Çevrenin Korunması Hepimizin Önceliği Olmalı
AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı, TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, "İklim değişikliğinin önlenmesi, çevrenin ve insan sağlığının korunması noktasında Türkiye öncü ülkü olmuştur" dedi.
01 Nisan 2022 - 19:50
Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da İklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğinin ekonomiye etkisini en aza indirmek amacıyla düzenlenen "EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı" geniş katılımla gerçekleştirildi.
"Parlamentoda İklim Değişikliği" konu başlığı altında TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta'nın moderatörlüğündeki oturuma konuşmacı olarak katılan AK Parti Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, iklim değişikliği ve çevre konusunun tüm dünyanın üzerinde en hassas durduğu ana başlıklar arasında olduğuna dikkat çekti.
Samsun'da Çevre Sorunları Çözüldü
İklim değişikliğinin dünya üzerinde çok büyük etkilerinin olduğunu vurgulayan Yılmaz, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneminde kentte çevre konusunda yaşanan olumsuzluklara örnekler vererek, Türkiye'nin bulunduğu durum, verilen büyük mücadele ve kazanımlara değindi.
2000 öncesinde Samsun'da liman içine kanalizasyon aktığını, balçıkla dolu olduğunu, atıksu arıtma tesislerinin bulunmadığını, halkın denizden uzak kaldığını, insan sağlığını tehdit eden büyük çevre sorunlarının yaşandığının altını çizen Yılmaz, "Kent çöpü vahşi depolama ile Yılanlı Dere mevkiine dökülüyordu. Durum o kadar kötüydü ki, büyük çevre sorunları vardı. Hatta bir süper lig müsabakası esnasında çöpten gelen metan gazı dumanı nedeniyle görüş yetersizliği ve pis kokular oluşmuş, maça dahi ara verilmişti. Bu sorunlar ülkemizin bir çok şehrinde yaşanıyordu. Çevrenin korunması, halkımızın sağlığı için çözüm odaklı çalışmalara başladık, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte bu çalışmalar daha da hız kazanarak tek tek hepsi çözüldü. Şimdi limanda balık tutan, denize giren vatandaşlar var, çöpler ise modern yöntemlerle bertaraf ediliyor. İlçelerimizde dahi atıksu arıtma tesislerimiz bulunmakta. Bizler özellikle AK Partili belediyeler, Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994'de İstanbul'da başlattığı 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' şuuru ile insan odaklı, insana dokunan çevre sorunlarını çözerken şehirlerimizin havasını, suyunu önemseyip, insanımızın sağlığını öncelikliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda Türkiye çevre konusunda çok büyük hamleler gerçekleştirmiştir" dedi.
Dünyayı Ciddi Tehditler Bekliyor
20. yüzyılın sonuna doğru, 19. yüzyılda başlamış olan sanayi devriminin nimetleri yanında olumsuz etkilerinin de olduğuna dikkat çeken Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü; "1970'den bu yana geçen 50 yıllık zaman diliminde dünya nüfusu iki kat artarak 7,8 milyara ulaşmıştır. Dünya nüfusunun bu iki kat artışına rağmen insanlığın tükettiği enerji ve gıda tüketimi 1970'e kıyasla üç kat arttı. Bu yüksek tüketim sonucunda dünya küresel ekonomisi 5 kat, ticareti de 10 kat büyüme göstermiştir. Artan ferdi tüketim daha fazla üretim ve sanayileşmenin etkisiyle daha fazla baca gazı ve küresel ısınmaya neden olan daha fazla emisyon demektir. Dünya Meteoroloji Örgütü, 2021 yılının kayıtlara geçen en sıcak 7 yıldan biri olduğunu ve böylece küresel ortalama sıcaklık artışı bağlamında yapılan değerlendirmede sıcaklığın sanayi öncesi döneme kıyasla 1 °C'yi aştığı açıklanmıştır. Sıcaklık artışının +1,5 °C yerine, +2 °C olması halinde küresel bazda aşırı sıcaklıklara maruz kalacak dünya nüfus oranı yüzde 14'den, yüzde 37'ye çıkacağı, deniz suyu seviyesi 6 cm daha yükseleceği gibi olumsuz sonuçlar gerçeği ile karşı karşıyayız. İnsan ihtiyaçları için üretilen her şey binalar, araçlar, yollar birer atık olma potansiyeli taşımaktadır. Yani insanlık atık üretmektedir. Ülkemizdeki iklim değişikliği mücadelesindeki kararlılığını ve samimiyetini göstermek üzere Paris İklim Anlaşması'nı 6 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul etmiş, aynı zamanda 2053 yılı için karbon nört hedefini dünya kamuoyu ile paylaşılmıştır. Küresel düzeyde karbondioksit emisyonlarının yüzde 75'i şehirlerde gerçekleştirilen faaliyetlerden oluşmaktadır. Bu nedenle, 2053 karbon nört hedefine ulaşmak için şehir yönetimlerinin önümüzdeki süreçte sorumlulukları büyüktür."
