Asla karşı değilim…

Başkanlık Sistemi Geldi…

16 Nisan referandumunda Halkın yoğunlukla yaşadığı illerimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Denizli, Bursa ve Diyarbakır gibi Büyükşehirlerimizde Hayır oylarının yüksek çıkmasına rağmen ne hikmetse %51.3 EVET ile Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sitemi geldi.
Şahsen ben başkanlık sistemini yıllardır yazan destekleyen biriyim.
Asla karşı değilim…
Ancak benim yazdığım sistemde Başbuğ Alparslan Türkeş’in öngördüğü güçlü meclis var.
Yasama, yürütme ve yargı birbirini denetliyor…
Bakanlar kurulu teknokratlardan oluşuyor.
Milletvekili olmadıkları için kesinlikle dokunulmazlık verilmiyor…
Suç işlediklerinde 51 milletvekili imzasıyla yargı yolu açılıyor…
Şimdiki gibi 301 milletvekilinin imzası ile önlerine zırh konmuyor veya Cumhurbaşkanın adının bir yolsuzluğa karışması halinde yargılanması için en az 101 Milletvekilinin imzası gerekiyor.
Şimdiki gibi en az 401 imza gerekmiyor…
Aslında sistem padişahlık getirmiyor, bilakis demokrasiyi geliştirirdi.
Burada yanlış olan yürütmenin başı konumunda bulunan ülkenin hesap sorduğu ve bu ülkenin hesabını gerekirse dünyaya veren Başbakan, Türk bayrağını fors olarak kullanamıyor.
Kendisine bağlı İçişleri Bakanına bağlı valiler Türk bayrağını fors kullanabiliyor,  nedeni ise Valiler illerde Cumhurbaşkanını temsil ediyorlarmış!...
İyi de yürütmenin başı olan Başbakan bu ülkeyi temsil ediyor mu?...
Cumhurbaşkanı 1982 anayasasına göre Genel Kurmay başkanı olmak üzere tüm kuvvet komutanlarını, müsteşarları, genel müdür, bölge müdürlerini il emniyet müdürlerini, il tarım müdürleri, il nüfus müdürleri, il milli eğitim müdürleri, il sağlık müdürlerini ve bir sürü bakanlık müşavirini üçlü kararname ile asaleten atadığı gibi YÖK'ten yargıya kadar birçok önemli kuruma da atama yapıyor.
Ancak sorumluluğu yok. Çünkü ona hesap soran da yok…
Sonra da Cumhurbaşkanlığı makamı semboliktir diyoruz…
Bu nasıl semboliktir anlayamamıştık!
Anayasaya göre üç büyük erk olan yasama, yürütme, yargı iç içe girmiş.
Yasama görevi yapan bakan aynı zamanda milletvekili, Adalet Bakanı ve Müsteşarı aynı zamanda HSYK üyesi oldukları için yargı erki ellerinde.
Türk ordusunun hesabını TBMM'ye Milli Savunma Bakanı, Jandarma Genel Komutanlığının hesabını İçişleri Bakanı veriyor. Ancak hiçbir atamaya karışamıyorlar. Zira bu terfi ve atamaları yılda iki kez Başbakan başkanlığında toplanan Yüksek Askeri Şura yapıyordu…
Peki, başkanlık sisteminde nasıl olacak?
Başbakanlık makamı olmayacağı için güçler çatışmayacak.
Cumhurbaşkanını halk seçecek ve halkın en az % 50.1 oyunu alan Cumhurbaşkanı seçilecek. Meclis dışından oluşturduğu Bakanlar Kurulu TBMM’den güvenoyu istemeyecek.
Milletvekili Bakan olamayacağı için vekillik meslek olmayacak Her an sine-i millete dönmeye hazır olacak.
Yasama görevi yapan milletvekili yürütmede yer alamayacağı için yürütmenin yani devletin işleyişine karışamayacak.
Vekillere kürk olan bu millete yelek olacak bundan sonra!