Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde Bilal Erdoğan Rüzgârı…
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Samsun İmam Hatip Okulları Platformu’nun organize ettiği programa katıldı
25 Mart 2017 - 16:04
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Samsun İmam Hatip Okulları Platformu’nun organize ettiği programa katıldı.
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi spor salonunda gerçekleşen programa, TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültürden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Samsun Valimiz İbrahim Şahin, Ak Parti Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt, Ak Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Ak Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İlçe Kaymakamları, İlçe Belediye Başkanları, STK Temsilcileri, Siyasi Parti Temsilcileri, Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen, İlçe Kaymakamları, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Samsun İmam Hatip Okulları Platform Başkanı Mehmet KURT, Atakum’a İmam Hatip Yaptırma ve Yaşatma Dernek Başkanı İbrahim Sandıkçı, Atakum Aihl Okul Müdürü Zahit Köseoğlu, Atakum Aihl Aile Birliği Başkanı Mehmet Cem Yazgan ve Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri katıldı.
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilerle birlikte Cuma namazını kılan Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, öğrenciler tarafından büyük bir sevgiyle karşılandı. Erdoğan, namazın ardından, 2016/2017 eğitim öğretim yılı sosyal, sportif, kültürel ve akademik alanlarda başarı gösteren öğrencilere yönelik düzenlenen ödül töreninde öğrencilerle buluştu.
Programda, açılış konuşması yapan Atakum AİHL Müdürü Zahit Köseoğlu, “Merhum Celalalettin Ökten 1950’li yılların başlarında İmam Hatip Okullarının açılması için mücadele verdiği bir dönemde bu okullardan mezun olan gençlerin üstleneceği misyonu şöyle özetliyor: “Asrın ihtiyaçlarının farkında, doğuyu ve batıyı bilen münevver, aydın veya dindar desinler diye dinden taviz vermeyen, tavizsiz ama müsamahakâr bir gençlik...” İşte ta o günlerde gösterilen hedef ve kuruluş amacına uygun bir şekilde gençlerimizin yetiştirilebilmesi amacıyla merhum Celal hoca ile Hacı Veyiszade Mustafa Kurucu hoca ile, Şevket Raşit Hatipoğlu ile merhum Tevfik İleri ile, merhum Adnan Menderes ile ve daha nice yürek insanı ile başlayan ilim, irfan ve diriliş süreci bu misyona sahip olarak İmam Hatip Okullarında yetişmiş cumhurbaşkanımızın dualarıyla, talimatları doğrultusunda, himayelerinde artarak devam etmektedir ve edecektir biiznillah” dedi.
Selamlama konuşması yapan, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Sevgili öğrencilerimiz, bugün Samsun adeta bayram günü gibiydi. Onur konuğumuzla bir dizi program sonrasında buraya gelip sizlerle buluştuk. Hepiniz hoş geldiniz diyorum” diye konuştu.
Samsun Valisi İbrahim Şahin, “ Bu okulu, inşaat halindeyken gezmiştim. İçimden keşke bu okulda okuyabilseydim dedim, biz öğrenciyken bir odada 60 kişi kalıyorduk. Bu okul pansiyonlarında bir odada 4 kişi kalıyorlar. Sevgili öğrenciler sizi kutluyorum ama çok çalışmanız gerekiyor. Bu okulun öğrencileriyle daha önce 2 kere karşılaştım. Birincisinde Ürdün’e Arapça Dil Eğitimi almak için giden öğrenciler ile Ürdün’de bir araya geldim. Mükemmel Arapça konuşuyorlardı. İkincisinde Londra’ya İngilizce dil eğitimi almak için giden öğrencilerle eğitim öncesi buluştuk. Onlar da mükemmel İngilizce konuşuyorlardı. İmam Hatiplilerin istenmediği bir dönemden, İmam Hatiplilerin baş tacı yapıldığı bir döneme geldik. Ben Amasya İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Sizden sadece beklentimiz iyi çalışmanız iyi bir birey ve iyi bir Müslüman olmanız. Ayrıca sizden beklentimiz ülke içinde değil dünya insanı olmanız için yetiştiriliyorsunuz. Mazlum milletlerin sizden çok beklentileri var. Onur konuğumuzla bugün çok güzel bir gün geçiriyoruz. Buraya gelmeden önce Ensar Vakfı’nın hafızlık töreninde bulunduk, göz pınarlarımız doldu. İlahiyat fakültesi okurken bir yandan hafızlık yapmak daha zor; sizlerde hafızlığa çalışabilirsiniz” dedi.
Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültürden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “ Bu salon hakikaten insana heyecan ve mutluluk veriyor. Burada sadece fiziksel olarak değil ürettiği bilgi itibariyle de önemli bir vizyon üstelenmektedir. Bu okulları bize kazandıran bakanlık ve sivil toplum örgütlerine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Çok değerli Valim, Milletvekillerim, genç kardeşlerim ve hemşerilerim, Samsun’un güzelliklerini görmek için Samsun’umuza gelen çok kıymetli kardeşim Bilal Erdoğan’a hoşgeldiniz diyorum. Tabi bugün sizlerle beraber olmak için geldiğimiz bu mekânda kardeşliğin ortamında sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyuz. Sizlerin her türlü imkânını karşılayan bu okul bir şeyi ortaya koyuyor. Geleceğin hazırlanması için her türlü sosyal aktivite imkânı ile eğitimin bir arada bulunması gerektiğini gösteriyor. Bu güzel eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bu güzel kurumda eğitim almanın bir sorumluluğu olduğunu unutmamak gerek. Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN da bu sıralarda okuyarak buralara geldi. Yine Başbakanımız Binali Yıldırım da öğrencilik hayatındaki zorlukları anlatmıştır. Sizin önünüzde çok büyük imkânlar var. Bu imkânlar çok büyük sorumluluk getiriyor. Elinizdeki nimetin farkında olun. Örnek olmak üzere yetiştiriliyorsunuz. Müslüman yaşantısıyla, haliyle kardeşine verdiği destekle insanlığıyla, insanlara her an davettedir. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Çok değerli kardeşlerim, bu güzel birliktelikte bulunmaktan çok mutluluk duyuyorum, sizler bu büyük medeniyetin temsilcilerisiniz. Öyle büyük bir medeniyet ki bizim ecdadımız yüzlerce yıl dünyanın dört bir yanında Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın İspanya’sına kadar ecdadımız at üstünde sadece oralara Allah’ın davetini ulaştırmak, onun da ötesinde oraya medeniyet götürmek ve oralarda insanların aralarındaki sorunları çözmek oralara adalet götürmek, oralardaki zulümlere son vermek gayesini gütmüşlerdir. Bu ecdadın torunları olarak bizler böyle bir misyonun da taşıyıcılarıyız. Bunu nereden biliyoruz, çünkü 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada kurulmuş olan bir düzen ve bu düzende beş tane ülkenin dünyayı ilgilendiren ciddi konularda veto yetkisi vardır. Bu 5 ülke arasında herhangi bir Müslüman ülke var mı? Yok… Bunların arasında Afrika’dan bir ülke var mı? Yok... Bunların arasında, Güney Amerika’dan bir ülke var mı? Yok... Bunların arasında fakir bir ülke var mı? Yok… Peki, dünyanın geleceğini bu 5 ülkenin iki dudağının arasına emanet eden zihniyet sizce adil bir zihniyet mi? Elbette değil. Peki, bu kurdukları düzeni neyi yıkarak kurdular? Ecdadımızın, Osmanlı’nın 20 milyon kilometrekarelik alan üzerinde kurduğu 72 buçuk milleti barış içinde yaşatan kimseyi kimseye kırdırmayan, bu topraklar üzerinde bu düzeni yıkmak suretiyle kurdular. Yeni getirdikleri düzenin hep insan hakları demokrasi özgürlükler üzerine kurulduğunu vaadettiler. Dünyaya bunu böyle anlattılar. Peki, şimdi sizlere bir soru daha soruyorum: Dünyanın batı hâkimiyeti, batının kültürü, hegemonyası altında olduğu geçtiğimiz iki yüzyıl, dünyada önceye oranla daha mı az katliam oldu? Daha mı az zulüm, gözyaşı oldu? Daha mı az fakirlik oldu? Hayır, hayır, hayır… O zaman bu batı medeniyetinin batı uygarlığının dünyaya vaad ettiği insan hakları demokrasi özgürlük bunlar gerçekleşmediğine göre bunların dünyayı yönetmek adına dünyanın kaynaklarını kendi ülkelerine kendi bölgelerine kanalize etmek adına bir sahtekârlık düzeni adına kurulduğunu