YOZGAT'TAN SESLENDİ; YALAN DOLAN ÜZERİNDEN SİYASET OLMAZ!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, referandum çalışmaları kapsamında Yozgat'a gitti

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, referandum çalışmaları kapsamında Yozgat'a gitti. Yozgat'ta CHP'nin söylemlerini eleştiren Karaaslan, '''Cumhurbaşkanımızın, tek bayrak, tek devlet, tek millet tek vatan idealini ve aziz milletle tek yürek olma halini, CHP tek adamlıkla bu ezberle açıklayamaz. Tek adamlık değil ama tek başına güçlü bir yönetimi önemsiyoruz. Yapılan değişikliklerle TBMM'nin devre dışı kalacağı yönündeki söylemleri ile tamamen, abartı, yalan dolan üzerinden yorumlamaya çalışıyorlar. Yalan dolan üzerinden siyaset olmaz'' dedi.
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, 16 Nisan'da düzenlenecek referandum çalışmaları kapsamında Yozgat'ta bir dizi ziyaret ve toplantılar gerçekleştirdi. Karaaslan, Yozgat'ta parti teşkilatları, iş dünyası temsilcileri, kadınlar ve gençlerle ayrı ayrı bir araya geldi, esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Karaaslan ayrıca şehit ailesi ziyareti de gerçekleştirdi.
Karaaslan ziyaret ve toplantılarda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çanakkale Zaferi'nin 102. yıldönümü idrak etmenin guru ve onurunu yaşadıklarını belirten Karaaslan, tüm şehitlere rahmet diledi.
16 Nisan referandumuna yaklaşıldığını belirten Karaaslan, ''AK Parti teşkilatları, genel başkan yardımcılarından bakanlarına, milletvekillerinden il bakanlarına yurtiçi ve yurtdışında çok hummalı bir çalışma içinde. AK Parti'nin kurulduğu günden itibaren millete gidip, birebir temas kurmak, olayları anlatmak, yüz yüze göz göze iletişim kurmak gibi belirlenmiş ilkeleri var. Hem bunu gerçekleştirmek hem de 16 Nisan'ın ne kadar önemli olduğunu anlatmak için sahadayız. 16 Nisan'da neden evet demek bu kadar önemli, neden Türkiye'nin kaderini belirleyecek, neden yol haritamızı belirleyecek, neden bizi 2023 hedeflerimize daha hızlı buluşturacak diye milletimizle buluşup bunları birebir konuşacağız. Milletimizin bu alamda sorularını çok önemsiyorum. Onlar soracak biz cevaplayacağız. Milletimiz meseleyi anladı. Mesele memleket meselesi. Ve hakikaten milletimiz çok uzun uzun anlatmadan yüreğinde ve zihninde meseleyi anladı''.
MİLLET HAKEMLİK YAPACAK
''Türkiye olarak bugüne kadar çok zor dönemeçlerden geçtik'' diyen Karaaslan, ''102 yılın idrak ettiğimiz Çanakkale Savaşlarından, o günlerden daha yeni 15 Temmuz'da yaşadığımız memleketimizin birliğine dirliğine bayrağımıza gerçekleşen hain saldırılara. O günden bugüne yaşanmışlıkları milletimizle konuşacağız. Türkiye neler atlatarak bugünlere geldi. Türkiye'nin 2023 yılı için hangi hedefleri koyduğumuzu anlatacağız. Nasıl ilerleyeceğimizi konuşacağız. Birilerinin düşündüğü gibi 'Millet hata yapabilir, o yüzden çok önemli meseleleri onlara sormasak da olur' zihniyetini biz çok tehlikeli buluruz. Bu zihniyet maalesef TBMM çatısı altında referandum gerçekleşmesin diye çok çaba verdi. Biz gidelim halka soralım, halk karar versin dedik. Zaten değişikliği özünde de hükümet modeli değişikliğinde de, bundan sonra yaşanacak her problemin ya da çözüm gerektirecek her durumda millete gidilmesi milletin hakemlik görevini tamamen üstlenmesi, kısacası cumhuriyetin en temel ilkesi olan 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletin elinde olması'' dedi.