Yeşil Dönüşüm Öncelikli
"Yeşil Dönüşüm artık yeni bir kalkınma modeli olduğunu ifade edebiliriz" diyen Yılmaz " Özellikle 2053 karbon nört hedefi sonrası enerjide dönüşüm, elektrikli araçlar, bisikletli ulaşım, sıfır atık hareketi, çevre etiketi, enerji verimliliği, sanayide temiz üretim gibi iklim ve çevre dostu uygulamalar yaygınlaşacaktır. Özellikle rüzgâr ve güneş önümüzdeki dönemde daha da ön plana çıkacak. İklim dirençli kentsel yenileme, enerji verimliliğinin artırılmasının yanı sıra Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan hanım efendinin himayelerinde her geçen gün büyüyen ve 'Kullan At' kültürüne alternatif kaynakları verimli kullanan döngüsel ekonomi modelinin öncü örneklerinden biri olan 'Sıfır Atık' hareketi, sanayide temiz üretim yöntemleri, yağmursuyu hasadı, çatı üstü güneş panelleri, binalara enerji kimlik uygulamaları gibi birçok proje Türkiye'nin çevre konusundaki hassasiyetini göstermektedir" şeklinde konuştu.
Yılmaz, yaşanabilir bir dünya bir dünya için herkese büyük görevler düştüğünün de altını çizdi.
"Parlamentoda İklim Değişikliği" konu başlığı altında TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta'nın moderatörlüğündeki oturuma konuşmacı olarak katılan AK Parti Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, iklim değişikliği ve çevre konusunun tüm dünyanın üzerinde en hassas durduğu ana başlıklar arasında olduğuna dikkat çekti.
Samsun'da Çevre Sorunları Çözüldü
İklim değişikliğinin dünya üzerinde çok büyük etkilerinin olduğunu vurgulayan Yılmaz, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneminde kentte çevre konusunda yaşanan olumsuzluklara örnekler vererek, Türkiye'nin bulunduğu durum, verilen büyük mücadele ve kazanımlara değindi.
2000 öncesinde Samsun'da liman içine kanalizasyon aktığını, balçıkla dolu olduğunu, atıksu arıtma tesislerinin bulunmadığını, halkın denizden uzak kaldığını, insan sağlığını tehdit eden büyük çevre sorunlarının yaşandığının altını çizen Yılmaz, "Kent çöpü vahşi depolama ile Yılanlı Dere mevkiine dökülüyordu. Durum o kadar kötüydü ki, büyük çevre sorunları vardı. Hatta bir süper lig müsabakası esnasında çöpten gelen metan gazı dumanı nedeniyle görüş yetersizliği ve pis kokular oluşmuş, maça dahi ara verilmişti. Bu sorunlar ülkemizin bir çok şehrinde yaşanıyordu. Çevrenin korunması, halkımızın sağlığı için çözüm odaklı çalışmalara başladık, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte bu çalışmalar daha da hız kazanarak tek tek hepsi çözüldü. Şimdi limanda balık tutan, denize giren vatandaşlar var, çöpler ise modern yöntemlerle bertaraf ediliyor. İlçelerimizde dahi atıksu arıtma tesislerimiz bulunmakta. Bizler özellikle AK Partili belediyeler, Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994'de İstanbul'da başlattığı 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' şuuru ile insan odaklı, insana dokunan çevre sorunlarını çözerken şehirlerimizin havasını, suyunu önemseyip, insanımızın sağlığını öncelikliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda Türkiye çevre konusunda çok büyük hamleler gerçekleştirmiştir" dedi.
