsüye çıkan Ekrem Rize'nin ifade lafı tekrar etmek istiyorum: 'Taassup denilen yılan hala yaşıyor” ifadelerini kullandı.
KADIN VE GENÇLİK SEFERBERLİĞİ
Saymaz'ın kitap içeriğinde yer alan olayların iç karartıcı olduğunu ifade eden Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ise, "İsmail Saymaz biraz içimizi kararttı ama Türkiye nüfusunun yüzde 60'ı yerel yönetimlerde Atatürkçü, çağdaş, sosyal demokrat belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Türkiye'nin geleceği, batı medeniyetlerinden çok daha önce seçme ve seçilme hakkı verilmiş Türk kadınının elinde olacak. Atatürk'ün şehri, Samsun'da Atakum kadın örgütlenmesinde Türkiye'ye örnek olacak. Ben Atakum Belediyesi'nin tüm olanaklarını kadın ve gençlik örgütlenmesine seferber edeceğim. İsmail Saymaz, gittiği her yerde anlatsın. Atakum'da kadınlar dikkatle dinlediler, şaşırdılar ve büyük bir kararlılıkla yola çıktılar. Başlarında belediye başkanı ev ev, kapı kapı dolaşacağız. İsmail Saymaz konuşurken çıkardığınız sesleri duydum. Ben de hayretle dinledim. Bu kadarını tahmin etmiyordum. Bir kaymanın, bir karşı devrimin başarıya gittiğini biliyordum. Bu yerel seçimlerde bir dönüş ve karşı devrim kendisini sokmaya başladı. Artık Atatürkçüler bu ülkeyi yönetecekler" dedi.