söyleyebiliriz ve bu düzende Selçuklu ve Osmanlı üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ne biçilmiş rol Avrupa’nın kenarında çok fazla iddiası olmayan ekonomisi fazla güçlü olmayan etrafının siyasetleri üzerine veya nüfuz alanına karışmayan bir Türkiye istiyorlar. Tarım ülkesi olsun, sanayisi gelişmesin, bilişim çağına erişmesin, bizim mallarımızı alsın, bizim pazarımız olsun, doğal kaynakları varsa da bize satsın. Türkiye’ye biçilen rol buydu. Peki, Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde ne yaptı? “Dünya 5’ten büyüktür.” dedi. Dünyanın bu adaletsiz düzenine sadece zengin ülkelerin belli bir kültürün menfaatlerini gözeten bu sistemine bir itiraz, bir başkaldırı… “Dünya 5 ten büyüktür.” dedi ve bu dönemde güçlenen Türkiye; artık bu sisteme, adaletsizliklerine bu sistemin ikiyüzlülüklerine itiraz etmeye başladı. Bunları dünyanın yüzüne haykırmaya başladı. Şimdi arkadaşlar, bu batının işine gelir mi sizce? Gelmez, niye gelmez? Bu çağdaş geçinen batılı devletler, pazar rekabeti için iki dünya savaşı yaptılar birbirleriyle ve 100 milyon insanı katlettiler. Şimdi böylesine vahşi bir tarihe sahip olan batı Türkiye’nin güçlenmesini rakip olmasını ister mi? İstemez. Kalkıp batının politikalarındaki adaletsizliklerini yüzüne vurmasını istemez. “Artık yüzünüzdeki maske düştü, maskeli balo bitti.” demesini istemez. İslam medeniyetinin geliştiği dönemler olmuş, sonra batı İslam medeniyetinden aldıkları ile gelişmiş. Ama artık batı nüfusu yaşlandı. Artık Müslümanları kabul etmiyor. İnancının gereği olarak zulme dur dediği için Müslümanlara alerjisi var batının. Ama bizim batıyla bir derdimiz yok. Bizim batıya diyeceğimiz şey şu: Sen zulmetme, Bosna’daki zulme sessiz kaldın. Srebrenitza’yı teslim eden askerler Hollandalı askerlerdir. O askerlerin koğuşlarında Naziler’in posterleri var. İçerisindeki vahşeti kusuyor, tek dişi kalmış o canavar. Çanakkale Şehitlerine’yi yeniden okumalıyız, İstiklal Marşı’nı yeniden okumalıyız. Medeniyetin ne olduğunu, ne olmadığını biz çok iyi biliyoruz. Şimdi gelip bizden öğrensinler. Hiçbir karşılık beklemeden sadece üç milyon kardeşimize kucak açtık. Ziyaret ettiğim bir kampta bir Suriyeli amcayla konuşmamız şöyleydi: Biz, sizin ülkenize geldiğimizde sadece bir battaniye bir somun ekmek beklentimiz vardı, ama siz bize üstümüze çatı ördünüz, okullar yaptınız, eğitim verdiniz. İşte Müslümanlık budur. Batı bizden bunu öğrenecek.
“Asım’ın Nesli”ni iyi tarif etmek lazım. İşte imam hatip gençliği... Kim derdi ki İngilizce Arapça sınıflarına her yıl 120 öğrenci 460 puanlarla alınacak? İşte buradasınız. Şimdi yetmişin üzerinde okul, sizin gibi parlak öğrencilere kucak açıyor. İşte bu zulme karşı duracak ümmetin kurulacağını gösterir. Bu güçlü Türkiye’yi kuracak olan sizlersiniz. Çok çalışacaksınız, yabancı dili konuşacaksınız, dünyada yardıma ihtiyacı olan insanlara siz gideceksiniz. İşte o güzel ecdadın torunları şimdi iş başında. Onun için Avrupa şimdi tedirgin. Ama tedirgin olmasın, biz kimsenin tavuğuna kış demeyiz. Nasıl ki yüzyıl önce diz çöktürülmek isteyenlere karşı ayağa kalkmış bu millet bağımsızlığı için kan dökmüş şehit vermişse işte o bağımsızlığı yüceltmek için 15 Temmuz’da aynı şeyleri göze aldığını bütün dünyaya göstermiştir. O yüzden Batı korkuyor. Dünyadaki mazlumların yanında sizler duracaksınız. Bütün bu çalışmalar, sizler kendinize daha yüksek hedefler koyun diye yapılıyor. Başkalarının bize biçtiği kaderi değil, Allah’ın yazdığı kaderi yaşayacağız. Bugünümüz düne göre, yarınımız da bugüne göre çok daha aydınlık. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi selamlıyorum” dedi.
