Biyokütle Enerji Gerçeklerini Saptıran Osman Nuri Pilgir İstifaya Davet Edildi
Kimya Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Osman Nuri Pilgir katılmış olduğu bir canlı yayında Çarşamba ovasında kurulacak Biyokütle Enerji Santrali (BES) ile yanlış bilgiler vermesine tepki gösterilerek, halkı aldatıp, kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışması nedeni ile de istifaya davet edildi.
16 Haziran 2020 - 16:35
Oltan Köleoğlu Enerji (ÖKE) tarafından konu ile ilgili olarak yapılan yazılı açıklama Osman Nuri Pilgir’in BES ile ilgili açıklamalarınd tesiste baca gazı filtre sistemi bulunmadığını iddia etmesinin vahimve kasıtlı bir davranış olduğu bildirildi.
Açıklamada, santralin vahim sonuçlar doğuracağını iddia eden Pilgir’in, açıklamaların Oltan Enerji’ye haksız saldırılarının dışında devletin istemiş olduğu teknik bilgiere de karşı çıktığı da kaydedildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi;
“Karbonmonoksit küresel ısınmanın en büyük sebeplerinden birisidir’ diyen Osman Nuri Pilgir’in bugün dünyadaki önemli bilim insanlarının “Temiz Enerji” olarak kabul etmiş olduğu Biyokütle Enerjisi ile ilgili kaç makale okuduğunu, kaç bilimsel toplantıya katıldığını, Dünya Biyoenerji Derneği’nin yazılarını ne kadarını takip ettiğini oldukça merak ediyoruz. Eğer kendisi bu konularla ilgili zahmet edip bir araştırma girişiminde bulunmadıysa konu ile ilgili birkaç bilgi notunu öğrenmesi için kendisine iletmek isteriz.
Öncelikle Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Pınar Balcı ve Yiğit Evren’in yaptığı ‘Biyokütle Enerjisi Kırsal Kalkınmada Bir Potansiyel Olabilir Mi?’ konulu araştırmaya göz atarsak, uzman görüşlerine de yer verilen araştırmada bazı önemli noktalar şu şekilde sıralanmıştır:
Yenilenebilir enerji kaynakları, yakıtın yakılması veya yok edilmesini gerektirmeyen, dolayısıyla çevreye zarar vermeyen; güneş, rüzgâr, jeotermal, biyokütle gibi çeşitli kaynaklardır. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının özellikle çevre, ekonomi ve enerji güvenliği olmak üzere pek çok açıdan faydası ve diğer kaynaklara kıyasla göreceli üstünlükleri bulunmaktadır.
Yine aynı araştırmada, üretim sırasında ortaya çıkan tarımsal artıkların da değerlendirildiği, bu yöntem sayesinde artıkların yakılarak bertaraf edilmesi sorununun ortadan kalktığı belirtiliyor.
Kırsala Sosyo-Ekonomik Katkı
Araştırmada, biyokütle enerjisinin, çevre ve iklim sorunlarına çözüm getirme amacıyla alternatif bir enerji kaynağı olarak gündeme yerleştiğine dikkat çekilerek şöyle denilmiştir:
“Sadece enerji ve çevre politikaları ile değil, toprağın biyokütle hammadesi üretimi amaçlı işlenmesinden dolayı tarım ve kırsal kalkınma politikaları ile de yakından ilişkilidir. Enerji tarımına geçişte tarım ürünlerinin enerji hammaddesi olarak kullanılmaları ile birlikte bu ürünlerin üretimi ve bu ürünlere tahsis edilecek kaynaklar genel olarak sosyo-ekonomik yönden kırsal alanda yaşayan tüm bireyleri etkileyecektir. Bunun sonucunda mevcut tarım arazilerindeki faaliyet artacak, tarım ürünlerinin talebinde artış görülecek, yetiştiricilerin yanısıra dağıtım- nakliye ve işleme kanallarında çalışanlar ile birlikte yaratılan iş olanakları ve istihdam artacak, kırsal kalkınmaya destek olunacak ve bunlar da kırsal kesimde yaşam kalitesini artıracaktır. Bu şekilde kente göçün azalması da mümkün olabilecektir.”
