Batı'nın sömüreceği ülkelerde...
DÖRT ADIMDA BİR ÜLKE NASIL SÖMÜRGELEŞTİRİLİR Birinci Adım: Batı’nın sömüreceği ülkelerde önce tarımı yok ediyor kendi kendine yetmesinler diye; sonra da cehaleti kull
04 Nisan 2016 - 18:59
DÖRT ADIMDA BİR ÜLKE NASIL SÖMÜRGELEŞTİRİLİR
Birinci Adım:
Batı’nın sömüreceği ülkelerde önce tarımı yok ediyor kendi kendine yetmesinler diye; sonra da cehaleti kullanarak hurafeleri besliyor.
Etiyopya örneği;
Etiyopya’da bildiğiniz çay yetişiyor, Nil o topraklarda doğuyor, toprak yılda üç ürün alacak şekilde verimli, her taraf yem yeşil. Ancak insanları kahve alacağım fahiş fiyattan deyip bildikleri tarımdan vazgeçiriyorlar, ardından da 20 yıl kahve sistematik bir şekilde ekonomik olmaktan çıkarılıyor.
Kahve ekilen toprağın kendine gelmesi de bir on yıl sürüyor. Böylece tarımı unutmuş, dışa bağımlı, ağaç gölgelerinde uykuya vererek açlığı öteleyen bir nesil ortaya çıkıyor.
İkinci Adım:
Etiyopya 1960’larda %90 Müslümanken %50’lere geriledi. Her yüz metrede neredeyse sağlam taş yapı kiliseler inşa ediyorlar.
Müslümanların baraka gibi mescitleri yağmurla halılar kaldırılıp hava açınca tekrar seriliyor; perişan...
Gece namazına cemaatle tekbirlerle gidecek kadar dini bütün bu insanları kiliseler için “burası da ibadethane, burada kılın” diye kiliseye çekiyorlar; zamanla önlerine haç İsa heykeli koyuyorlar; kilise etrafında hurafe organizasyonlarla kutsanmışlık ritüelleri derken anneannem Müslüman’dı diyenlerin sayısı %50lere ulaştı.
Üçüncü Adım:
UNICEF’in yardımları bu kilise aracılığıyla ulaşıyor. Kilise avlusunda mahallenin bütün çocukları akşama kadar ilahi seanslarına katılmazsa o yardım aileye yapılmıyor. Afrika masum Anadolu çocuğu gibi düşmüş şeytana pabucunu ters düşürenlerin eline. UNICEF’in yardımları nedense tüylerimi diken diken yapar.
Dördüncü Adım:
Bizim devşirme sistemini sömürge için kullanıyorlar; Bebek yaşta ailelerden sağlıklı çocukları alıyorlar, Avrupa’ya getiriyorlar; sporcu yapıp satıyorlar; işe yaramayanları geri ülkelerine gönderiyor kendi sömürgelerini koruyan devlet yöneticisi yapıyorlar.
Bu açıdan post modern köle tüccarlığı devam ediyor.
Bu taktikler 20.yy’da geçerli; şimdilerde hız ve nitelik değiştiren yöntemler kullanıyorlar. Tüketim tercihlerimizi etkileyen bilinçaltı dünyamızda yirmi bin fersah yol almışlar bile.
21.yy sömürgeleştirmeden sömürme, lokal anestezi yöntemlerinin yüzyılı; başka yazıda ele alırız.
Birinci Adım:
Batı’nın sömüreceği ülkelerde önce tarımı yok ediyor kendi kendine yetmesinler diye; sonra da cehaleti kullanarak hurafeleri besliyor.
Etiyopya örneği;
Etiyopya’da bildiğiniz çay yetişiyor, Nil o topraklarda doğuyor, toprak yılda üç ürün alacak şekilde verimli, her taraf yem yeşil. Ancak insanları kahve alacağım fahiş fiyattan deyip bildikleri tarımdan vazgeçiriyorlar, ardından da 20 yıl kahve sistematik bir şekilde ekonomik olmaktan çıkarılıyor.
Kahve ekilen toprağın kendine gelmesi de bir on yıl sürüyor. Böylece tarımı unutmuş, dışa bağımlı, ağaç gölgelerinde uykuya vererek açlığı öteleyen bir nesil ortaya çıkıyor.
İkinci Adım:
Etiyopya 1960’larda %90 Müslümanken %50’lere geriledi. Her yüz metrede neredeyse sağlam taş yapı kiliseler inşa ediyorlar.
Müslümanların baraka gibi mescitleri yağmurla halılar kaldırılıp hava açınca tekrar seriliyor; perişan...
Gece namazına cemaatle tekbirlerle gidecek kadar dini bütün bu insanları kiliseler için “burası da ibadethane, burada kılın” diye kiliseye çekiyorlar; zamanla önlerine haç İsa heykeli koyuyorlar; kilise etrafında hurafe organizasyonlarla kutsanmışlık ritüelleri derken anneannem Müslüman’dı diyenlerin sayısı %50lere ulaştı.
Üçüncü Adım:
UNICEF’in yardımları bu kilise aracılığıyla ulaşıyor. Kilise avlusunda mahallenin bütün çocukları akşama kadar ilahi seanslarına katılmazsa o yardım aileye yapılmıyor. Afrika masum Anadolu çocuğu gibi düşmüş şeytana pabucunu ters düşürenlerin eline. UNICEF’in yardımları nedense tüylerimi diken diken yapar.
Dördüncü Adım:
Bizim devşirme sistemini sömürge için kullanıyorlar; Bebek yaşta ailelerden sağlıklı çocukları alıyorlar, Avrupa’ya getiriyorlar; sporcu yapıp satıyorlar; işe yaramayanları geri ülkelerine gönderiyor kendi sömürgelerini koruyan devlet yöneticisi yapıyorlar.
Bu açıdan post modern köle tüccarlığı devam ediyor.
Bu taktikler 20.yy’da geçerli; şimdilerde hız ve nitelik değiştiren yöntemler kullanıyorlar. Tüketim tercihlerimizi etkileyen bilinçaltı dünyamızda yirmi bin fersah yol almışlar bile.
21.yy sömürgeleştirmeden sömürme, lokal anestezi yöntemlerinin yüzyılı; başka yazıda ele alırız.
FACEBOOK YORUMLAR