Diploma Değil, Beceri ve Kazanım Endeksli Eğitim Politikaları Uygulanmalı!
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, “18-29 yaş grubu gençlerin yüzde 76’sı iyi bir gelecek için yurtdışında yaşamak istiyor ve her iki gençten biri mutlu olmadığını söylüyor. Yine aynı örneklemde gençlerin yüzde 77’si torpilin yetenekten daha önemli olduğunu düşünüyor” dedi.
25 Temmuz 2024 - 18:17
Saadet Partisi Grubu’nun TBMM’ye verdiği Mesleki Eğitim Önergesi üzerine söz alan Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Saadet Partisi olarak gençlerin; kişisel bilgi, beceri ve isteklerine uygun meslekler kazandırılmasını savunduklarını dile getirdi. Karaman, elle tutulur, gözle görülür, kazanım endeksli ve pratik ağırlıklı eğitim modeline geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Mesleki Eğitim ve Öğretim Kurumları Geliştirilmeli
Genç nüfusun bir güç olduğunu ancak bu genç nüfusun, istihdam edilemezse; sanata, bilime ve spora yönlendirilemezse gün gelir yetiştiği topluma zararlı ve suçlu bireyler olabileceğine dikkat çeken Karaman, ‘‘Övündüğümüz o genç nüfusumuz bir avantaj olduğu kadar yönlendirilmediği takdirde ciddi bir tehlike olarak da karşımıza çıkabilecektir. Bu yüzden artık belge, sertifika, diploma değil; beceri ve kazanım endeksli pratikte gerçek bir karşılığı olan eğitim politikaları uygulanmalıdır. Bu anlamda ilk yapılacak şey ise mesleki eğitim ve öğretim kurumlarını geliştirmektir.’’ ifadelerini kullandı.
Ciddi Bir Koordinasyon Eksikliği Var
Sektör temsilcileri, bakanlık ve kurumlar arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği yaşandığını dile getiren Karaman, AK Parti iktidarının 22 yıldır ülkeyi yönetmesine rağmen sektörler arasında ihtiyaca göre insan kaynağı planlamasını yapamağını ve bunun sanucunda işsizler ordusuyla karşı karşıya kalındığını belirterek şunları kaydetti; ‘‘Ülkemizde en çok yakınılan sosyal sorunların başında işsizlik ve taşradan kente göç gelmektedir. Bunun çözümü ise mesleki eğitim ve öğretim kurumlarının geliştirilmesiyle sağlanabilir. Sanayi bölgelerinde işverenleri de destek ve teşvik edecek şekilde mesleki eğitim ve öğretim kurumları kurulmalıdır. Bu sayede işçi, işveren, sanayici herkesi mutlu edecek sürdürülebilir bölgesel kalkınma ve refah sağlanacak, her bölgemiz kendi kendine büyüyecektir. Tasavvuf ehlinin ilk yaptığı şey meslek edinmek ve meslek edindirmektir. Asıl nefis terbiyesi ve ahlak eğitimi, meslekle ve çalışmakla verilir. Eğitim süresini uzatarak, suni diplomalar vererek, pratikte karşılığı olmayan eğitimler vererek ne gençleri hayata katabilirsiniz ne de böyle bir coğrafyada hayatta kalabilirsiniz. Yol belli, yöntem belli. Ciddi bir insan kaynağı yönetimi uygulanmalıdır. Her bir yurttaşımız kendisine, ailesine ve ülkesine içtenlikle hizmet edebileceği mesleklere yönlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Ancak böylece 2023, 2053, 2071 sadece birer sayı olmaktan çıkar ve partiler üstü milli bir hedef olur.’’
Mesleki Eğitim ve Öğretim Kurumları Geliştirilmeli
Genç nüfusun bir güç olduğunu ancak bu genç nüfusun, istihdam edilemezse; sanata, bilime ve spora yönlendirilemezse gün gelir yetiştiği topluma zararlı ve suçlu bireyler olabileceğine dikkat çeken Karaman, ‘‘Övündüğümüz o genç nüfusumuz bir avantaj olduğu kadar yönlendirilmediği takdirde ciddi bir tehlike olarak da karşımıza çıkabilecektir. Bu yüzden artık belge, sertifika, diploma değil; beceri ve kazanım endeksli pratikte gerçek bir karşılığı olan eğitim politikaları uygulanmalıdır. Bu anlamda ilk yapılacak şey ise mesleki eğitim ve öğretim kurumlarını geliştirmektir.’’ ifadelerini kullandı.
Ciddi Bir Koordinasyon Eksikliği Var
Sektör temsilcileri, bakanlık ve kurumlar arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği yaşandığını dile getiren Karaman, AK Parti iktidarının 22 yıldır ülkeyi yönetmesine rağmen sektörler arasında ihtiyaca göre insan kaynağı planlamasını yapamağını ve bunun sanucunda işsizler ordusuyla karşı karşıya kalındığını belirterek şunları kaydetti; ‘‘Ülkemizde en çok yakınılan sosyal sorunların başında işsizlik ve taşradan kente göç gelmektedir. Bunun çözümü ise mesleki eğitim ve öğretim kurumlarının geliştirilmesiyle sağlanabilir. Sanayi bölgelerinde işverenleri de destek ve teşvik edecek şekilde mesleki eğitim ve öğretim kurumları kurulmalıdır. Bu sayede işçi, işveren, sanayici herkesi mutlu edecek sürdürülebilir bölgesel kalkınma ve refah sağlanacak, her bölgemiz kendi kendine büyüyecektir. Tasavvuf ehlinin ilk yaptığı şey meslek edinmek ve meslek edindirmektir. Asıl nefis terbiyesi ve ahlak eğitimi, meslekle ve çalışmakla verilir. Eğitim süresini uzatarak, suni diplomalar vererek, pratikte karşılığı olmayan eğitimler vererek ne gençleri hayata katabilirsiniz ne de böyle bir coğrafyada hayatta kalabilirsiniz. Yol belli, yöntem belli. Ciddi bir insan kaynağı yönetimi uygulanmalıdır. Her bir yurttaşımız kendisine, ailesine ve ülkesine içtenlikle hizmet edebileceği mesleklere yönlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Ancak böylece 2023, 2053, 2071 sadece birer sayı olmaktan çıkar ve partiler üstü milli bir hedef olur.’’
FACEBOOK YORUMLAR