DEMOKRASİ İÇİN KARA BİR LEKE!
CHP Samsun İl Başkanı Av
22 Mayıs 2016 - 13:01
CHP Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz Binali Yıldırım’ın Ak Parti genel başkanlığı adaylığı için yaptığı açıklamasında;
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden el çektirilerek, yerine Binali Yıldırım’ın tayin edilmesi, Türk demokrasi tarihi açısından kara bir lekedir.
Başbakanlık Anayasal bir kurum olup, bu makamda belirleyici olan halkın iradesidir. Ancak hepimiz bilmekteyiz ki, Binali Yıldırım’ın, AKP kongresinde aday gösterilmesi bizzat Tayyip Erdoğan’ın irade ve takdiriyle gerçekleşmiştir. Hep bahsetmiş oldukları millet iradesi rafa kaldırılmış durumdadır. Binali Yıldırım, halk tarafından belirlenmiş bir isim değildir. Halk tarafından kabul görmeyeceği de şimdiden bellidir.
Bu tercih AKP siyaseti ve Tayyip Erdoğan için sonun başlangıcıdır. Binali Yıldırım’ın bundan önce almış olduğu görevlere bakıldığında, Tayyip Erdoğan’a mutlak sadakatten başka bir çaba sergilemediği görülecektir. Tayyip Erdoğan’ın ve AKP siyasetinin 14 yıllık günah galerisinin zenginleşmesinde Binali Yıldırım’ın da katkısı büyüktür. Yıldırım, AKP’nin tüm günahına ortaktır. Kendi çocukları 20’li yaşlarında gemi sahibi olurken ve saygın iş adamı diye ortalarda gezinirken, Anadolu çocukları 20’li yaşlarında şehit olmaktadır.
AKP olağanüstü kongresini, ”kutlu yürüyüşe devam“ diye lanse etmektedir. Ortada kutlu bir yürüyüşün olmadığı, aksine Türkiye’nin parçalanmasına ve bölünmesine dönük, ekonomik menfaatlere ve yağma siyasetine dayalı bir şer yürüyüşü olduğunu söylemek mümkündür. AKP, unvanında “ak” olmakla aklanamayacağı gibi, Binali Yıldırım’ın tepeden inme halka dayatılması da kutlu yürüyüş olarak kabul edilemez. Bu kandırmacanın inanılır bir tarafı da yoktur.
Bu nedenle, Türk siyasi hayatında bir saray darbesiyle Başbakan’a el çektirilmiş, yerine, Tayyip Erdoğan’a yarenlik etmekten başka meziyeti olmayan bir zat getirilmiştir.
Bu kötü günler elbet geçecek, ancak bu süreç Türk demokrasi tarihi için kara bir leke olarak kalacaktır. Formun Altı
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden el çektirilerek, yerine Binali Yıldırım’ın tayin edilmesi, Türk demokrasi tarihi açısından kara bir lekedir.
Başbakanlık Anayasal bir kurum olup, bu makamda belirleyici olan halkın iradesidir. Ancak hepimiz bilmekteyiz ki, Binali Yıldırım’ın, AKP kongresinde aday gösterilmesi bizzat Tayyip Erdoğan’ın irade ve takdiriyle gerçekleşmiştir. Hep bahsetmiş oldukları millet iradesi rafa kaldırılmış durumdadır. Binali Yıldırım, halk tarafından belirlenmiş bir isim değildir. Halk tarafından kabul görmeyeceği de şimdiden bellidir.
Bu tercih AKP siyaseti ve Tayyip Erdoğan için sonun başlangıcıdır. Binali Yıldırım’ın bundan önce almış olduğu görevlere bakıldığında, Tayyip Erdoğan’a mutlak sadakatten başka bir çaba sergilemediği görülecektir. Tayyip Erdoğan’ın ve AKP siyasetinin 14 yıllık günah galerisinin zenginleşmesinde Binali Yıldırım’ın da katkısı büyüktür. Yıldırım, AKP’nin tüm günahına ortaktır. Kendi çocukları 20’li yaşlarında gemi sahibi olurken ve saygın iş adamı diye ortalarda gezinirken, Anadolu çocukları 20’li yaşlarında şehit olmaktadır.
AKP olağanüstü kongresini, ”kutlu yürüyüşe devam“ diye lanse etmektedir. Ortada kutlu bir yürüyüşün olmadığı, aksine Türkiye’nin parçalanmasına ve bölünmesine dönük, ekonomik menfaatlere ve yağma siyasetine dayalı bir şer yürüyüşü olduğunu söylemek mümkündür. AKP, unvanında “ak” olmakla aklanamayacağı gibi, Binali Yıldırım’ın tepeden inme halka dayatılması da kutlu yürüyüş olarak kabul edilemez. Bu kandırmacanın inanılır bir tarafı da yoktur.
Bu nedenle, Türk siyasi hayatında bir saray darbesiyle Başbakan’a el çektirilmiş, yerine, Tayyip Erdoğan’a yarenlik etmekten başka meziyeti olmayan bir zat getirilmiştir.
Bu kötü günler elbet geçecek, ancak bu süreç Türk demokrasi tarihi için kara bir leke olarak kalacaktır. Formun Altı
FACEBOOK YORUMLAR