Karaoğlan!
Eski Türkiye başbakanı, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı, devlet bakanı ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur.
1974–2002 yılları arasında dört kez Türkiye başbakanlığı görevini üstlenmiştir.
***
Hayatını dürüstlük ve ilkeli bir yaşama ve Türk siyasetine adamış ender bir şahsiyetti Bülent Ecevit.
Bu millet öyle ki; dağlara taşlara adını yazmıştı.
Karadenizli ‘bizim uşak!’ Ankaralı ‘Garaoğlan!’ Zonguldaklısı ‘Karaoğlan!’ diye bağrına basmıştı Bülent Ecevit’i.
Demokratik Sol Partiyi kurduğunda yalnızdı.
Ve sıfırdan adeta bir partiyi iktidar yapmıştı.
Bu bence; siyasal bilimlerin ve sosyoloji okuyanların tez konusu yapması gereken bir olaydı.
Ecevit; bu ülkenin kendisiydi.
Ecevit; dürüstlük abidesiydi.
Ecevit; hak ve eşitliğin timsaliydi.
Türk emekçisi onun çalışma bakanlığında haklarına kavuştu.
***
Askerlik teskeremi aldığımda Balıkesir-Çayırhisar’dan çıkarken tam o sırada Rahmetli Bülent Ecevit’in seçim otobüsü geçiyordu.
Rahmetli otobüsü durduracak gibi oldu, ben de el salladım ve ‘yolunuz açık olsun genel başkanım’ dedim.
Çok mütevazı çok kıymetli bir insandı.
Basın mensuplarına elleriyle çay verirdi.
Hem de bunu başbakanken yapardı.
Bu yalan dünyadan bir Karaoğlan geldi geçti.
Herkeste çok büyük izler bıraktı.
Herkese çok önemli dersler verdi.
***
Ecevit’e dedesinden büyük bir miras kalmıştı.
İki milyar dolar değerindeki bu mirasın hikâyesini, Gazeteci Mehmet Çetingüleç “Ecevit’in Anıları” kitabında şu şekilde anlatmıştı;
‘Osmanlı döneminde Suudi Arabistan’da kutsal toprakların koruyucusu olarak görev yapan Mekke Şeyhülislamı Hacı Emin Paşa Bülent Ecevit’in anne tarafından büyük dedesiydi.
Görev yaptığı sürede 5 vakıf, 2 medrese ve çok sayıda kütüphaneden oluşan büyük bir külliye kuran Hacı emin Paşa’nın koruması altındaki bölge, Hicaz’da ihrama girilen yerden Kâbe’ye kadar uzanıyordu.
Toplam 110 bin metrekarelik alana yayılan külliye için Bülent Ecevit ve yakınları İstanbul Şişli Sulh Hukuk Hâkimliği’nde 1992 yılında açılan davayı 2005 yılında kazandı. (Ecevit tek mirasçı olduğu için diğerlerine göre yüksek pay almış.)
Ecevit kararı öğrenince dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ederek mirastan kendi payına düşen kısmını devlete bağışlamak istediğini söyler.
Tek şartı vardı; arazi Türk hacılarının hizmetinde kullanılacaktı.
Sezer, dönemin Diyanet işleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nu arayarak konuyu iletti. Bardakoğlu, Ecevit’le görüşmesi için yardımcısı Mehmet Görmez’i görevlendirir.’
***
Her şeyini devlet, millet uğrunda harcayan bir başbakandı.
Bu millet O’nu rahmetle ve minnetle her zaman anacaktır.
‘Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen!’
Sayın başbakanım ebediyete intikalinin 16. Yılında sizi rahmetle, saygıyla ve özlemle anıyorum!
Rahat uyuyun!
‘Namuslu bir hikâyen varsa seni hiç kimse satın alamaz!’ demiştin.
Öyle de oldu!
NOT: 21. Dönem Samsun Milletvekili Tarık Cengiz’e bana gönderdiği Rahmetli Bülent Ecevit anısına bastırılan özel pul koleksiyon portföyü için ayrıca, sayın vekilime teşekkürü bir borç bilirim.