Bugünlerde Rusya'nın...
BÜYÜK TUZAK! Bugünlerde Rusya’nın Suriye’ye saldırması her ne kadar farklı emeller dâhilinde gösterilse de aslında asıl amaç dünya Müslümanlarının yönünü buraya çevirip Irak, Filistin
14 Ekim 2015 - 21:16
BÜYÜK TUZAK!
Bugünlerde Rusya’nın Suriye’ye saldırması her ne kadar farklı emeller dâhilinde gösterilse de aslında asıl amaç dünya Müslümanlarının yönünü buraya çevirip Irak, Filistin, Mısır, Afganistan’da yaşanan zulmü gözardı etmek. Yani sisli ve puslu havada ilerlemek gibi. Siyonizm Büyük oyunlarla yavaş yavaş o büyük hayaline doğru ilerlemekte. Bu ilerleyiş esnasında etrafında bulunan tüm devletleri bu bataklığın yani ölüm çemberini içine yavaş yavaş sürüklemekte.
Bu ülkelerden biri olarak da Türkiye aday gösteriliyor. Büyük oyunlar dâhilinde hiç alışık olmadığımız NATO’nun silah ve asker yardımı! Peki, ne yatıyor bu büyük vaatlerin altında? Türkiye’yi bu kanlı çembere itmek. Oyuna gelmeyelim…
İsrail’in Batı yakası Kudüs şehrinde yapılan işgaller ve Yahudilerin dini bayramlarını bahane gösterip Mescid-i Aksa’ya müdahale etmesi. Mescid-i Aksa’nın Yahudilerle ortak kullandırılmasının en önemli strateji oyunudur. Bunu bütün Müslümanlar artık yavaş yavaş kavramakta. Rusya’nın bu topraklara müdahalesi ve Türkiye’nin bu çembere çekilme planı bu topraklardaki huzursuzluğu artırmak ve büyük İsrail ortamına zemin hazırlığı…
Esed rejimi bu zeminin en büyük yapı taşlarından birisi. Suriye ise tamamen İsrail işgali için gündem değişikliği. Halen Filistin’de eylemler nedeniyle birçok Filistinli hunharca öldürülmekte, birçoğu ise yaralı sindirme politikası hızla sürüyor. Rusya’nın belirsiz yönlü müdahalesi ise en son Türkiye sınırlarının içerine kadar sokuldu. Bu da oyunun başka bir parçası.
Yıllarca PKK ve diğer terör örgütlerini besleyen silahlandıran Rusya’nın Ukrayna ve Kırım işgaline göz yuman, Gezi ve diğer olaylarda gizli yüzünü ön planda tutan Esed rejimine karşı Özgür Suriye’yi destekleyen, sonra da bu desteğini çıkarları doğrultusunda bırakıp DAİŞ’i destekleyip Özgür Suriye’ye karşı savunması bunlar hep büyük oyunun parçaları…
Rusya ile ilişkilerimiz bu denli iyi iken bu müdahaleler ve NATO’nun tüm desteğimizle yanındayız açıklaması bizi çok şaşırttı. Şaşırılacak hiç bir şey yok, o da farklı bir oyun. Dış ve iç bazı düşman kesimler buna çanak tutmakta, sinsi sinsi planlarını yürütmekte. Eğer temeli güçlüyse, gözetleyiciler sağlamsa öyle kafanıza göre sinsi planlarınızı yürütemezsiniz. Bazen planlar ayaklarınıza dolaşır ve hemen gündemi nasıl değiştiririm diye çareler yoluna başvurursunuz!
Ne zaman yönümüzü Orta doğuya çevirsek nedense ya sınırlarımızda veya sınırlar içerisinde bazı olaylar cereyan ettirilmekte. Yaşanan o zulme siyah bir perde gerilmekte. Perdenin ardında yaşananlar malum… Siyonizm her türlü işgalini, çirkin oyun ve emellerini Avrupa’nın süslü reklamları ile sürdürmekte. Onca kan, onca yıkım renkli sayfalarda ve masun konumlarda gösterilmekte. Zulmeden masum ve mağdur, Müslümanlar ise suçlu gösterilmekte ve bu oyuna sürekli yeni figüranlar eklenmekte.
