Çimer
Kısa adı ÇİMER olan Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezi artık Kamu Kurumlarına ve topluma zarar vermeye başladı.
Hiçbir eleme yapılmadan direk kurumlara gönderilen şikâyetlerin vatandaş üzerindeki ağır baskısı dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Öyle ki bu ülkeye katma değer sağlayan vergisini veren,1000’lerce insanı istihdam eden maaş ve SGK ödeyen iş adamımızın iş yerinin kapısına bir sabah polis, bir sabah maliyeciler, bir sabah SGK müfettişleri, başka bir sabahta EPDK görevlileri dayanıyor!...
Arayıp tarıyor…
Depodaki mazotu alıp inceliyor, tamamen yerli ve milli çıkıyor buna rağmen depoları mühürlüyor!
Ankara’ya yazalım oradan gelecek olan müfettişler bu mühürü çözecek diyor!...
İyi de ben ihracatçıyım benim işimi durduruyorsunuz.
O ki kanunsuz iş yapmıyorum bunu hepiniz tespit ettiniz bırakın işime bakayım.
Hayır olmaz!...
Biz sizin gayrimeşru iş yapmadığınızı ÇİMER’e yazdık, oradan gelecek olan cevabı bekleyeceğiz.
Böyle bir devlet anlayışı olur mu?
Böyle devlet yönetilir mi?
Devlet vatandaşının emrindedir, tepesinde değil kafasına vurmak için kurulmamıştır. Vatandaşın kafasına vuranlara karşı önlem almak zorundadır.
Yani ispiyoncuları tespit edip ceza vermek zorundadır.
İş adamını bıktırırsanız işini kapatır parasını bankaya koyar faizini alır zevkine bakar.
İstihdam sağlayacak adam bulamazsınız, işsizlik patlar ekonomi iflas eder.
Maazallah hiç kimse vergisini vermez, devleti yönetenler yurtdışından sürekli borç alıp maaş ödeyemez!
Bir gün gelir size kimse borç para vermez!...
Fabrikalarımızı ve milli değerlerimizi satmak zorunda kalırsınız.
İşte bu nedenle diyorum ki devlet ile yapılan bu ispiyonculuğu kaldıralım…
Bu ülkeye katma değer sağlayan şerefli haysiyetli işadamlarımızı töhmet altında bırakmayalım…
Çalışanların önünde bunları ezmeyelim, ezdirmeyelim…
Devletin asıl görevi budur.
Devlet olmanın da gereği budur diyorum.
İllerimizde bu devleti temsil eden T.C Bayrağını aracında fors olarak taşıyan valilerimizin konuya hassasiyet göstermesini bekliyorum.
Kalın sağlıcakla…