Metro Turizm Cinsi Sapığın Gazabına Uğradı...
CİNSİ SAPIKLIK! “Metro Turizm cinsi sapığın gazabına uğradı” deniyor
28 Mayıs 2016 - 11:14
CİNSİ SAPIKLIK!
“Metro Turizm cinsi sapığın gazabına uğradı” deniyor. Türlü izahlar, suçlamalar derken sahnede hep aynı cinsi saldırıları, çeşitli şekilleriyle okuyor, bazen kızıyor, bazen de kendi kendimize bunların sebepleri hakkında akıl yürütmeye çalışıyoruz.
Ama aynı şeyler kadın öldürmeden başlayıp otobüste mastürbasyon yapmaya kadar insanları kötü hareketlere sürüklemek, suçlu ve utanılacak durumlara sürüklemek şeklinde tezahür etmeye devam etmektedir.
Bu korkunç olayın kendi eşimiz, yakınımız veya kızımızın başına geldiğini tasavvur etmek bile istemiyorum ama her an her yerde herkesin başına gelebileceği düşüncesinden hareketle yardımcı olur düşüncesiyle kaleme aldım.
Önce eğitim kurumlarını ele almalıyız ve suça nasıl hazırladığını kısaca anlatmalıyız.
Burada, hem suçluyu hem de suçluyu bu suça sürükleyen sebepleri ele almamız, sosyolojik bir izah ve açıklama getirmeliyiz. İnsanlar ebetteki doğuştan suç işleme arzu ve isteğiyle donatılmamıştır. Suçlar insanların kendi muhakeme ve idrakini kaybettikleri andan itibaren oluşmaktadır.
Burada, cinsi suçların nedenleri ve hangi toplumlarda daha çok ve vahim şekillerde meydana geldiği üzerinde sosyolojik bir saptamada bulunmak istiyorum. Önce insanların bulundukları toplumların cinsi saldırganlıklarının ön hazırlayıcısı olduğundan hareket etmenin daha doğru olacağına inanıyorum. Yönlendirici toplumlar olduğuna göre, suçlu da toplum ve toplumun insan kimliğini, suça meyilli bir şekilde yetiştirdiğini kabul etmeliyiz. Yani toplumu sosyolojik yönden oluşturan ve şekillendiren sistemden bahsetmeliyiz. Kılık ve kıyafet bakımından kapalı toplum olmayı hazırlayan eğitim kurumlarının tümünü ele almalıyız, hem eleştirmeliyiz hem de çare ve çözüm aramalıyız.
Tabii çözüm ve çarenin, zamanın koşullarına uygun, bilgi ve araştırma donanımını kazanmış, sosyolog ve toplum mühendislerine ait olduğunu biliyorum. Ama bunları da meydanlarda asla göremiyoruz. Basındaki haber ve yorumlar hem çok yalın hem de meselenin özüne hiç değinmiyor. İlgili eğitim kurumlarına hiçbir gönderide bulunmuyor.
Kavranoğlu
“Metro Turizm cinsi sapığın gazabına uğradı” deniyor. Türlü izahlar, suçlamalar derken sahnede hep aynı cinsi saldırıları, çeşitli şekilleriyle okuyor, bazen kızıyor, bazen de kendi kendimize bunların sebepleri hakkında akıl yürütmeye çalışıyoruz.
Ama aynı şeyler kadın öldürmeden başlayıp otobüste mastürbasyon yapmaya kadar insanları kötü hareketlere sürüklemek, suçlu ve utanılacak durumlara sürüklemek şeklinde tezahür etmeye devam etmektedir.
Bu korkunç olayın kendi eşimiz, yakınımız veya kızımızın başına geldiğini tasavvur etmek bile istemiyorum ama her an her yerde herkesin başına gelebileceği düşüncesinden hareketle yardımcı olur düşüncesiyle kaleme aldım.
Önce eğitim kurumlarını ele almalıyız ve suça nasıl hazırladığını kısaca anlatmalıyız.
Burada, hem suçluyu hem de suçluyu bu suça sürükleyen sebepleri ele almamız, sosyolojik bir izah ve açıklama getirmeliyiz. İnsanlar ebetteki doğuştan suç işleme arzu ve isteğiyle donatılmamıştır. Suçlar insanların kendi muhakeme ve idrakini kaybettikleri andan itibaren oluşmaktadır.
Burada, cinsi suçların nedenleri ve hangi toplumlarda daha çok ve vahim şekillerde meydana geldiği üzerinde sosyolojik bir saptamada bulunmak istiyorum. Önce insanların bulundukları toplumların cinsi saldırganlıklarının ön hazırlayıcısı olduğundan hareket etmenin daha doğru olacağına inanıyorum. Yönlendirici toplumlar olduğuna göre, suçlu da toplum ve toplumun insan kimliğini, suça meyilli bir şekilde yetiştirdiğini kabul etmeliyiz. Yani toplumu sosyolojik yönden oluşturan ve şekillendiren sistemden bahsetmeliyiz. Kılık ve kıyafet bakımından kapalı toplum olmayı hazırlayan eğitim kurumlarının tümünü ele almalıyız, hem eleştirmeliyiz hem de çare ve çözüm aramalıyız.
Tabii çözüm ve çarenin, zamanın koşullarına uygun, bilgi ve araştırma donanımını kazanmış, sosyolog ve toplum mühendislerine ait olduğunu biliyorum. Ama bunları da meydanlarda asla göremiyoruz. Basındaki haber ve yorumlar hem çok yalın hem de meselenin özüne hiç değinmiyor. İlgili eğitim kurumlarına hiçbir gönderide bulunmuyor.
Kavranoğlu
FACEBOOK YORUMLAR