Yine Marmara Üniversitesi’nde Yenilenebilir Enerji Profesörü olarak Enerji Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapan, BİYODER/Türkiye Biyoenerji Derneği Eski Başkanı, EUROSOLAR Türkiye/Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı ve Türkiye Çevre Platformu ve Temiz Enerji Platformları Koordinatörü olan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar’ın bir açıklamasından şu alıntı yapıldı:
“Biyoenerji; belediye, orman ve tarım atıklarının enerjiye dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Enerjiye dönüştürmezsek metan gazı ortaya çıkıyor. Metan, 21 kat fazla sera gazı etkisine sahip. Onun için metanı alıp, yakıp, ısı ve elektrik üretip, karbondioksit veriyorsun. Ama o çöp ürerken, karbondioksiti aldığı için nötr bir hali var. Yani ormandan ağaç kesip yakmıyorsun. Atıklar değerlendirildiği için olumsuz bir yönü yok. İnsanların doğayla ilişkisinde, ekolojik yaşam biçimine ikna olması gerek. Nasıl ki köyde atığınızı atmazsınız, bahçenizde gübre yaparsınız, bunları yapmadığınız zaman da doğa dönüp sizi vurur.”
Tesiste Baca Gazı Filtre Sistemi…
OKE’nin açıklamasında tesiste baca gazı filtre sistemi bulunmadığı iddialarına karşılık olarak da şöyle denildi; “Oltan Köleoğlu Enerji olarak, 16.07.2019 tarihinde Samsun Valiliği, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bakanlık mevzuatları kapsamında sunulmuş ve limit değerler, uygulanacak yöntemler detayları ile belirtilmiştir. Proje tanıtım dosyamızın 14. Sayfasında aşağıda gösterilen Elektrostatik Filtre (ESP) kullanılacağı taahhüt edilmiş, imalatları ve montajı tamamlanmış, ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmış, proje tanıtım dosyasında sunulan bilgiler belirtilmiştir. kare
Tesiste biyokütlenin yanması sonucunda oluşacak kirletici miktarlarının hesaplanmasında Çevre Koruma Ajansı tarafından belirlenmiş olan EPA AP-42 5th Edition Vol.1 Ch.1.6. “Wood Residue Combustion in Boilers” Table 1.6-1. ve Tablo 1.6-2.’de verilen emisyon faktörleri
kullanılmıştır.”
Emisyon Değerleri
Tesiste kütlesel debilerin hesaplanması amacıyla kullanılan emisyon faktörleri ve hesaplamalarının da verildiği açıklama şöyle devam etti; “Biyokütlenin yakılması sonucu bacadan çıkan toz emisyonlarını kontrol altında tutabilmek ve 03.07.2009 tarih ve 27277 sayı ile Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nce belirlenen emisyon sınır değerlerinin altında tutabilmek için elektrostatik filtre sistem kurulacaktır. Elektrostatik filtre sistemleri yaklaşık %96 verimle çalışmakta olup, bacada oluşacak saatlik PM emisyon miktarı 0,6 kg/saat olarak gerçekleşecektir.
Alınacak tedbirler neticesinde oluşması beklenen emisyon değerleri, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Ek-2 Tablo 2.1’ de verilen "Normal işletme şartlarında ve haftalık iş günlerindeki işletme saatleri için kütlesel debiler" değerlerinin altında kalmaktadır.
Söz konusu tesis Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nin Ek-5 Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler İçin Özel Emisyon Sınırları A) Birinci Grup Tesisler: Yakma Tesisleri 3. Anma Isıl Gücü 50 MW ve Üzeri Olan Yakma Tesisleri kapsamında yer almakta olup, “3.3.1.1. Biyokütlenin (pirina, ayçiçeği kabuğu, pamuk çiğiti ve benzeri) yakıt olarak kullanıldığı zeytinyağı üretim tesisleri ve diğer yakma tesisleri (enerji üretim tesisleri, çimento ve kireç fabrikaları ve benzeri) sekonder hava beslemeli yakma sistemi özelliğine sahip olmalıdır. Tablo 5.11’de verilen baca gazı emisyon değerlerinin sağlanması zorunludur” hükmü gereğince gerekli ölçümler yaptırılarak Yönetmelikte belirtilen sınır değerler sağlanacaktır.
Tablo 5.11 Baca gazı emisyon değerleri**
Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Ek-3 Madde d doğrultusunda Sürekli ölçümü yapılması gereken emisyonun, sınır değerlerini aşıp aşmadığı, kaydedicili cihazlarla sürekli ölçülerek kontrol edilecektir.
SKHKKY Ek-3 d Maddesi 2 inci bendine göre proje kapsamında kurulacak olan biyokütle yakma kazan bacalarından toz emisyonu ve hacimsel debi sürekli olarak ölçülecektir.
SKHKKY Ek-3 d Maddesi 4 inci bendine göre proje kapsamında kurulacak olan biyokütle yakma kazan bacalarından CO2 veya O2 ve CO sürekli olarak ölçülecektir.
