AKP'de Hedef 2053!...
Ak Partide yeni hedef 2023 değil, yeni hedef şimdi 2053.
Bu da nerden çıktı demeyin.
İnanın öyle.
Aklıma deli sorular geliyor.
Ancak bu soruları yazmayacağım…
Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar diyen AKP’de bu üç ‘Y’ maalesef fiyaskoyla sonuçlandı.
Yoksulluğa bakınca, vatandaşı düşünen yok.
Yasaklar mı; cezaevleri gazetecilerle dolu.
Avrupa Konseyi'nin kamuoyuna açıkladığı bir rapora göre ‘Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkedir.’
Yolsuzluğa gelince, vatandaşın güveni kalmadı.
Ülkede her alanda bir yozlaşma hâkim durumda.
Bu da ayrı bir ‘Y’ olarak AKP’nin eksi olan karnesine eklenmiş durumda.
Elbette 3600 ek gösterge ve kadro müjdeleri olumlu.
‘EYT’ milyonları ilgilendiriyordu; bu sorunda seçim kozu olarak kullanılsa da, bir şekilde çözümlendi.
Ancak, yeni mağdurlar da var.
Staj mağdurları gibi…
AKP her geçen gün vaat etmeye devam edecek gibi görünüyor…
Ediyor da.
Konuştuğum, esnafın, öğrencinin, memurların, işçinin, ev hanımlarının, köylülerin ve emeklilerin ne inancı var ne de ‘atacak oyumuz’ var diyorlar iktidara.
Samsun sokakları çok tepkili AKP iktidarına.
Hangi yüzle bize gelecekler diyen çok var.
Vatandaş tepkili.
Samsun Milletvekilleri toptan sınıfta kaldı bu dönem…
Fakat AKP’de hedef 2053.
Ne kadar inandırıcı.
Bekleyip göreceğiz!
Sokağın nabzı yüksek.
Mayısta seçim kapıda.
AKP sokağın, pazarın, çarşının, yükselen fiyatların, sebzenin, meyvenin, yiyeceğin, içeceğin ve önlenemeyen faturaların ateşini nasıl düşürecek?
İktidara giden yol bunlardan geçiyor…
Her şeye rağmen; AKP’de görünen, anketlerde de ortaya çıkan büyük oy kaybı olduğu, seçmenin de tepkisinin yüksek olduğu bir seçim olacak.
Bu erimeye, erozyona karşı seçmenin tavrını ne yönde kullanacağı da ayrı bir muamma olarak tüm çıplaklığıyla ortada duruyor.
***
Aklıma şu hikâye geldi.
Yıllar önce Antalya Side’de tanıştığım değerli bir büyüğümden dinlemiştim.
Zamanın birinde padişah ferman vermiş.
Gidin bana benim eşeği konuşturacak birini bulun demiş.
Padişah kim bu eşeği konuşturursa hayatı boyunca her istediği yapılacaktır demiş.
Her tarafa haber salınır.
Ve padişahın eşeğini konuşturabilecek birisi aranır.
Biri gelir.
Ben bu eşeği konuştururum der.
Fakat konuşturamaz ve kellesi gider.
Başka biri gelir konuştururum der.
O da konuşturamaz ve onun da kellesi gider.
En sonunda biri gelir ve ben bu eşeği konuştururum der.
Ancak bana 40 yıl müsaade edeceksiniz diye bir şart ileri sürer.
Padişah sevinir.
Ve bu adamın her ihtiyacını karşılayın diye emir verir.
Adam eve gelir.
Hanımına bugün saraya gittim eşeği ben konuşturacağım dedim der.
Tabii ki hanımı kızar.
Herif sen ne yaptın.
Hiç eşek konuşur mu? Diye adamına bağırır.
Adam da karısına dönerek, hanım eşeğin konuşmayacağını herkesten daha iyi ben biliyorum.
Fakat 40 yıl sonra ya padişah ölür, ya eşek ölür ya da ben ölürüm.
Bu arada bizde ömrümüzü çok rahat bir biçimde sürdürürüz deyince hanımı haklısın herif der.
Â