Program, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın, Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi Okçuluk Kulübünün düzenlemiş olduğu ok atma programında ok atması ile sona erdi.
şokhaber.net
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi spor salonunda gerçekleşen programa, TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültürden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Samsun Valimiz İbrahim Şahin, Ak Parti Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt, Ak Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Ak Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İlçe Kaymakamları, İlçe Belediye Başkanları, STK Temsilcileri, Siyasi Parti Temsilcileri, Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen, İlçe Kaymakamları, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Samsun İmam Hatip Okulları Platform Başkanı Mehmet KURT, Atakum’a İmam Hatip Yaptırma ve Yaşatma Dernek Başkanı İbrahim Sandıkçı, Atakum Aihl Okul Müdürü Zahit Köseoğlu, Atakum Aihl Aile Birliği Başkanı Mehmet Cem Yazgan ve Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri katıldı.
Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilerle birlikte Cuma namazını kılan Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, öğrenciler tarafından büyük bir sevgiyle karşılandı. Erdoğan, namazın ardından, 2016/2017 eğitim öğretim yılı sosyal, sportif, kültürel ve akademik alanlarda başarı gösteren öğrencilere yönelik düzenlenen ödül töreninde öğrencilerle buluştu.
Programda, açılış konuşması yapan Atakum AİHL Müdürü Zahit Köseoğlu, “Merhum Celalalettin Ökten 1950’li yılların başlarında İmam Hatip Okullarının açılması için mücadele verdiği bir dönemde bu okullardan mezun olan gençlerin üstleneceği misyonu şöyle özetliyor: “Asrın ihtiyaçlarının farkında, doğuyu ve batıyı bilen münevver, aydın veya dindar desinler diye dinden taviz vermeyen, tavizsiz ama müsamahakâr bir gençlik...” İşte ta o günlerde gösterilen hedef ve kuruluş amacına uygun bir şekilde gençlerimizin yetiştirilebilmesi amacıyla merhum Celal hoca ile Hacı Veyiszade Mustafa Kurucu hoca ile, Şevket Raşit Hatipoğlu ile merhum Tevfik İleri ile, merhum Adnan Menderes ile ve daha nice yürek insanı ile başlayan ilim, irfan ve diriliş süreci bu misyona sahip olarak İmam Hatip Okullarında yetişmiş cumhurbaşkanımızın dualarıyla, talimatları doğrultusunda, himayelerinde artarak devam etmektedir ve edecektir biiznillah” dedi.
Selamlama konuşması yapan, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Sevgili öğrencilerimiz, bugün Samsun adeta bayram günü gibiydi. Onur konuğumuzla bir dizi program sonrasında buraya gelip sizlerle buluştuk. Hepiniz hoş geldiniz diyorum” diye konuştu.
Samsun Valisi İbrahim Şahin, “ Bu okulu, inşaat halindeyken gezmiştim. İçimden keşke bu okulda okuyabilseydim dedim, biz öğrenciyken bir odada 60 kişi kalıyorduk. Bu okul pansiyonlarında bir odada 4 kişi kalıyorlar. Sevgili öğrenciler sizi kutluyorum ama çok çalışmanız gerekiyor. Bu okulun öğrencileriyle daha önce 2 kere karşılaştım. Birincisinde Ürdün’e Arapça Dil Eğitimi almak için giden öğrenciler ile Ürdün’de bir araya geldim. Mükemmel Arapça konuşuyorlardı. İkincisinde Londra’ya İngilizce dil eğitimi almak için giden öğrencilerle eğitim öncesi buluştuk. Onlar da mükemmel İngilizce konuşuyorlardı. İmam Hatiplilerin istenmediği bir dönemden, İmam Hatiplilerin baş tacı yapıldığı bir döneme geldik. Ben Amasya İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Sizden sadece beklentimiz iyi çalışmanız iyi bir birey ve iyi bir Müslüman olmanız. Ayrıca sizden beklentimiz ülke içinde değil dünya insanı olmanız için yetiştiriliyorsunuz. Mazlum milletlerin sizden çok beklentileri var. Onur konuğumuzla bugün çok güzel bir gün geçiriyoruz. Buraya gelmeden önce Ensar Vakfı’nın hafızlık töreninde bulunduk, göz pınarlarımız doldu. İlahiyat fakültesi okurken bir yandan hafızlık yapmak daha zor; sizlerde hafızlığa çalışabilirsiniz” dedi.
Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültürden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “ Bu salon hakikaten insana heyecan ve mutluluk veriyor. Burada sadece fiziksel olarak değil ürettiği bilgi itibariyle de önemli bir vizyon üstelenmektedir. Bu okulları bize kazandıran bakanlık ve sivil toplum örgütlerine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Çok değerli Valim, Milletvekillerim, genç kardeşlerim ve hemşerilerim, Samsun’un güzelliklerini görmek için Samsun’umuza gelen çok kıymetli kardeşim Bilal Erdoğan’a hoşgeldiniz diyorum. Tabi bugün sizlerle beraber olmak için geldiğimiz bu mekânda kardeşliğin ortamında sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyuz. Sizlerin her türlü imkânını karşılayan bu okul bir şeyi ortaya koyuyor. Geleceğin hazırlanması için her türlü sosyal aktivite imkânı ile eğitimin bir arada bulunması gerektiğini gösteriyor. Bu güzel eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bu güzel kurumda eğitim almanın bir sorumluluğu olduğunu unutmamak gerek. Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN da bu sıralarda okuyarak buralara geldi. Yine Başbakanımız Binali Yıldırım da öğrencilik hayatındaki zorlukları anlatmıştır. Sizin önünüzde çok büyük imkânlar var. Bu imkânlar çok büyük sorumluluk getiriyor. Elinizdeki nimetin farkında olun. Örnek olmak üzere yetiştiriliyorsunuz. Müslüman yaşantısıyla, haliyle kardeşine verdiği destekle insanlığıyla, insanlara her an davettedir. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Çok değerli kardeşlerim, bu güzel birliktelikte bulunmaktan çok mutluluk duyuyorum, sizler bu büyük medeniyetin temsilcilerisiniz. Öyle büyük bir medeniyet ki bizim ecdadımız yüzlerce yıl dünyanın dört bir yanında Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın İspanya’sına kadar ecdadımız at üstünde sadece oralara Allah’ın davetini ulaştırmak, onun da ötesinde oraya medeniyet götürmek ve oralarda insanların aralarındaki sorunları çözmek oralara adalet götürmek, oralardaki zulümlere son vermek gayesini gütmüşlerdir. Bu ecdadın torunları olarak bizler böyle bir misyonun da taşıyıcılarıyız. Bunu nereden biliyoruz, çünkü 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada kurulmuş olan bir düzen ve bu düzende beş tane ülkenin dünyayı ilgilendiren ciddi konularda veto yetkisi vardır. Bu 5 ülke arasında herhangi bir Müslüman ülke var mı? Yok… Bunların arasında Afrika’dan bir ülke var mı? Yok... Bunların arasında, Güney Amerika’dan bir ülke var mı? Yok... Bunların arasında fakir bir ülke var mı? Yok… Peki, dünyanın geleceğini bu 5 ülkenin iki dudağının arasına emanet eden zihniyet sizce adil bir zihniyet mi? Elbette değil. Peki, bu kurdukları düzeni neyi yıkarak kurdular? Ecdadımızın, Osmanlı’nın 20 milyon kilometrekarelik alan üzerinde kurduğu 72 buçuk milleti barış içinde yaşatan kimseyi kimseye kırdırmayan, bu topraklar üzerinde bu düzeni yıkmak suretiyle kurdular. Yeni getirdikleri düzenin hep insan hakları demokrasi özgürlükler üzerine kurulduğunu vaadettiler. Dünyaya bunu böyle anlattılar. Peki, şimdi sizlere bir soru daha soruyorum: Dünyanın batı hâkimiyeti, batının kültürü, hegemonyası altında olduğu geçtiğimiz iki yüzyıl, dünyada önceye oranla daha mı az katliam oldu? Daha mı az zulüm, gözyaşı oldu? Daha mı az fakirlik oldu? Hayır, hayır, hayır… O zaman bu batı medeniyetinin batı uygarlığının dünyaya vaad ettiği insan hakları demokrasi özgürlük bunlar gerçekleşmediğine göre bunların dünyayı yönetmek adına dünyanın kaynaklarını kendi ülkelerine kendi bölgelerine kanalize etmek adına bir sahtekârlık düzeni adına kurulduğunu söyleyebiliriz ve bu düzende Selçuklu ve Osmanlı üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ne biçilmiş rol Avrupa’nın kenarında çok fazla