Samsun Çevre Şehircilik il Müdürlüğü’ne sunulan PTD’de (Proje Tanıtım Dosyası) bahsi geçtiği gibi Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemi ile online ölçümü (anlık olarak) yapılacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7/24 anlık online olarak takip edilecektir. Herhangi bir zaman diliminde limit aşılması halinde yasal yaptırımlar mevcuttur.”
Kötü Niyetle Yapılan Kara Propaganda
Açıklamanın son bölümünde, Sonuç olarak Kimya Mühendisleri Odası Şube Başkanı Osman Nuri Pilgir’in çeşitli çıkarlar uğruna kirli ve halkı yanlış yönlendiren kara propaganda çalışması içine girdiğinin üzüntü ve hayretle izlendiği belirtilerek şöyle denildi; “Herşey bu kadar çok açık ve teknojikken, Dünyanın ve Türkiye’nin her tarafında biyokütle santralleri temiz enerji, yenilenebilir enerji olarak kabul görmüşken özellikle Samsun’da kurulmaya çalışılan ve ciddi bir yatırım olan, bölge çiftçisine ve bölge ekonomisine katkıda bulunacak olan, temiz enerji olarak akredite olmuş ve dünyanın artık dört elle sarılmış olduğu bu enerji sistemine halen daha ideolojik ve siyasi görüşlerle kötü niyetli yapılan bu kara propagandayı kınıyoruz.
Cahilce ve çok ilkel ifadeler kullanarak, tesisin filtre olmadan çalışacağını iddia eden komik, bilim ve akıl dışı bu açıklamayı ciddi kötü niyetli bir açıklama olarak değerlendiriyoruz.
Bu sebeple Sayın Kimya Mühendisleri Odası Şube Başkanı’nı derhal istifaya davet ediyoruz.
Çünkü bu kadar ulvi ve önemli bir alanda oda başkanlığı yapmak sorumluluk ister, araştırma ister, büyük bir bilimsellik ister.
Sadece ideolojik niyetler doğrultusunda yapılan açıklamalar yatırımları yaralamak, bölge halkını kandırmak ve galeyana getirerek devlet düşmanı yapmak, bölgeye ve yöre halkına sağlayacağı ekonomik değeri yok saymak, devletin kabul etmiş olduğu ölçü ve miktarları kabul etmemek, hükümete olan düşmanlıklarını iş insanları üzerinde çıkarmaya çalışmak bu ülkeye yapılan büyük kötülüklerden biridir.“
Açıklamada, santralin vahim sonuçlar doğuracağını iddia eden Pilgir’in, açıklamaların Oltan Enerji’ye haksız saldırılarının dışında devletin istemiş olduğu teknik bilgiere de karşı çıktığı da kaydedildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi;
“Karbonmonoksit küresel ısınmanın en büyük sebeplerinden birisidir’ diyen Osman Nuri Pilgir’in bugün dünyadaki önemli bilim insanlarının “Temiz Enerji” olarak kabul etmiş olduğu Biyokütle Enerjisi ile ilgili kaç makale okuduğunu, kaç bilimsel toplantıya katıldığını, Dünya Biyoenerji Derneği’nin yazılarını ne kadarını takip ettiğini oldukça merak ediyoruz. Eğer kendisi bu konularla ilgili zahmet edip bir araştırma girişiminde bulunmadıysa konu ile ilgili birkaç bilgi notunu öğrenmesi için kendisine iletmek isteriz.
Öncelikle Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Pınar Balcı ve Yiğit Evren’in yaptığı ‘Biyokütle Enerjisi Kırsal Kalkınmada Bir Potansiyel Olabilir Mi?’ konulu araştırmaya göz atarsak, uzman görüşlerine de yer verilen araştırmada bazı önemli noktalar şu şekilde sıralanmıştır:
Yenilenebilir enerji kaynakları, yakıtın yakılması veya yok edilmesini gerektirmeyen, dolayısıyla çevreye zarar vermeyen; güneş, rüzgâr, jeotermal, biyokütle gibi çeşitli kaynaklardır. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının özellikle çevre, ekonomi ve enerji güvenliği olmak üzere pek çok açıdan faydası ve diğer kaynaklara kıyasla göreceli üstünlükleri bulunmaktadır.
Yine aynı araştırmada, üretim sırasında ortaya çıkan tarımsal artıkların da değerlendirildiği, bu yöntem sayesinde artıkların yakılarak bertaraf edilmesi sorununun ortadan kalktığı belirtiliyor.