Masumiyetlerini duyurmak için gerekçe Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in BM Genel Kurul toplantıları için New York’a hareketinden önce Rusya’nın Suriye’de terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik operasyon yapacağı ve nedense ölen masum sayısı gün geçtikçe artmakta. Özgür Suriye karşısında zayıf düşen hatta barış görüşmelerine bile kolları sıvamak üzereyken bir anda Esad rejimine kan geldi. Hatta kara harekâtına hazırlığının dedikodusu yavaş yavaş duyulmakta. Yani bir nevi zulmün yönüne kan geldi. Nedense bu yön İsrail’in bölgedeki planına artı sağlamakta. Suriye’nin Tartus kentinde Rusya’nın deniz üssü bulunması ve Esad rejiminin yavaş yavaş çöküntüye uğraması tabi ki Moskova’nın endişelerini arttırdığı bilinmekte. Yerleşimci Yahudilerin radikal haham ve bazı radikal yöneticiler vasıtası ile silahlandırılması ve özellikle bu radikal gruplarda adından sürekli söz edilen şebbiha çeteleri yerli Filistin halkı üzerine silahlandırılıp çatışmalara ön ayak olup bir halk çatışması olarak lanse ettiler.
BÜYÜK OYUNLARIN OYNANDIĞI KAN GÖLÜ BATAKLIĞI! Ölenler hep mazlum Müslümanlar! Dökülen hep Müslüman kanı! Rusya’nın sivilleri yanlışlıkla vurma açıklamaları bir strateji komedisinden başka bir şey olamaz. Baas rejimini istemeyen halkın direniş gruplara yardımının engellenmesi için halkın zorla göce zorlanması… En son açıklamalarda Suriye’den 3 milyona yakın mültecinin ayrılacağı haberleri gündeme düşmüştü. Böylelikle Suriye’deki direnişin bütün kollarını kurutup kırmak amaçlı bir mücadele.
Dün ABD’nin uyguladığı yöntemi bugün Rusya sürdürmekte ve Suriye’deki insanların göce zorlanıp burada güç ittifaklarının planlı bir alt yapı stratejisi oluşturmaları. Bu güç dengeleri sürekli değişiyor ve en önemli unsur büyük İsrail hayalinin güvenliğini sağlamak ve eski kökleşmiş yapıyı bozmak. Siyonist İsrail bu karmaşadan faydalanarak dokuz günde ondört Filistinliyi katletti. Bunların sadece birinde plastik mermi diğerleri ise gerçek mermi. Öldürülen Filistinlileri terörist, İsrail askerleri ise mağdur olarak gösteriliyor!
Kendilerini savunan Filistinlilere karşı hergün yeni yasalar oluşturan İsrail zulmünün perde arkasını hem AB hem de Orta Asya’dan gizlemek için özgür basını elinden geldiğince bu olaylara uzak tutmaya çalışıyor. Mescid-i Aksa üzerinde Hak iddia etme cabası kanlı müdahalelere sebebiyet veriyor. Bütün bu yaşanan olaylara rağmen Filistin halkı Siyonizm’e karşı tüm mücadelesini hiç bıkmadan usanmadan sürdürüyor. Bu topraklarda hak iddia etmeye çalışan diğer müttefikler değişen tutumları ile bölge halkına buralarda yaşamı çeşitli etnik gruplar aracılığı ile yaşanmaz hale getirme mücadelesini veriyor.
İŞİD VE DAEŞ gücünü kırmak için bölgeye destek güç olarak hava saldırısı düzenleyen Rusya bunun aksine Özgür Suriye mevzilerini bombalayıp DAEŞ ve İŞİD’in ilerleyişine zemin hazırlamak olarak yorumlamak pek yanlış olmaz.
Bu topraklarda söz sahibi olan ülkelerin nedense gündemlerinde terörist olarak vurguladıkları İŞİD ve DAEŞ gücünü tamamen kırma hassasiyetini göstermemeleri oyunun aslında başka yüzü…
Çıkarlar doğrultusunda bu topraklarda casus ve hainler sürekli değişim gösteriyor.
Bir başka ince husus ise Türkiye ne zaman bu topraklarda yaşanan bu zulmün üzerine gitse terör otakları tarafından bir iç karışıklığa uğratılıyor. Yani sen yerinde otur biz her zamanki zulüm ve çirkin siyasetimize devam edelim.