iddiası olmayan ekonomisi fazla güçlü olmayan etrafının siyasetleri üzerine veya nüfuz alanına karışmayan bir Türkiye istiyorlar. Tarım ülkesi olsun, sanayisi gelişmesin, bilişim çağına erişmesin, bizim mallarımızı alsın, bizim pazarımız olsun, doğal kaynakları varsa da bize satsın. Türkiye’ye biçilen rol buydu. Peki, Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde ne yaptı? “Dünya 5’ten büyüktür.” dedi. Dünyanın bu adaletsiz düzenine sadece zengin ülkelerin belli bir kültürün menfaatlerini gözeten bu sistemine bir itiraz, bir başkaldırı… “Dünya 5 ten büyüktür.” dedi ve bu dönemde güçlenen Türkiye; artık bu sisteme, adaletsizliklerine bu sistemin ikiyüzlülüklerine itiraz etmeye başladı. Bunları dünyanın yüzüne haykırmaya başladı. Şimdi arkadaşlar, bu batının işine gelir mi sizce? Gelmez, niye gelmez? Bu çağdaş geçinen batılı devletler, pazar rekabeti için iki dünya savaşı yaptılar birbirleriyle ve 100 milyon insanı katlettiler. Şimdi böylesine vahşi bir tarihe sahip olan batı Türkiye’nin güçlenmesini rakip olmasını ister mi? İstemez. Kalkıp batının politikalarındaki adaletsizliklerini yüzüne vurmasını istemez. “Artık yüzünüzdeki maske düştü, maskeli balo bitti.” demesini istemez. İslam medeniyetinin geliştiği dönemler olmuş, sonra batı İslam medeniyetinden aldıkları ile gelişmiş. Ama artık batı nüfusu yaşlandı. Artık Müslümanları kabul etmiyor. İnancının gereği olarak zulme dur dediği için Müslümanlara alerjisi var batının. Ama bizim batıyla bir derdimiz yok. Bizim batıya diyeceğimiz şey şu: Sen zulmetme, Bosna’daki zulme sessiz kaldın. Srebrenitza’yı teslim eden askerler Hollandalı askerlerdir. O askerlerin koğuşlarında Naziler’in posterleri var. İçerisindeki vahşeti kusuyor, tek dişi kalmış o canavar. Çanakkale Şehitlerine’yi yeniden okumalıyız, İstiklal Marşı’nı yeniden okumalıyız. Medeniyetin ne olduğunu, ne olmadığını biz çok iyi biliyoruz. Şimdi gelip bizden öğrensinler. Hiçbir karşılık beklemeden sadece üç milyon kardeşimize kucak açtık. Ziyaret ettiğim bir kampta bir Suriyeli amcayla konuşmamız şöyleydi: Biz, sizin ülkenize geldiğimizde sadece bir battaniye bir somun ekmek beklentimiz vardı, ama siz bize üstümüze çatı ördünüz, okullar yaptınız, eğitim verdiniz. İşte Müslümanlık budur. Batı bizden bunu öğrenecek.
“Asım’ın Nesli”ni iyi tarif etmek lazım. İşte imam hatip gençliği... Kim derdi ki İngilizce Arapça sınıflarına her yıl 120 öğrenci 460 puanlarla alınacak? İşte buradasınız. Şimdi yetmişin üzerinde okul, sizin gibi parlak öğrencilere kucak açıyor. İşte bu zulme karşı duracak ümmetin kurulacağını gösterir. Bu güçlü Türkiye’yi kuracak olan sizlersiniz. Çok çalışacaksınız, yabancı dili konuşacaksınız, dünyada yardıma ihtiyacı olan insanlara siz gideceksiniz. İşte o güzel ecdadın torunları şimdi iş başında. Onun için Avrupa şimdi tedirgin. Ama tedirgin olmasın, biz kimsenin tavuğuna kış demeyiz. Nasıl ki yüzyıl önce diz çöktürülmek isteyenlere karşı ayağa kalkmış bu millet bağımsızlığı için kan dökmüş şehit vermişse işte o bağımsızlığı yüceltmek için 15 Temmuz’da aynı şeyleri göze aldığını bütün dünyaya göstermiştir. O yüzden Batı korkuyor. Dünyadaki mazlumların yanında sizler duracaksınız. Bütün bu çalışmalar, sizler kendinize daha yüksek hedefler koyun diye yapılıyor. Başkalarının bize biçtiği kaderi değil, Allah’ın yazdığı kaderi yaşayacağız. Bugünümüz düne göre, yarınımız da bugüne göre çok daha aydınlık. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi selamlıyorum” dedi.
Program, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TC Gençlik Ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın, Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi Okçuluk Kulübünün düzenlemiş olduğu ok atma programında ok atması ile sona erdi.
şokhaber.net
FACEBOOK YORUMLAR