ARAKAN MÜSLÜMANLARINA İNGİLİZ OYUNU
Erbakan Vakfı Samsun İl Başkanı Suat Zor, Arakan Müslümanlarının yaşadığı sıkıntılar ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaparak İslam Âlemi’nin konuya duyarsız kalmasını eleştirdi
28 Kasım 2016 - 20:57
Erbakan Vakfı Samsun İl Başkanı Suat Zor, Arakan Müslümanlarının yaşadığı sıkıntılar ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaparak İslam Âlemi’nin konuya duyarsız kalmasını eleştirdi. Zor, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Myanmar, Güneydoğu Asya’nın iki devleti Çin ile Hindistan arasında bulunmaktadır. 60 milyonluk nüfusu ve sahip olduğu yeraltı kaynakları ile oldukça önemli bir ülkedir. Ancak böylesine zengin bir ülke, pek çok Afrika ve Asya ülkesi gibi global gücün etkisiyle bu kaynaklardan yararlanamamaktadır. Ülke, 1962’den 2011 yılına kadar askeri bir cunta rejimi ile yönetilmiş olup bu yönetim ülkenin adını BURMA olmaktan çıkarıp etnik bir kabile adı olan MYANMAR olarak değiştirmiştir. Nüfusun üçte ikilik kısmını oluşturan Rakhine etnik halkı, BUDİST bir inanışa sahiptir. Bu etnik yapı Müslümanlara en büyük zulümleri yapmış ve yapmaya devam etmektedirler.
Müslümanların yaşadıkları bölge Arakan olarak bilinmektedir. Müslümanlar yaklaşık üç milyon sekiz yüz bin kişilik bir nüfusa sahiptirler. Arakan Bangladeş sınırına yakındır. Dolayısı ile zulüm gören Müslümanlar genelde Bangladeş’i tercih ediyorlar. Fakat Bangladeş’te ki yönetim Müslümanları istememektedir.
Arakan Müslümanlarının ve dünyanın birçok yerinde yaşayan Müslümanların problemleri çoğunlukla İngiliz kaynaklıdır. Filistin’den Keşmir’e, Arakan’dan Kıbrıs’a kadar tüm bu coğrafyaların İngiliz sömürgesi olduğunu unutmamak gerekir. İngilizler sömürdükleri bütün coğrafyalarda etnik ve dini yapıları birbirleri ile çatıştırarak zayıflatıp sömürmüşlerdir. Bu strateji İngilizler tarafından hemen hemen sömürdükleri bütün coğrafyalarda hayata geçirilmiştir. İngilizler çekildikten sonra da çekildikleri Keşmir, Filistin, Kıbrıs, Arakan, Bangladeş gibi bölgelerde büyük çatışmalar meydana gelmiştir. Arakan Müslümanları da İngiliz sömürüsünden üzerine düşen payı fazlasıyla almıştır. Arakan’da yaşayan Rohingya Müslümanlarıyla, Rakhine Budistleri arasında fitne çıkartılmış ve çatışma ortamı oluşturulmuştur. Özetle, İngilizlerin bugün Arakan Müslümanlarının yaşadığı zulümde payları oldukça büyüktür.
İngilizlerin 1940’larda bölgeden ayrılması ile birlikte, Budistler Müslüman katliamına başlamışlardır. Bunlardan en korkuncu 1942 yılında olmuştur. Burma ordusunun desteklediği Budist çeteler yaklaşık 150 bin Arakanlı Müslümanı katletmiştir. Ve yine 1962’de darbe yönetime el koyan komünist General Ne Win’in hemen darbe sonrasında gerçekleştirdiği katliamlardır. 1962 ile 2011 arasında yapılan katliamın tam sayısı maalesef bilinmemektedir.
Özellikle Arakan bölgesinde bulunan petrol ve doğal gazdan dolayı bu bölgede hiç bir Müslüman istenmemektedir. Çin buradan kendi ülkesine boru hattı döşemiştir. Bundan dolayı bu bölgedeki bütün Müslümanların yerlerinden sürülmelerine dolaylı olarak destek vermiştir.
SAHTE NOBEL BARIŞ ÖDÜLLÜ AUNG SAN SUU KYİ
Babası cunta tarafından katledilen, uzun yıllar boyunca ev hapsine maruz bırakılan ve Nobel barış ödülüne layık görülen SUU KYİ şu anda Myanmar Dış işleri bakanıdır. Ancak Müslümanların katliamına kesinlikle ses çıkartmamaktadır. Bu yüzden bu barış ödülünü derhal geri vermesi gerekmektedir. Onlara barış ödülü değil, zulüm madalyaları takmak gerekir. Bu bayanın mutlaka Türkiye’de gündeme alınıp üzerine gidilmesi gerekir.
Türkiye'deki bütün STK'ların Myanmar değil de, Burma ismini kullanarak, bir tepki ortaya koymaları gerekiyor.
YAPILMASI GEREKENLER
1-Müslümanlar gündemlerine mutlaka Burma’yı almalıdırlar.
2- İslam İşbirliği Teşkilatı daha ciddi açıklamalarda bulunmalıdır.
3- Wikileaks internet sitesi, Amerikan diplomatik yazışmalarının yayınladığı gizli belgeler arasında Myanmar'la ilgili olanda, çeşitli görgü tanıklarının ifadelerine göre, bu ülkenin nükleer silah üretmek için ormanda gizlice bir tesis kurmakta olduğu belirtilmişti.