Ardından Rusya’nın hava sahamıza müdahalesi ise bazen nabız yoklama bazen de tansiyonu yüksek tutma. Türkiye büyük bir tuzağın içine itilmekte... Bölgeden tamamen uzaklaşması istenilmemekte… Farklı bir siyasi bölgesel politika izlenilmekte…
Kaybedenler hep aynı… Mazlumlar, çocuklar…
Kanlı tuzak yıllarca bu topraklar üzerinde süre gelmekte…
Bugünlerde Rusya’nın Suriye’ye saldırması her ne kadar farklı emeller dâhilinde gösterilse de aslında asıl amaç dünya Müslümanlarının yönünü buraya çevirip Irak, Filistin, Mısır, Afganistan’da yaşanan zulmü gözardı etmek. Yani sisli ve puslu havada ilerlemek gibi. Siyonizm Büyük oyunlarla yavaş yavaş o büyük hayaline doğru ilerlemekte. Bu ilerleyiş esnasında etrafında bulunan tüm devletleri bu bataklığın yani ölüm çemberini içine yavaş yavaş sürüklemekte.
Bu ülkelerden biri olarak da Türkiye aday gösteriliyor. Büyük oyunlar dâhilinde hiç alışık olmadığımız NATO’nun silah ve asker yardımı! Peki, ne yatıyor bu büyük vaatlerin altında? Türkiye’yi bu kanlı çembere itmek. Oyuna gelmeyelim…
İsrail’in Batı yakası Kudüs şehrinde yapılan işgaller ve Yahudilerin dini bayramlarını bahane gösterip Mescid-i Aksa’ya müdahale etmesi. Mescid-i Aksa’nın Yahudilerle ortak kullandırılmasının en önemli strateji oyunudur. Bunu bütün Müslümanlar artık yavaş yavaş kavramakta. Rusya’nın bu topraklara müdahalesi ve Türkiye’nin bu çembere çekilme planı bu topraklardaki huzursuzluğu artırmak ve büyük İsrail ortamına zemin hazırlığı…
Esed rejimi bu zeminin en büyük yapı taşlarından birisi. Suriye ise tamamen İsrail işgali için gündem değişikliği. Halen Filistin’de eylemler nedeniyle birçok Filistinli hunharca öldürülmekte, birçoğu ise yaralı sindirme politikası hızla sürüyor. Rusya’nın belirsiz yönlü müdahalesi ise en son Türkiye sınırlarının içerine kadar sokuldu. Bu da oyunun başka bir parçası.
Yıllarca PKK ve diğer terör örgütlerini besleyen silahlandıran Rusya’nın Ukrayna ve Kırım işgaline göz yuman, Gezi ve diğer olaylarda gizli yüzünü ön planda tutan Esed rejimine karşı Özgür Suriye’yi destekleyen, sonra da bu desteğini çıkarları doğrultusunda bırakıp DAİŞ’i destekleyip Özgür Suriye’ye karşı savunması bunlar hep büyük oyunun parçaları…
Rusya ile ilişkilerimiz bu denli iyi iken bu müdahaleler ve NATO’nun tüm desteğimizle yanındayız açıklaması bizi çok şaşırttı. Şaşırılacak hiç bir şey yok, o da farklı bir oyun. Dış ve iç bazı düşman kesimler buna çanak tutmakta, sinsi sinsi planlarını yürütmekte. Eğer temeli güçlüyse, gözetleyiciler sağlamsa öyle kafanıza göre sinsi planlarınızı yürütemezsiniz. Bazen planlar ayaklarınıza dolaşır ve hemen gündemi nasıl değiştiririm diye çareler yoluna başvurursunuz!
Ne zaman yönümüzü Orta doğuya çevirsek nedense ya sınırlarımızda veya sınırlar içerisinde bazı olaylar cereyan ettirilmekte. Yaşanan o zulme siyah bir perde gerilmekte. Perdenin ardında yaşananlar malum… Siyonizm her türlü işgalini, çirkin oyun ve emellerini Avrupa’nın süslü reklamları ile sürdürmekte. Onca kan, onca yıkım renkli sayfalarda ve masun konumlarda gösterilmekte. Zulmeden masum ve mağdur, Müslümanlar ise suçlu gösterilmekte ve bu oyuna sürekli yeni figüranlar eklenmekte.
