Futbol İl Temsilcimiz Hasan...

Futbol İl Temsilcimiz Hasan Özbulut’un muhterem annesi Fahriye teyzemizi ebediyete uğurladık.
Samsun Büyük Cami’de öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlıkta bulunan aile kabristanlığında Fahriye teyzemiz toprağa verdik.
Zor ana acısı en büyük acı.
Nerden mi bilirim?
Anam kadar sevdiğim benim için çok kıymetli olan anneannemi kaybettiğimde bu acıyı çok derinden yaşadım.
Mevlam; Hasan abiye sabır geride kalanlara da uzun ömürler versin…
Mevlam; evlatlara genç yaşta ana acısını yaşatmasın.
Mevlam; Fahriye teyzemize gani gani rahmet eylesin!
Hasan abiyi yıllar öncesinden tanırım.
Samsun futboluna büyük hizmeti geçmiştir.
Hala daha çok emeği var…
Amatörde spor muhabirliği yaparken; Hasan abinin çok haberini yapmışımdır.
İlk yıllarımdı meslekte.
Çok hata yaptım.
Bazen kırdım bazen döktüm.
O zaman ki; hevesimle.
Fakat;
Hiçbir zaman yalan haber yazmadım.
Hiçbir zaman art niyetli olmadım.
Hiçbir zaman mesleğe leke getirmedim.
Sadece kurmam gereken bazı dengeleri kuramadım o zamanlar.
Acemilik işte…
Arkadaşlarım ‘Kadıköyspor 5-1’ yendi haberini yazarken; ben ‘AMATÖR YAN ÇİZİYOR’ manşetini attım.
Onlar, ‘Kadıköyspor tutulmuyor’ yazarken ben ise; ‘AMATÖRDE EĞRİLER DOĞRULDU’ haberini yazdım.
Onlar, ‘Yolspor ezdi geçti’ yazarken; ben ‘AMATÖRDE FİLELERE DİKKAT’, ve ‘AMATÖRDE COPLAR KONUŞTU’  haberlerini yazdım.
Haliyle amatör bana alışamadı, haliyle de beni pek sevemediler.
Ama bu mesleğin çıraklığını yaptım.
Ustaların dediği gibi; ‘ÇIRAKLIĞINI YAPMADIĞIN İŞİN USTALIĞINA SOYUNMAYACAKSIN’…
Cenazeye gelince;
Vekili de, başkanı da, müdürü de, amiri de, memuru da, teknik adamı da, antrenörü de, sporcusu da, doktoru da, dostları da, akrabaları da, gazetecisine varıncaya kadar herkes son görev için Büyük Cami’deki yerini almıştı.
Zor bir görev için toplanmıştık.
Analar için ne yapılırsa, ne söylenirse az…
Yaradan’ımız cenneti analarımızın ayakları altına koymadı mı?
Hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki…
ANALAR NUR İMİŞ,
HER DERDE DEVA İMİŞ,
EVLATLAR PİR OLSA DA;
ANAYA MUHTAÇ İMİŞ…
***
Cenaze de olsa, içimizdeki muhabirlik aşkı ve haber alma duygusu her zaman sıcak her zaman tetikte.
Canik Belediye Başkanı Osman Genç’le ayaküstü sohbetlerimiz meşhurdur.
Her zaman;
Ayaküstü başkana soracağımı sorar, fazla da yormadan alacağımı oracıkta başkanın ağzından alırdım.
Yine öyle oldu.
Canik Belediye’sinin gündeminde, 8-9 Ocak 2016 tarihlerinde ‘1. Basın Çalıştayı’ var.
Başkan Osman Genç’e, ‘bu basın çalıştayında ne var başkanım ne olacak?’ diye sordum.
Başkan da topu basın danışmanına atarak ‘Musa Öztürk’e sor gerekenleri sana anlatır’ diye cevap verdi.
Durur muyum başkanı yakalamışım, ayaküstü de olsa, cami avlusunda!…
‘Başkanım bu çalıştaya kimler gelecek?’ diyerek ikinci soruyu da oracıkta yapıştırıverdim.
Peşine de ‘tanıdık kim var?’ diye de ekledim.
Başkan da eski eğitimci zeki, bana göre Samsun’un en deneyimli en kurt başkanı.
Bu sefer başkan bana sormaya başladı.
‘Sen kimi getirmek istersin?’ diye sordu.
’Aklında getireceğin isim var mı?’ ‘Getirmek istediğin biri varsa bana söyle?’  diye de ekledi.
Muhabir durur mu?
‘Başkanım benim getireceğim gazetecileri içeri attılar!’ diye cevap verdim.
Uygun oldu mu olmadı mı bilemem.
Amacım laf sokmak değil, meslektaşlarımıza yapılan haksızlığı unutturmamaktı.
Bir AKP’li başkana bu sorulur muydu?
Takdir de karar da sizin!
Ben kamunun vicdanından geçenleri soruyor, onları yazmaya gayret ediyorum…
Peşine de başkan Genç’e, ‘Can Dündar’a iki gün izin alırsanız; O’nun gelmesini isterim’ diyerek ayaküstü sohbetimizi tamamladık.!
Merhume Fahriye teyzemize; haklarımızı helal edip, dualarla son yolculuğuna uğurladık!...
Cenazeden cezaevine kadar herkesi andık.
Hayat dedikleri bu işte!
Nerden nereye…
NOT: Başkan Osman Genç’le aramda geçen sohbeti yazıp yazmamakta endişeliydim. Bunu duayenimiz, abimiz ve cenazede bulunan ustamız Osman Kara abime sordum: ‘yalan olmadıktan sonra her şeyi yazabilirsin’ dedi. Sorumluluk ustamıza aittir!
[email protected]