Kırsala Sosyo-Ekonomik Katkı
Araştırmada, biyokütle enerjisinin, çevre ve iklim sorunlarına çözüm getirme amacıyla alternatif bir enerji kaynağı olarak gündeme yerleştiğine dikkat çekilerek şöyle denilmiştir:
“Sadece enerji ve çevre politikaları ile değil, toprağın biyokütle hammadesi üretimi amaçlı işlenmesinden dolayı tarım ve kırsal kalkınma politikaları ile de yakından ilişkilidir. Enerji tarımına geçişte tarım ürünlerinin enerji hammaddesi olarak kullanılmaları ile birlikte bu ürünlerin üretimi ve bu ürünlere tahsis edilecek kaynaklar genel olarak sosyo-ekonomik yönden kırsal alanda yaşayan tüm bireyleri etkileyecektir. Bunun sonucunda mevcut tarım arazilerindeki faaliyet artacak, tarım ürünlerinin talebinde artış görülecek, yetiştiricilerin yanısıra dağıtım- nakliye ve işleme kanallarında çalışanlar ile birlikte yaratılan iş olanakları ve istihdam artacak, kırsal kalkınmaya destek olunacak ve bunlar da kırsal kesimde yaşam kalitesini artıracaktır. Bu şekilde kente göçün azalması da mümkün olabilecektir.”
Yine Marmara Üniversitesi’nde Yenilenebilir Enerji Profesörü olarak Enerji Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapan, BİYODER/Türkiye Biyoenerji Derneği Eski Başkanı, EUROSOLAR Türkiye/Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı ve Türkiye Çevre Platformu ve Temiz Enerji Platformları Koordinatörü olan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar’ın bir açıklamasından şu alıntı yapıldı:
“Biyoenerji; belediye, orman ve tarım atıklarının enerjiye dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Enerjiye dönüştürmezsek metan gazı ortaya çıkıyor. Metan, 21 kat fazla sera gazı etkisine sahip. Onun için metanı alıp, yakıp, ısı ve elektrik üretip, karbondioksit veriyorsun. Ama o çöp ürerken, karbondioksiti aldığı için nötr bir hali var. Yani ormandan ağaç kesip yakmıyorsun. Atıklar değerlendirildiği için olumsuz bir yönü yok. İnsanların doğayla ilişkisinde, ekolojik yaşam biçimine ikna olması gerek. Nasıl ki köyde atığınızı atmazsınız, bahçenizde gübre yaparsınız, bunları yapmadığınız zaman da doğa dönüp sizi vurur.”
Tesiste Baca Gazı Filtre Sistemi…
OKE’nin açıklamasında tesiste baca gazı filtre sistemi bulunmadığı iddialarına karşılık olarak da şöyle denildi; “Oltan Köleoğlu Enerji olarak, 16.07.2019 tarihinde Samsun Valiliği, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bakanlık mevzuatları kapsamında sunulmuş ve limit değerler, uygulanacak yöntemler detayları ile belirtilmiştir. Proje tanıtım dosyamızın 14. Sayfasında aşağıda gösterilen Elektrostatik Filtre (ESP) kullanılacağı taahhüt edilmiş, imalatları ve montajı tamamlanmış, ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmış, proje tanıtım dosyasında sunulan bilgiler belirtilmiştir. kare
Tesiste biyokütlenin yanması sonucunda oluşacak kirletici miktarlarının hesaplanmasında Çevre Koruma Ajansı tarafından belirlenmiş olan EPA AP-42 5th Edition Vol.1 Ch.1.6. “Wood Residue Combustion in Boilers” Table 1.6-1. ve Tablo 1.6-2.’de verilen emisyon faktörleri
kullanılmıştır.”
Emisyon Değerleri
Tesiste kütlesel debilerin hesaplanması amacıyla kullanılan emisyon faktörleri ve hesaplamalarının da verildiği açıklama şöyle devam etti; “Biyokütlenin yakılması sonucu bacadan çıkan toz emisyonlarını kontrol altında tutabilmek ve 03.07.2009 tarih ve 27277 sayı ile Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nce belirlenen emisyon sınır değerlerinin altında tutabilmek için elektrostatik filtre sistem kurulacaktır. Elektrostatik filtre sistemleri yaklaşık %96 verimle çalışmakta olup, bacada oluşacak saatlik PM emisyon miktarı 0,6 kg/saat olarak gerçekleşecektir.
Alınacak tedbirler neticesinde oluşması beklenen emisyon değerleri, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Ek-2 Tablo 2.1’ de verilen "Normal işletme şartlarında ve haftalık iş günlerindeki işletme saatleri için kütlesel debiler" değerlerinin altında kalmaktadır.
