Samsunlu Muhtarlar Maraton Koşusuna hazırlanıyor!...

Nedim AYDIN

Koronavirüs nedeniyle ülkemiz bir imtihandan geçiyor…
Böylesi zor süreçlerde özellikle idarecilere çok ama çok büyük iş düşüyor!...
Gel gör ki bizim ülkemizde idarecilerin ketum tutumları vatandaşları çileden çıkartıyor!...
Devletin en üst kademesi sürekli uyarmasına rağmen bizim idarecilerimiz hala eski kafa ile hareket etmekteler.
Yani şu bürokrasi var ya…
Tam bir illet!...
Bu bürokrasi koronavirüsten daha beter!...
Makama gelip oturanlar ne hikmetse kıçlarını kaldırıp hiç dışarı bakmazlar!…
Altlarında devletin verdiği araba, gel keyfim gel misali vatandaşın rahat ve kolay hizmet alması için ne mümkün çalışsalar!...
Sayın Cumhurbaşkanımız illerin valilerinin başkanlığında ‘Pandemi Kurulu’ oluşturulmasını, gerektiğinde de ilave ek tedbirler alınmasını talimatına rağmen hala vatandaşları rahatlatıcı tedbirler almış değil.
Sadece vur abalının sırtına misali vatandaşların uyması gereken kuralları açıklamakla meşguller!...
Tamam, da vatandaşların uyması gereken kurallar var da, kurumların uyması gereken kurallar yok mu?
Kurumlarımız tam anlamıyla vatandaşa hizmet vermemek için elinden ne geliyorsa onu yapıyorlar!...
Yukarısı ayrı telten aşağısı da ayrı telden çalıyor!...
Ben de buradan Sayın Valime Soruyorum?
Vatandaşlar hayatlarının idamesi için yaşam tarzlarını %70 düşürmüşler. Geri kalan %30 la da yaşamaya çalışıyorlar.
Vatandaş bir kuruma veya bankaya, postaneye, pazara, markete velhasıl ihtiyaç duyduğu bir yere gitmek zorunda…
Gittiğinde de aman Allah’ım binbir çile çekiyor!...
Gir kuyruğa saatlerce bekle ki o kurumun keyfi gelecek de vatandaş işini görecek!...
Üstelik bu insanları dışarıda saatlerce soğukta bekletmekteler…
Vatandaş, bankaya gider bir veya iki vezne açılmış! İnsanlar dışarıda saatlerce bekletiliyor!...
Hâlbuki kurallara uygun olarak, yer ve konumu müsait 4-5 gişe veya vezne açılacak konumunda. Vatandaş pazara gider, kurallar gereği seçmek yasak kurala uyar. Pazarcı doldurur poşeti, aldığı malın en az % 20-30’u çürük, yani kazıklanır!
Vatandaş zabıtaya söyler biz bu işlere karışmayız cevabı alır!...
Vatandaş alışverişe gider 1TL’ye aldığı ürün 10-15-20-50 olmuş denetleyen yok!
Vatandaş sorduğunda alma işine gelirse cevabını alır, kazığın alasını yer!...
Devletin tepesi maske para ile satılmayacak der, millet parayla satar!...
Vatandaş işsizlik parası alır, kurum kartına yatırmaz, gel buradan al der!...
65 yaş üstü vatandaşların emekli maaşları mahalle muhtarlarının koşturması ile bin bir güçlükle vatandaşlara ulaştırılmaya çalışılıyor.
Hâlbuki bankalar personellerini parttaym çalıştırıyor. Neden bankalarla görüşülüp birçok ekip kurulmaz? Yine aynı şekilde muhtar öğretmen veya imam, bir de emniyetten oluşacak ekiplerle kısa zamanda bu iş yapılmaz. Muhtar, koş bankaya, oradan vatandaşın evine, tekrar kaymakamlığa tekrar bankaya! Gidersin bazı bankalar para vermem diye ağaca çıkartır seni! Yok, şu kadar para veririm yok bu kadar!
Samsundaki muhtarlarımız bir mahalleden öbür mahalleye koşturup duruyorlar. Muhtarlarımız yarınların maraton koşusuna mı katılacak!...
Yahu bu kurumlar devletten daha mı büyük?
Koskoca Samsun’da Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile beraber ekipler kurulamaz mı? Bu işi yapan illerden hiç mi örnek alınmaz!
O koşuşturan muhtarlarımıza da buradan şükranlarımı sunarım…
Vatandaş bazı rahatsızlıkları için sağlık ocağına aile doktoruna gider, biz hayatı tehlikesi olan hastaları alıyoruz deyip geri çevrilir.
Hayatı tehlikesi olan sağlık ocağına mı gider?
Bu ve bunun gibi örnekleri saymakla bitiremeyiz…
Vatandaşlar neden bu çileleri çekmek zorunda bırakılır?
Bu kurumlar vatandaşa bu çileleri çektirmek için mi varlar!?...
Vatandaşların kurallara uymasındaki istenen hassasiyet neden bu kurumlardan istenmez?
Banka veya kurumların bu tutumu ve uygulaması insanları dışarıda o şekilde bekletmesi risk oluşturmuyor mu?
Sokaklarda vatandaşlar sosyal mesafeyi korumadıklarından dolayı ceza kesiliyor da bu kurumlar vatandaşları riske soktuklarından neden ceza kesilmiyor?
Bu kurumlar bu ülkenin yasalarına uymaz diye bir kanun mu var?!...
Neden millete fahiş fiyatlarla mal satanlara devletin tokatı vurulmaz?
Neden bu gibi eksikleri tespit edecek ekipler kurulamaz?
Vallahi muhtarlar ve bazı yardım kuruluşları bu kurumlardan daha seri ve verimli çalışıyor…
Allah aşkına devlette çalışan etkili yetkili hiç mi bir kişi yok bu konuda kafa yoracak!...
Bu kurumların bu kötü uygulamalarından dolayı da vatandaş devletine küsüyor!
Hiçbir kurumun veya kişinin bunu yapmaya hakkı yoktur!...
Devletin gücü bunlara gösterilmelidir!…
Bunların bu ketum kaprislerini bu millet çekmek zorunda değil!...
Bu vatandaş 15 Temmuz’da canını ortaya koydu.
Şimdi de kendini bilmez bu kurumlara mı vatandaşı ezdireceğiz!!!...
Öyle sıcak koltuklarda oturularak bu işler çözülmez!....
Sahaya ineceksin, toprakla haşır neşir olacaksın ki toprağı tanıyasın!
Sağlık ve emniyet birimleri haricindeki kurumlar tam anlamıyla sınıfta kaldı.
Sağlık ve emniyet birimlerinde çalışanlara ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bir iki sözüm de Ak Parti İl Başkanı Sayın Aksu ile Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Çiğdem Karaaslan’a? 
Bu sıkıntılı günlerde vatandaşın yanında olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız? Neden sahada değilsiniz de evinizden dışarı çıkmıyorsunuz? Herkesin gördüğünü siz neden göremiyorsunuz? Böylesi zor günlerde Sokağa çıkmazsanız göremezsiniz tabii!...
 Cumhurbaşkanımızın gece gündüz özverili çalışmalarını görmüyor musunuz? Bu güzel çalışmalara destek olmuyorsunuz bari köstek olmayın!...