2004 yılındaki diplomatik nota göre, Myanmar ormanındaki bu gizli tesisi Kuzey Kore'nin yardımıyla inşa edilmektedir. Acaba bu tesisler ile Müslümanların bulundukları bölgelerin bir ilişkisi var mıdır? Bu soruların da gündeme alınması gerekir.
4- Nobel ödüllü SUU KYİ'nin üzerine gidilmelidir ve kamuoyunda sorgulanmalıdır.
5- Her şeyden önce Türkiye'deki STK’ların, başta Milli Görüş kurumlarının büyük bir miting yapmaları kaçınılmazdır.
Unutmamak gerekir ki İslam birliği kurmak için Müslümanların yaşaması gerekir. Cenab-ı Hak tüm İslam dünyasına barış ve huzur ihsan etsin inşallah”.
şokhaber.net
Müslümanların yaşadıkları bölge Arakan olarak bilinmektedir. Müslümanlar yaklaşık üç milyon sekiz yüz bin kişilik bir nüfusa sahiptirler. Arakan Bangladeş sınırına yakındır. Dolayısı ile zulüm gören Müslümanlar genelde Bangladeş’i tercih ediyorlar. Fakat Bangladeş’te ki yönetim Müslümanları istememektedir.
Arakan Müslümanlarının ve dünyanın birçok yerinde yaşayan Müslümanların problemleri çoğunlukla İngiliz kaynaklıdır. Filistin’den Keşmir’e, Arakan’dan Kıbrıs’a kadar tüm bu coğrafyaların İngiliz sömürgesi olduğunu unutmamak gerekir. İngilizler sömürdükleri bütün coğrafyalarda etnik ve dini yapıları birbirleri ile çatıştırarak zayıflatıp sömürmüşlerdir. Bu strateji İngilizler tarafından hemen hemen sömürdükleri bütün coğrafyalarda hayata geçirilmiştir. İngilizler çekildikten sonra da çekildikleri Keşmir, Filistin, Kıbrıs, Arakan, Bangladeş gibi bölgelerde büyük çatışmalar meydana gelmiştir. Arakan Müslümanları da İngiliz sömürüsünden üzerine düşen payı fazlasıyla almıştır. Arakan’da yaşayan Rohingya Müslümanlarıyla, Rakhine Budistleri arasında fitne çıkartılmış ve çatışma ortamı oluşturulmuştur. Özetle, İngilizlerin bugün Arakan Müslümanlarının yaşadığı zulümde payları oldukça büyüktür.
İngilizlerin 1940’larda bölgeden ayrılması ile birlikte, Budistler Müslüman katliamına başlamışlardır. Bunlardan en korkuncu 1942 yılında olmuştur. Burma ordusunun desteklediği Budist çeteler yaklaşık 150 bin Arakanlı Müslümanı katletmiştir. Ve yine 1962’de darbe yönetime el koyan komünist General Ne Win’in hemen darbe sonrasında gerçekleştirdiği katliamlardır. 1962 ile 2011 arasında yapılan katliamın tam sayısı maalesef bilinmemektedir.
Özellikle Arakan bölgesinde bulunan petrol ve doğal gazdan dolayı bu bölgede hiç bir Müslüman istenmemektedir. Çin buradan kendi ülkesine boru hattı döşemiştir. Bundan dolayı bu bölgedeki bütün Müslümanların yerlerinden sürülmelerine dolaylı olarak destek vermiştir.
SAHTE NOBEL BARIŞ ÖDÜLLÜ AUNG SAN SUU KYİ
Babası cunta tarafından katledilen, uzun yıllar boyunca ev hapsine maruz bırakılan ve Nobel barış ödülüne layık görülen SUU KYİ şu anda Myanmar Dış işleri bakanıdır. Ancak Müslümanların katliamına kesinlikle ses çıkartmamaktadır. Bu yüzden bu barış ödülünü derhal geri vermesi gerekmektedir. Onlara barış ödülü değil, zulüm madalyaları takmak gerekir. Bu bayanın mutlaka Türkiye’de gündeme alınıp üzerine gidilmesi gerekir.
Türkiye'deki bütün STK'ların Myanmar değil de, Burma ismini kullanarak, bir tepki ortaya koymaları gerekiyor.
YAPILMASI GEREKENLER
1-Müslümanlar gündemlerine mutlaka Burma’yı almalıdırlar.
2- İslam İşbirliği Teşkilatı daha ciddi açıklamalarda bulunmalıdır.
3- Wikileaks internet sitesi, Amerikan diplomatik yazışmalarının yayınladığı gizli belgeler arasında Myanmar'la ilgili olanda, çeşitli görgü tanıklarının ifadelerine göre, bu ülkenin nükleer silah üretmek için ormanda gizlice bir tesis kurmakta olduğu belirtilmişti.
2004 yılındaki diplomatik nota göre, Myanmar ormanındaki bu gizli tesisi Kuzey Kore'nin yardımıyla inşa edilmektedir. Acaba bu tesisler ile Müslümanların bulundukları bölgelerin bir ilişkisi var mıdır? Bu soruların da gündeme alınması gerekir.
4- Nobel ödüllü SUU KYİ'nin üzerine gidilmelidir ve kamuoyunda sorgulanmalıdır.
5- Her şeyden önce Türkiye'deki STK’ların, başta Milli Görüş kurumlarının büyük bir miting yapmaları kaçınılmazdır.
Unutmamak gerekir ki İslam birliği kurmak için Müslümanların yaşaması gerekir. Cenab-ı Hak tüm İslam dünyasına barış ve huzur ihsan etsin inşallah”.
şokhaber.net
FACEBOOK YORUMLAR