Söz konusu tesis Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nin Ek-5 Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler İçin Özel Emisyon Sınırları A) Birinci Grup Tesisler: Yakma Tesisleri 3. Anma Isıl Gücü 50 MW ve Üzeri Olan Yakma Tesisleri kapsamında yer almakta olup, “3.3.1.1. Biyokütlenin (pirina, ayçiçeği kabuğu, pamuk çiğiti ve benzeri) yakıt olarak kullanıldığı zeytinyağı üretim tesisleri ve diğer yakma tesisleri (enerji üretim tesisleri, çimento ve kireç fabrikaları ve benzeri) sekonder hava beslemeli yakma sistemi özelliğine sahip olmalıdır. Tablo 5.11’de verilen baca gazı emisyon değerlerinin sağlanması zorunludur” hükmü gereğince gerekli ölçümler yaptırılarak Yönetmelikte belirtilen sınır değerler sağlanacaktır.
Tablo 5.11 Baca gazı emisyon değerleri**
Kirletici parametreler | CO (mg/Nm3) | NO (mg/Nm3) | SOx (mg/Nm3) | HCI (mg/Nm3) | HF (mg/Nm3) | PM (mg/Nm3) | TOC (mg/Nm3) |
≥ 50 MW | 460 | 400 | 200 | 200 | 30 | 280 | 30 |
Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Ek-3 Madde d doğrultusunda Sürekli ölçümü yapılması gereken emisyonun, sınır değerlerini aşıp aşmadığı, kaydedicili cihazlarla sürekli ölçülerek kontrol edilecektir.
SKHKKY Ek-3 d Maddesi 2 inci bendine göre proje kapsamında kurulacak olan biyokütle yakma kazan bacalarından toz emisyonu ve hacimsel debi sürekli olarak ölçülecektir.
SKHKKY Ek-3 d Maddesi 4 inci bendine göre proje kapsamında kurulacak olan biyokütle yakma kazan bacalarından CO2 veya O2 ve CO sürekli olarak ölçülecektir.
Samsun Çevre Şehircilik il Müdürlüğü’ne sunulan PTD’de (Proje Tanıtım Dosyası) bahsi geçtiği gibi Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemi ile online ölçümü (anlık olarak) yapılacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7/24 anlık online olarak takip edilecektir. Herhangi bir zaman diliminde limit aşılması halinde yasal yaptırımlar mevcuttur.”
Kötü Niyetle Yapılan Kara Propaganda
Açıklamanın son bölümünde, Sonuç olarak Kimya Mühendisleri Odası Şube Başkanı Osman Nuri Pilgir’in çeşitli çıkarlar uğruna kirli ve halkı yanlış yönlendiren kara propaganda çalışması içine girdiğinin üzüntü ve hayretle izlendiği belirtilerek şöyle denildi; “Herşey bu kadar çok açık ve teknojikken, Dünyanın ve Türkiye’nin her tarafında biyokütle santralleri temiz enerji, yenilenebilir enerji olarak kabul görmüşken özellikle Samsun’da kurulmaya çalışılan ve ciddi bir yatırım olan, bölge çiftçisine ve bölge ekonomisine katkıda bulunacak olan, temiz enerji olarak akredite olmuş ve dünyanın artık dört elle sarılmış olduğu bu enerji sistemine halen daha ideolojik ve siyasi görüşlerle kötü niyetli yapılan bu kara propagandayı kınıyoruz.
Cahilce ve çok ilkel ifadeler kullanarak, tesisin filtre olmadan çalışacağını iddia eden komik, bilim ve akıl dışı bu açıklamayı ciddi kötü niyetli bir açıklama olarak değerlendiriyoruz.
Bu sebeple Sayın Kimya Mühendisleri Odası Şube Başkanı’nı derhal istifaya davet ediyoruz.
Çünkü bu kadar ulvi ve önemli bir alanda oda başkanlığı yapmak sorumluluk ister, araştırma ister, büyük bir bilimsellik ister.
Sadece ideolojik niyetler doğrultusunda yapılan açıklamalar yatırımları yaralamak, bölge halkını kandırmak ve galeyana getirerek devlet düşmanı yapmak, bölgeye ve yöre halkına sağlayacağı ekonomik değeri yok saymak, devletin kabul etmiş olduğu ölçü ve miktarları kabul etmemek, hükümete olan düşmanlıklarını iş insanları üzerinde çıkarmaya çalışmak bu ülkeye yapılan büyük kötülüklerden biridir.“
FACEBOOK YORUMLAR