Dünyayı Ciddi Tehditler Bekliyor
20. yüzyılın sonuna doğru, 19. yüzyılda başlamış olan sanayi devriminin nimetleri yanında olumsuz etkilerinin de olduğuna dikkat çeken Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü; "1970'den bu yana geçen 50 yıllık zaman diliminde dünya nüfusu iki kat artarak 7,8 milyara ulaşmıştır. Dünya nüfusunun bu iki kat artışına rağmen insanlığın tükettiği enerji ve gıda tüketimi 1970'e kıyasla üç kat arttı. Bu yüksek tüketim sonucunda dünya küresel ekonomisi 5 kat, ticareti de 10 kat büyüme göstermiştir. Artan ferdi tüketim daha fazla üretim ve sanayileşmenin etkisiyle daha fazla baca gazı ve küresel ısınmaya neden olan daha fazla emisyon demektir. Dünya Meteoroloji Örgütü, 2021 yılının kayıtlara geçen en sıcak 7 yıldan biri olduğunu ve böylece küresel ortalama sıcaklık artışı bağlamında yapılan değerlendirmede sıcaklığın sanayi öncesi döneme kıyasla 1 °C'yi aştığı açıklanmıştır. Sıcaklık artışının +1,5 °C yerine, +2 °C olması halinde küresel bazda aşırı sıcaklıklara maruz kalacak dünya nüfus oranı yüzde 14'den, yüzde 37'ye çıkacağı, deniz suyu seviyesi 6 cm daha yükseleceği gibi olumsuz sonuçlar gerçeği ile karşı karşıyayız. İnsan ihtiyaçları için üretilen her şey binalar, araçlar, yollar birer atık olma potansiyeli taşımaktadır. Yani insanlık atık üretmektedir. Ülkemizdeki iklim değişikliği mücadelesindeki kararlılığını ve samimiyetini göstermek üzere Paris İklim Anlaşması'nı 6 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul etmiş, aynı zamanda 2053 yılı için karbon nört hedefini dünya kamuoyu ile paylaşılmıştır. Küresel düzeyde karbondioksit emisyonlarının yüzde 75'i şehirlerde gerçekleştirilen faaliyetlerden oluşmaktadır. Bu nedenle, 2053 karbon nört hedefine ulaşmak için şehir yönetimlerinin önümüzdeki süreçte sorumlulukları büyüktür."
Yeşil Dönüşüm Öncelikli
"Yeşil Dönüşüm artık yeni bir kalkınma modeli olduğunu ifade edebiliriz" diyen Yılmaz " Özellikle 2053 karbon nört hedefi sonrası enerjide dönüşüm, elektrikli araçlar, bisikletli ulaşım, sıfır atık hareketi, çevre etiketi, enerji verimliliği, sanayide temiz üretim gibi iklim ve çevre dostu uygulamalar yaygınlaşacaktır. Özellikle rüzgâr ve güneş önümüzdeki dönemde daha da ön plana çıkacak. İklim dirençli kentsel yenileme, enerji verimliliğinin artırılmasının yanı sıra Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan hanım efendinin himayelerinde her geçen gün büyüyen ve 'Kullan At' kültürüne alternatif kaynakları verimli kullanan döngüsel ekonomi modelinin öncü örneklerinden biri olan 'Sıfır Atık' hareketi, sanayide temiz üretim yöntemleri, yağmursuyu hasadı, çatı üstü güneş panelleri, binalara enerji kimlik uygulamaları gibi birçok proje Türkiye'nin çevre konusundaki hassasiyetini göstermektedir" şeklinde konuştu.
Yılmaz, yaşanabilir bir dünya bir dünya için herkese büyük görevler düştüğünün de altını çizdi.
FACEBOOK YORUMLAR