Masumiyetlerini duyurmak için gerekçe Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in BM Genel Kurul toplantıları için New York’a hareketinden önce Rusya’nın Suriye’de terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik operasyon yapacağı ve nedense ölen masum sayısı gün geçtikçe artmakta. Özgür Suriye karşısında zayıf düşen hatta barış görüşmelerine bile kolları sıvamak üzereyken bir anda Esad rejimine kan geldi. Hatta kara harekâtına hazırlığının dedikodusu yavaş yavaş duyulmakta. Yani bir nevi zulmün yönüne kan geldi. Nedense bu yön İsrail’in bölgedeki planına artı sağlamakta. Suriye’nin Tartus kentinde Rusya’nın deniz üssü bulunması ve Esad rejiminin yavaş yavaş çöküntüye uğraması tabi ki Moskova’nın endişelerini arttırdığı bilinmekte. Yerleşimci Yahudilerin radikal haham ve bazı radikal yöneticiler vasıtası ile silahlandırılması ve özellikle bu radikal gruplarda adından sürekli söz edilen şebbiha çeteleri yerli Filistin halkı üzerine silahlandırılıp çatışmalara ön ayak olup bir halk çatışması olarak lanse ettiler.
BÜYÜK OYUNLARIN OYNANDIĞI KAN GÖLÜ BATAKLIĞI! Ölenler hep mazlum Müslümanlar! Dökülen hep Müslüman kanı! Rusya’nın sivilleri yanlışlıkla vurma açıklamaları bir strateji komedisinden başka bir şey olamaz. Baas rejimini istemeyen halkın direniş gruplara yardımının engellenmesi için halkın zorla göce zorlanması… En son açıklamalarda Suriye’den 3 milyona yakın mültecinin ayrılacağı haberleri gündeme düşmüştü. Böylelikle Suriye’deki direnişin bütün kollarını kurutup kırmak amaçlı bir mücadele.
Dün ABD’nin uyguladığı yöntemi bugün Rusya sürdürmekte ve Suriye’deki insanların göce zorlanıp burada güç ittifaklarının planlı bir alt yapı stratejisi oluşturmaları. Bu güç dengeleri sürekli değişiyor ve en önemli unsur büyük İsrail hayalinin güvenliğini sağlamak ve eski kökleşmiş yapıyı bozmak. Siyonist İsrail bu karmaşadan faydalanarak dokuz günde ondört Filistinliyi katletti. Bunların sadece birinde plastik mermi diğerleri ise gerçek mermi. Öldürülen Filistinlileri terörist, İsrail askerleri ise mağdur olarak gösteriliyor!
Kendilerini savunan Filistinlilere karşı hergün yeni yasalar oluşturan İsrail zulmünün perde arkasını hem AB hem de Orta Asya’dan gizlemek için özgür basını elinden geldiğince bu olaylara uzak tutmaya çalışıyor. Mescid-i Aksa üzerinde Hak iddia etme cabası kanlı müdahalelere sebebiyet veriyor. Bütün bu yaşanan olaylara rağmen Filistin halkı Siyonizm’e karşı tüm mücadelesini hiç bıkmadan usanmadan sürdürüyor. Bu topraklarda hak iddia etmeye çalışan diğer müttefikler değişen tutumları ile bölge halkına buralarda yaşamı çeşitli etnik gruplar aracılığı ile yaşanmaz hale getirme mücadelesini veriyor.
İŞİD VE DAEŞ gücünü kırmak için bölgeye destek güç olarak hava saldırısı düzenleyen Rusya bunun aksine Özgür Suriye mevzilerini bombalayıp DAEŞ ve İŞİD’in ilerleyişine zemin hazırlamak olarak yorumlamak pek yanlış olmaz.
Bu topraklarda söz sahibi olan ülkelerin nedense gündemlerinde terörist olarak vurguladıkları İŞİD ve DAEŞ gücünü tamamen kırma hassasiyetini göstermemeleri oyunun aslında başka yüzü…
Çıkarlar doğrultusunda bu topraklarda casus ve hainler sürekli değişim gösteriyor.
Bir başka ince husus ise Türkiye ne zaman bu topraklarda yaşanan bu zulmün üzerine gitse terör otakları tarafından bir iç karışıklığa uğratılıyor. Yani sen yerinde otur biz her zamanki zulüm ve çirkin siyasetimize devam edelim.
Ardından Rusya’nın hava sahamıza müdahalesi ise bazen nabız yoklama bazen de tansiyonu yüksek tutma. Türkiye büyük bir tuzağın içine itilmekte... Bölgeden tamamen uzaklaşması istenilmemekte… Farklı bir siyasi bölgesel politika izlenilmekte…
Kaybedenler hep aynı… Mazlumlar, çocuklar…
Kanlı tuzak yıllarca bu topraklar üzerinde süre gelmekte…
FACEBOOK YORUMLAR