TEK ADAMLIK İDDİASI
Tek adamlık konusunda açıklamalarda bulunan Karaaslan, ''Cumhurbaşkanımızın, kurucu genel başkanımızın tek bayrak, tek devlet, tek millet tek vatan idealini ve aziz milletle tek yürek olma halini, CHP tek adamlıkla bu ezberle açıklayamaz. Bu zihniyetin tozlu sandıkları var. Bu sandıklarda bazı kavramlar var. 'Rejim elden gidiyor, laiklik elden gidiyor' tartışmalarını çıkarır. Türk milletinin bunlara karnı tok. Cumhuriyet tarihimiz boyunca hızla elde ettiğimiz atılımlara vesile olan, özellikle 15 Temmuz günü sergilediği tavırla bir milleti peşinden sürükleyen Cumhurbaşkanımıza tek adamlık adı altında yapılan eleştirileri kabul etmemiz mümkün değil. Milletimizde kabul etmiyor. Tek adamlık değil ama tek başına güçlü bir yönetim, biz bunu çok önemsiyoruz. Biz diyoruz ki bir kişi karar vericidir. İyi bir ekiple birlikte çalışır ve bu kararları verir. CHP'de bir genel başkan var. Mutlaka danışma kurulu heyetleri var ve alınan kararlar genel başkanın karar vermesiyle gerçekleşir. Önemli kademelerde tüm yönetim mekanizmalarında böyledir. Devlette de bu iş böyle olur. Son dönemde ilham aldıkları gruptan olsa gerek belki bir eş başkanlık meselesi üzerinde yoğunlaştılar. O yüzden mi sürekli ikilikten yanalar. Bu tek adamlık ezberinin halkta karşılığı yok. Ben muhalefette olsam yeni önerilerle geliştirirdim. Bunlar eskidi'' diye konuştu.
MECLİS DEVRE DIŞI KALIYOR SÖYLEMİ
Yapılan değişikliklerle TBMM'nin devre dışı kalacağı yönündeki söylemleri de cevaplayan Karaaslan, ''Maalesef yeni öneri geliştirilmediği için mevcut önerileri tamamen, abartı, yalan dolan üzerinden yorumlamaya çalışıyorlar. Feshetmek kelimesi çok sıklıkla kullanılıyor. Cumhurbaşkanı istediği zaman meclisi fesheder. O kadar anlamsız ve tehlikeli bir tabir ki ve gerçekte değil. Vatandaşımız bunun farkında. Sürekli anlatıyoruz. Yalan dolan üzerinden siyaset olmaz. Önce okuyup bakmak lazım burada ne yazıyor diye. Bu karşılıklı seçimleri yenileme yetkisidir. Cumhurbaşkanı kendi iki kez seçilme hakkına sahip. 5+5 10 yıl. TBMM var. Bütün bu erkler birbirinden ayrılıyor ama hepsi kendi içinde güçleniyor. Cumhurbaşkanı ya da TBMM herhangi bir sorunla karşılaştığı zaman, içinden çıkılamaz bir hal aldığı zaman, seçim yenileme yetkisi her ikisinde de var. TBMM ben seçimi yeniliyorum dediğinde, kendisi gibi Cumhurbaşkanını da seçime götürebiliyor. Cumhurbaşkanı da ben seçime gitmek istiyorum dediği zaman, kendi gibi TBMM'yi de seçime götürüyor. Bu aslında karşılıklı uyumu da zorunlu kılan bir uygulama. Bence çok önemli. Çünkü çok çok özel durumlarda hayata geçeceğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı 2 dönemle sınırlandırılmış olan görev süresini eğer seçime gitme kararı verdiği anda görev süresini kaybetmiş oluyor. Dolayısıyla bir Cumhurbaşkanının buna karar vermesi çok kolay değildir. Öte yandan bu mekanizmayı en güçlü kılan etken merkezine milleti yerleştirilmesidir. Eğer millet haksız yere gereksiz yere seçime götürdüğünü düşünecek olursa, mutlaka seçimde oy kullanarak oy refleksi ile gerekeni yapacaktır. Her ne yaşanırsa yaşansın en son karar verici millettir'' dedi.
şokhaber.net