Başkan Türkel'den 12 Eylül Açıklaması!...
CHP Atakum İlçe Başkanı Serhat Türkel, 12 Eylül 1980 tarihinde yaşanan darbenin yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı.
12 Eylül 2023 - 17:06
Türkel açıklamasında; Bugün, 12 Eylül 1980 tarihinde yaşanan darbenin ülke tarihimizde nasıl kara bir leke olarak kaldığına işaret etmek istiyorum.
Aynı zamanda hatırlarınıza getirmek isterim ki, o dönemin yöneticilerinin bu darbeye nasıl çanak tuttuğunu ve bu ülkenin gerçek sahipleri olan emekçi halkımızın maruz kaldığı sömürü ve zulüm de unutulmasın.
12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'nin o dönemdeki ekonomik krizlerinin, yoksulluğun ve işsizliğin doruk noktasına ulaştığı bir dönemde gerçekleşti. Darbenin sonuçları, demokrasiye ve insan haklarına olan inancımızı kan kaybına uğrattı.
12 Eylül darbesinin arkasındaki yöneticiler, ülkeyi yeniden "istikrar" bahanesiyle işçi sınıfının ve emekçi halkın iradesini ezmek için kullandılar. Ancak, darbenin sonrasında yaşanan insan hakları ihlalleri, hukukun üstünlüğünün ayaklar altına alınması ve siyasi yasaklar, ülkemizin demokratik değerlerine büyük zararlar verdi. Ayrıca, darbenin sonrasında yaşanan toplumsal isyanlar, bu haksız ve adaletsiz düzeni sorgulayan halkımızın haklı isyanının bir yansımasıydı.
12 Eylül darbesinin en büyük yansımalarından biri, demokrasiye ve insan haklarına olan saygının çiğnenmiş olmasıdır. Darbenin yöneticileri, anayasayı askıya alarak temel hak ve özgürlükleri gasp ettiler ve emekçi halkın iradesini hiçe saydılar. Bu, ülkenin demokratik kurumlarının tahrip edilmesine ve uzun vadeli sorunların büyümesine yol açtı.
Bir diğer yansıma, darbenin sonrasında oluşturulan yönetimlerin işçi sınıfının ve emekçi halkın haklarına olan saldırısıydı. Kapitalist sömürü düzeninin temel sorunlarına karşı bir çözüm sunulmadı. Bu da toplumsal adaletsizliğin ve işsizliğin artmasına neden oldu.
Bugün, 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümünde, bu karanlık dönemin işçi sınıfı ve emekçi halkımıza verdiği acıları bir kez daha anıyor ve Cumhuriyet Halk Partisi ile yeniden adaletli, demokratik ve aydın bir gelecek için mücadelemizi daha da yükseltiyoruz. Demokrasiye, insan haklarına ve halkın iradesine olan inancımızı bir kez daha yineliyoruz. Türkiye'nin gerçek sahipleri olan emekçi halkın hakları için, tarlada teriyle toprağa can veren çiftçimiz için, o günler bağrına taş basmış, yangını sönmeyen analarımız için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden vazgeçmemenin ve aydınlık bir gelecek için mücadele etmek gerektiğini unutmamalıyız.
Saygılarımla,
Aynı zamanda hatırlarınıza getirmek isterim ki, o dönemin yöneticilerinin bu darbeye nasıl çanak tuttuğunu ve bu ülkenin gerçek sahipleri olan emekçi halkımızın maruz kaldığı sömürü ve zulüm de unutulmasın.
12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'nin o dönemdeki ekonomik krizlerinin, yoksulluğun ve işsizliğin doruk noktasına ulaştığı bir dönemde gerçekleşti. Darbenin sonuçları, demokrasiye ve insan haklarına olan inancımızı kan kaybına uğrattı.
12 Eylül darbesinin arkasındaki yöneticiler, ülkeyi yeniden "istikrar" bahanesiyle işçi sınıfının ve emekçi halkın iradesini ezmek için kullandılar. Ancak, darbenin sonrasında yaşanan insan hakları ihlalleri, hukukun üstünlüğünün ayaklar altına alınması ve siyasi yasaklar, ülkemizin demokratik değerlerine büyük zararlar verdi. Ayrıca, darbenin sonrasında yaşanan toplumsal isyanlar, bu haksız ve adaletsiz düzeni sorgulayan halkımızın haklı isyanının bir yansımasıydı.
12 Eylül darbesinin en büyük yansımalarından biri, demokrasiye ve insan haklarına olan saygının çiğnenmiş olmasıdır. Darbenin yöneticileri, anayasayı askıya alarak temel hak ve özgürlükleri gasp ettiler ve emekçi halkın iradesini hiçe saydılar. Bu, ülkenin demokratik kurumlarının tahrip edilmesine ve uzun vadeli sorunların büyümesine yol açtı.
Bir diğer yansıma, darbenin sonrasında oluşturulan yönetimlerin işçi sınıfının ve emekçi halkın haklarına olan saldırısıydı. Kapitalist sömürü düzeninin temel sorunlarına karşı bir çözüm sunulmadı. Bu da toplumsal adaletsizliğin ve işsizliğin artmasına neden oldu.
Bugün, 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümünde, bu karanlık dönemin işçi sınıfı ve emekçi halkımıza verdiği acıları bir kez daha anıyor ve Cumhuriyet Halk Partisi ile yeniden adaletli, demokratik ve aydın bir gelecek için mücadelemizi daha da yükseltiyoruz. Demokrasiye, insan haklarına ve halkın iradesine olan inancımızı bir kez daha yineliyoruz. Türkiye'nin gerçek sahipleri olan emekçi halkın hakları için, tarlada teriyle toprağa can veren çiftçimiz için, o günler bağrına taş basmış, yangını sönmeyen analarımız için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden vazgeçmemenin ve aydınlık bir gelecek için mücadele etmek gerektiğini unutmamalıyız.
Saygılarımla,
FACEBOOK YORUMLAR