Dikkat, bahar çarpmasın!
İlkbahar'a geçtiğimiz bu günlerde, havadaki ısı, nem, basınç, rüzgâr gibi etkenlerin ani değişimi, bağışıklık sistemini etkiliyor, bu da hastalıklara yatkınlığı artırıyor
19 Mart 2014 - 12:28
İlkbahar'a geçtiğimiz bu günlerde, havadaki ısı, nem, basınç, rüzgâr gibi etkenlerin ani değişimi, bağışıklık sistemini etkiliyor, bu da hastalıklara yatkınlığı artırıyor.
Yorgunluk, halsizlik ve mutsuzluk hissi, tüm vücutta özellikle kaslarda ağrılar, uykuya dalamamak, uyanamamak ve sürekli sıkıntı hali bahar yorgunluğunun belirtileri arasında. Bu da, iş performansının ve hayat kalitesinin düşmesine sebep olabiliyor. Bahar yorgunluğu zannedilen bazı belirtilerin altından kansızlık, tiroid bezinin az çalışması gibi başka hastalıkların da çıkabileceğini düşünecek olursak, bu nedenle belirtiler uzadığında mutlaka bir doktora gidilmesi gerekiyor.
Atasam Hastanesi Kulak burun Boğaz Uzmanı Doktor Murat Köse, “Bahar aylarında polenlerin ortaya çıkmasıyla beraber alerjik astım ve alerjik rinit de sık görülür. Burun hücrelerindeki alerjik değişimler; burun akıntısı, tıkanıklık, gözlerde yaşarma gibi belirtilere yola açar. Tedavi edilmeyen kişiler çok yüksek oranda (%20 civarında) astıma yakalanabilir” dedi.
Bahar mevsimi, kişinin psikolojik durumunu da etkilediğini kaydeden Murat Köse. “ Bahar depresyonu, mevsimsellik göstermesi dışında genel olarak diğer depresyonlara benzer belirtiler taşıyan bir hastalık. Bu hormonlar kişinin vücut ısısı ayarlanması ve uyku-uyanıklık düzeninde önemli rol oynar. Biyolojik saatin bozulması ile kişi depresyona daha açık hale gelir. Güneşli havalarda daha neşeli, kapalı havalarda cansız ve melankolik olan kişilerde, çoğu zaman biyolojik saatte aksamalar söz konusudur. Genetik yatkınlığı olan kişilerde bu durum daha çabuk ortaya çıkar, intihara kadar gidebilir” diye konuştu.
Murat Köse açıklamasında şunları söyledi; “ Özellikle bahar ve yaz aylarında en sık rastlanan sorunların başında; ülser, reflü ve gastrit gibi mide hastalıkları gelir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri de bahar aylarında daha çok görülür. Nem ve güneş ışığı faktörleri, ülser şikâyetlerini artırır. Hazımsızlık sorunu yaşayan bazı hastalarda ise bahar aylarında daha fazla tüketilen çiğ sebze ve meyvenin bu soruna neden olduğu düşünülmektedir. Bazen bu sorunlar mide kanamasına kadar gidebilir. Mevsim değişikliğine uyum sağlayamayan vücudun soğuk algınlığına yakalanma riski de bahar aylarında yüksektir. Özellikle risk gurubunda bulunan bebekler, 65 yaşın üzerinde olan kişiler, astım dâhil kronik akciğer hastaları, kalp ve böbrek hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullanan hastalar risk grubundadır. Hastalıktan korunmanın yolu bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasıdır. Dengeli beslenmek, düzenli uyumak, stresten uzak durmak, spor yapmak, her gün düzenli banyo yapmak ve sigara içmemek en önemli korunma faktörleridir.”
Yorgunluk, halsizlik ve mutsuzluk hissi, tüm vücutta özellikle kaslarda ağrılar, uykuya dalamamak, uyanamamak ve sürekli sıkıntı hali bahar yorgunluğunun belirtileri arasında. Bu da, iş performansının ve hayat kalitesinin düşmesine sebep olabiliyor. Bahar yorgunluğu zannedilen bazı belirtilerin altından kansızlık, tiroid bezinin az çalışması gibi başka hastalıkların da çıkabileceğini düşünecek olursak, bu nedenle belirtiler uzadığında mutlaka bir doktora gidilmesi gerekiyor.
Atasam Hastanesi Kulak burun Boğaz Uzmanı Doktor Murat Köse, “Bahar aylarında polenlerin ortaya çıkmasıyla beraber alerjik astım ve alerjik rinit de sık görülür. Burun hücrelerindeki alerjik değişimler; burun akıntısı, tıkanıklık, gözlerde yaşarma gibi belirtilere yola açar. Tedavi edilmeyen kişiler çok yüksek oranda (%20 civarında) astıma yakalanabilir” dedi.
Bahar mevsimi, kişinin psikolojik durumunu da etkilediğini kaydeden Murat Köse. “ Bahar depresyonu, mevsimsellik göstermesi dışında genel olarak diğer depresyonlara benzer belirtiler taşıyan bir hastalık. Bu hormonlar kişinin vücut ısısı ayarlanması ve uyku-uyanıklık düzeninde önemli rol oynar. Biyolojik saatin bozulması ile kişi depresyona daha açık hale gelir. Güneşli havalarda daha neşeli, kapalı havalarda cansız ve melankolik olan kişilerde, çoğu zaman biyolojik saatte aksamalar söz konusudur. Genetik yatkınlığı olan kişilerde bu durum daha çabuk ortaya çıkar, intihara kadar gidebilir” diye konuştu.
Murat Köse açıklamasında şunları söyledi; “ Özellikle bahar ve yaz aylarında en sık rastlanan sorunların başında; ülser, reflü ve gastrit gibi mide hastalıkları gelir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri de bahar aylarında daha çok görülür. Nem ve güneş ışığı faktörleri, ülser şikâyetlerini artırır. Hazımsızlık sorunu yaşayan bazı hastalarda ise bahar aylarında daha fazla tüketilen çiğ sebze ve meyvenin bu soruna neden olduğu düşünülmektedir. Bazen bu sorunlar mide kanamasına kadar gidebilir. Mevsim değişikliğine uyum sağlayamayan vücudun soğuk algınlığına yakalanma riski de bahar aylarında yüksektir. Özellikle risk gurubunda bulunan bebekler, 65 yaşın üzerinde olan kişiler, astım dâhil kronik akciğer hastaları, kalp ve böbrek hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullanan hastalar risk grubundadır. Hastalıktan korunmanın yolu bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasıdır. Dengeli beslenmek, düzenli uyumak, stresten uzak durmak, spor yapmak, her gün düzenli banyo yapmak ve sigara içmemek en önemli korunma faktörleridir.”
FACEBOOK YORUMLAR