Hakkını Helal Et Usta!...

Tufan İPEK

Aklım almıyor, yüreğim yanıyor usta!
Henüz erken değil mi?
Bayram’da el öpmeye gelecektim!
Baba oğul gibi kucaklaşacaktık her zamanki gibi.
Şakalaşacaktık.
Bana yine evlenemedin bu yılda diyerek madrak geçecektin.
***
Her bayramda, her önemli günde ve haftada bir olsa da arayıp konuşurduk.
Yazısı olduğu zaman, telefona bakardı fakat anlardım kısa keserdim.
Bazen de uzun uzun sohbet ederdik.
Çok nasihat versin diye ağzından laf beklerdim ama hiç öyle kolay kolay nasihat etmezdi.
En son konuştuğumda ev halkına selam söyle dedi.
***
İsmail Başaran bu meslekteki ustamdı!
Hemşerimdi.
Abimdi.
Dostumdu.
Arkadaşımdı.
Babam gibiydi.
Her şeyi konuşabildiğim, her şeyi anlattığım ender bir şahsiyetti.
Meslekteki 53. Yılıydı.
Onurla, şerefle ve tırnaklarıyla kazıyarak yaptığı bir kariyer.
Trabzon’da 1970’de mesleğe başladı.
Yıllarca Samsun Milliyet Gazetesi’nin Büro Şefliğini yaptı.
Efsaneydi.
Nice gazeteciye ekmek verdi.
Nice insanı gazeteci yaptı.
Unutulmaz ve asla da unutulmayacak.
***
Çok zor bir yazı bu.
Bir taraftan salya sümük içinde ağlamaklıyım.
Diğer taraftan da yazıyı yazma gayreti içindeyim.
***
İsmail Abiyle her şeyi konuşurduk yazdım ya…
Bir ara kaybettiğimiz Ali Orhan’ı konuşmuştuk.
Antalya, adını parka vermişti.
Ben de İsmail Abi senin adını mutlaka ölümsüzleştireceğiz demiştim.
Hem de en kısa zamanda.
Çağrımdır, İsmail Başaran adını mutlaka bir caddeye veya sokağa verilmesi için!
Bunu çok görmeyin ustamıza, duayenimize!
***
Seni onurlu duruşunla, yılmaz eğilmez kurşun kaleminle hep anacağım!
Büyük usta!
Allah çıktığın bu yolda da seni utandırmasın!
Mutlaka bir gün yine kavuşacağız.
Hakkını helal et be usta!
Hakkını helal et!