Bi Köfte Bi Ayran!
91 Saat sonunda tek isteği buydu Alya bebeğin.
Bi köfte bi ayran istedi Alya bebek.
Hayatın gerçeği bu olsa gerek.
Daha da önemlisi hayatın anlamı bu.
Çocuklar. Canlarımız…
Kaybettiklerimiz…
Pamuk ipliğine bağlı bir yaşam.
Türkiye’de halı altına süpürülen gerçekler.
Deprem de bu gerçeklerden sadece biri.
Hatta; en önemlisi.
İzmir depreminde çok can kaybettik.
Hepsi can!
Ötelediğimiz, gâvur İzmir dediğimiz İzmir, çok kısa sürede örgütlenerek herkese adeta ders verdi.
Elbette her zaman her yerde ufak tefek asalaklar ve fırsatçılar çıkacaktır.
Çıkmıştır da…
Ancak; İzmir’de barlar çorba dağıttı.
Bazı Otel sahipleri otellerini depremzedelere açtı.
Vatandaşlar hastanelere akın etti.
Ne için mi?
Tabii ki de kan bağışı yapmak için.
Belediyelerden anonslar yapıldı.
Yeter diye; kana ihtiyaç kalmadı diye.
İzmir güzel İzmir güzelliğini yine gösterdi.
Bu yapılanlardan hiç kimse tek kuruş almadığı gibi genci yaşlısı İzmir için seferber oldular.
Taraftar gurupları da su, ekmek, yiyecek ve giyecek dağıtarak bu acıya ortak oldular.
Samsun’dan da Atakum Belediyesi iki tır dolusu giyecek, yiyecek, dezenfektan ve ihtiyaç maddesi göndererek bu acıyı paylaştı.
Acı paylaşılınca, ortak olunca azalırmış!
Başkalarının acısına ortak olduğun kadar insansın!
İdil bebeğe, Elif bebeğe, Alya bebeğe sağlıklı uzun ömürler dilerken; tüm kaybettiğimiz canlarımızın yakınlarına, İzmir’e ve güzel ülkeme başsağlığı diliyorum…
Asla yalnız değilsin İzmir!