Gittim Gördüm!…
Tanıyanlar bilir…
Bulunduğum her ortamda…
Kendimi tanıtırken…
Göğsümü gere gere, gururla…
Emekli Sağlık Astsubayı olduğumu…
Söylemişimdir…
Söylemesem de zaten…
Emekli olmadan…
Eşimin adına işyeri açtığımdan…
Dükkânın ismi…
İnsanlar tarafından…
‘’Başçavuşun Yeri’’
Olarak biliniyordu ve…
Gerçek adımı ise bilen yoktu…
Neyse sadede geleyim…
Emekli olduktan sonra…
Camiamdan hiç kopmadım…
Böyle olunca da…
İlk depremi hissettiğimde…
Uyandım…
Hafif hissedince…
Çocukları uyandırmadım…
Ancak o bölgede çalışan…
Dostları, arkadaşlarım ve…
Meslektaşlarım vardı…
Balkona oturdum…
Önce 1-2 telefon denemesi yaptım…
Sonuç alamadım ve…
İnternet üzerinden…
Haberleşmeye geçtim…
Telefonumdaki bütün numaralara…
Durumların soran mesajlar attım…
Beklemeye geçtim…
Yaklaşık 1,5-2 saat sonra…
Geri dönüşler başladı…
Malatya-K.Maraş-G. Antep-Urfa-Hatay…
Çok şükür dostlarımda…
Can kaybı yoktu…
Mesaj attıklarımdan…
Sadece…
Hatay-Samandağ’da ki…
Avukat dostumdan geri dönüş alamadım…
Tanıyan bilenlere sordum…
Onlar da bilmiyordu…
Akşam saat 20.00 sularında…
Geri dönüş yaptı…
Depremden hemen sonra…
Çocuklarını topladığı gibi…
Arabası ile bölgeyi terketmiş…
Ankara’da idi…
‘’Abi çocukları bırakıp hemen…
Geri döneceğim…
Oradakilerin bana ihtiyacı var’’ diyordu…
Ve hemen geri döndü…
Mesajlarıma geri dönen arkadaşlarım…
‘’Birşeyler yapmalıyız’’ diyorlardı…
Ne yapabiliriz diyerek…
Beyin fırtınası yaparken birisi…
‘’Çadır veya battaniye’’ dedi…
‘’Buraları çok soğuk’’…
Çadır pahalı miktarı az olur…
Battaniye olsun dedim…
Uşak battaniyenin ocağı…
Dostlarım da var…
Aradım…
Yarım saatte…
1000 battaniye bağlantısını yaptık…
Çarşamba günü teslim alacağız…
Alamadık…
Uşak Valiliği…
Bütün fabrikalardaki…
Üretilmiş battaniyeleri…
Salı günü toplayıp…
Bölgeye gönderiyormuş…
‘’Olsun onlar daha hızlı…
Ve daha güvenli gönderirler…
Biz sonra alalım’’ dedim fabrikaya…
Cuma olur dediler ve…
Perşembe akşam 20.30 da…
Otobüsle yola çıktım…
İstikamet Uşak…
Dostlarım, güzel insanlar…
Av. Rıza Albay ve…
E. Sağ. Asb. Utku Yılmaz karşıladılar…
Fabrikaya gittik battaniyeleri…
Teslim aldık…
Sevgili Avukatımız…
Kamyonu da ayarlamıştı çağırdı…
Yükleme yapılırken…
Biz izin almak için çalışmaya başladık…
Çünkü çıkış merkezinden…
Varış merkezini belirterek…
İzin almamız gerekiyordu…
İzini bizzat Vali Bey veriyormuş…
İmzaladı belgemizi…
Kamyonla yalnız gitmeyi planlamıştım…
Sevgili Utku Yılmaz ‘’Olmaz…
Seni yalnız göndermem…
Ben de geliyorum’’ dedi…
Tamam, EVLAT dedim…
O artık benim için…
Bir meslektaştan da öte EVLAT idi…
İyi ki gelmiş…
10 Şubat Cuma günü…
Saat 14.45 de bismillah deyip…
Kontakaçtı şoförümüz…
Hedefimiz ve amacımız belli idi…
İstikamet İskenderun…
Ama bizi orada ne bekliyordu…
Açıkçası dipsiz kuyu…
Bütün gece yol aldık…
Saat: 03.45 de ulaştık İskenderun’a…
Aman Allahım…
İnsanlar sokaklarda…
Bir taraftan da…
İş makinaları, vinçler…
Harıl harıl çalışıyor…
Varış noktamız…
Şehit Teğmen Ahmet Tor Kışlası idi…
Bulduk sonunda…
Şoförümüzü uyuttuk…
Biz geçtik nöbetçi arkadaşlarımızın yanına…
Sabah olmadı sanki…
Önce polisler, zabıtalar…
Daha sonra AFAD ve diğer gönüllüler…
Bir anda binlerce insan…
Park yerinde onlarca kamyon, TIR…
Bu arada bir meslektaşımın…
Akrabalarının Almanya’dan gönderdiği…
2 TIR yardım malzemesi de…
Bizimle aynı anda gelmişti alana…
Hava soğuk ve rüzgârlı…
Biz üşüyoruz…
Ev kıyafeti ile dışarda kalanlar…
Neredeyse yarı çıplak…
Kısa sürede işlemlerimizi tamamladık…
Ulaştırdık insanlara…
Vijdanımrahat…
Gönlüm huzur dolu…
Ama aklım hala orada…
Ne yapıyorlar acaba?..
Allah yardımcıları olsun…