Arife gününden...

KURBAN BAYRAMININ ÖNEMİ

Arife gününden üstün bir gün yoktur.

O gün ALLAH C.C yeryüzündekilerle iftihar ederek göktekilere “EY GÖK EHLİ, KULLARIMA BAKIN RAHMETİME KAVUŞMAK İÇİN VE AZABIMDAN KAÇMAK İÇİN UZAK YERLERDEN GELDİLER” buyurur…
Arife günü cehennemden o kadar kul azat edilir ki başka günlerde bu kadar azat olmaz.
Kurban birçoğumuzun gözünde büyüttüğü, maalesef bazılarının putlaştırdığı, parayı Allah yolunda yılda bir kez harcar ve paraya değil Allaha kul olduğumuzu kesin sözlerle belli ederiz.

HACC süresi 37 AYET-İ KERİME’sinde Yüce ALLAH (cc) şöyle buyuruyor; “Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki size yolunu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. (Ey Muhammed!) Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele.”
Bayramlar komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin canlandığı, dargınlıkların sona erdiği, yalnızların yalnızlığını, öksüz ve kimsesizlerin yardımına koşulduğu, kapıları çalınmayan yaşlı, unutulmuş kimselerin dünyasının şenlendirildiği bir gün…

Ramazan bayramının ve bu günün önemini ve değerini bilmeyen kimseler maalesef bunu fırsat bilip tatil beldelerinde geçiriyor. Bu kutsal bayramlarımız yılda sadece iki kez ve manevi değerleri çok büyük günlerdendir. Oysa tatil her zaman yapılır.

Kurban bayramında geceden gusül yapılır, en temiz giysilerimizle bayram namazımızı ihya ederiz. Bayram namazı çıkışı camide eş dost akraba hısım ayırt etmeden tek tek herkesle bayramlaşılır.

Ayrıca şu mühim hususu da hatırlatmak isterim. Arife gününün sabah namazından başlayarak bayramın 4. gününe kadar Teşrik tekbiri getirmek vaciptir. (ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER, LA İLAHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER. ALLAHÜ EKBER VE LİLLAHİ'L HAMD)

Kurban Bayramı sadece etlerin yenildiği bir gün olarak düşünülmemeli. Kurban Bayramı Allaha kulluk görevimizde ne kadar samimi ve içten olduğumuzu hatırlatan bir gün olarak düşünülmeli. Malımızı onun rızası ve sevgisini kazanmak için feda ettiğimizin bir göstergesidir. Bayramlar paylaşma, yardım, iyilik günüdür. Kısacası Bayram incelik ve güzellik günüdür. Kaybettiklerimizi kazanmanın en uygun zamanıdır. Kırdığımız bir kalbi, küstürdüğümüz bir arkadaşımızın gönlünü almaktır.

Bayram HAKK'a yakınlaşma, Halka ve sevdiklerimize daha çok yaklaşma günüdür. Kestiğimiz kurbanları sadece kendimiz değil, üç de birini komşulara, diğer birini fakirlere, geri kalanını da kendimiz tüketmeliyiz.

Hayvanın derisini bağışlarken çok hassas davranmalıyız. Kötü amaçlara hizmet eden kurumlara gitmemeli, hayır kurumlarına gitmeli…

Kişinin imkânı varsa kurbanının başında olmalı. Hayvan kesilirken kesinlikle eziyet edilmemeli.  Bunun çok büyük bir vebali vardır.

Bayramlarda en önemli hususlardan biri söylediğimiz gibi hangi cinsten olursa olsun bir Mümin’in diğer bir Mümin’e küs kalması. Yaşadığımız yüzyılda insanlar siyasi, maddi manevi bazı sorunlar nedeniyle birbirlerine soğuk veya uzak duruyorlar. Eski bayram gelenekleri ve bayram neşesi önemi yavaş yavaş yitirmekte. Siyasi düşmanlığa varan gruplaşmalar, bölünmeler, dargınlıklar, hem dinimize hem de toplumsal hayatımıza zarar vermektedir.
İnsan yaratılışı gereği, toplum halinde yaşamak zorundadır. Onun mutluluğu, huzuru, toplumun huzur ve mutluluğuna bağlıdır.
Bu husus da Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor; Birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerine şefkat hususunda müminler âdeta tek bir beden gibidirler. Ondan bir uzuv şikâyet ederse, uykusuzluk ve ateşle vücudun diğer uzuvları da ona iştirak ederler. (Buhari, Salat)
Bir başka Hadis i şeriflerinde ise Mümin’in Mümin’e bağlılığı, parçaları birbirine bağlayan bir tek bina gibidir.(Müslim, Birr)
Küskünlük ile ilgili Efendimiz( sav); Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz. Bir Müslümanın din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helal değildir.(Buhari, Edep)
Akrabalık bağı ile Rabbimiz Yüce kitabında şöyle uyarıyor; Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi? İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir. (Muhammed Suresi 22-23 Ayet i kerimeler)
Ahmet Hamdi Akseki kesilmesi caiz olan hayvanları şöyle sıralıyor; Deve, sığır, manda, koyun, keçi, Devenin beş seneliği, sığır ve mandanın, İki seneliği, koyun ve keçinin bir seneliği ve altı ayı geçmiş olan kurban olur. Koyun ve keçi bir hisse, diğerleri bir hisseden yedi hisseye kadar müşterek kesilebilir.

Kesilmesi caiz olmayan hayvanlar ise; Kör, tek gözlü, kulaksız doğmuş dişsiz, kesilecek yere kadar yürüyemeyecek kadar topal veya hasta, kemiklerinin içinde iliği kalmayacak kadar zayıf olan, kuyruğu ve meme uçları kopuk olan hayvan, bir kulağı olup diğeri olan bile caiz değildir (AHMED HAMDİ AKSEKİ).

Kurbanın asıl hükmü Dünyada iken vacip olan bir hükmü yerine getirip borçtan kurtulmak,  Ahirette sevap kazanmaktır.
Ortadoğu’da Müslümanların yaşadığı işkence ve sıkıntılar malumunuz! Bayramlarını sevdiklerinden çok uzak sıkıntılar açlık ve zorluklar içinde yaşayan mümin kardeşlerimiz var. Kapalı kafesler ardında ağır hükümler almış, adaletsizliğin baş gösterdiği, zayıfın yetim ve öksüzlerin ezildiği bir yüzyılda yaşıyoruz!

En kutsal mabedimiz olan Mescid-i Aksa Yahudilerin işgalinde ve mümin kardeşlerimizin içeriye alınmalarında sınırlandırılmalar getirilmekte, türlü işkence zulüm ve ölüm! Ne kadar bir Bayram sevinci yaşasak bile içimiz kan ağlıyor. Birçoğu aç, birçoğu özlem, birçoğu işkence altında, birçoğundan ise hiç haber yok…

Yüce Rabbim Bu kutsal günümüzde inşallah bu sıkıntılarını giderir. Zalimleri cezalandırır… Zorda ve darda olanlara yardımcı olur… Ve Bizi inşallah her türlü sıkıntı ve zorluklarda aydınlığa çıkarır.

Devletimizi ve Milletimizi her türlü bela ve sıkıntılardan korur…

Kirli emel ve düşünceleri olanların bu oyunlarını bozar…

SAVAŞLARIN OLMADIĞI, HUZURLU MUTLU VE AYDINLIK NİCE BAYRAMLAR DİLİYORUM.
KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN…