Ferruh ÇETİN'den anılar...

Bugünkü yazı dizimizin konusunu bir zamanlar Bolu dağları ve Sivas ile Tokat arasındaki Çamlıbel yaylalarında nam salan Köroğlu’na ayırdık

Ferruh ÇETİN'den anılar...
08 Şubat 2015 - 00:18
Bugünkü yazı dizimizin konusunu bir zamanlar Bolu dağları ve Sivas ile Tokat arasındaki Çamlıbel yaylalarında nam salan Köroğlu’na ayırdık. Köroğlu, kimine göre efsane bir kahraman, kimilerine göre de resmen bir eşkıya...
Öyle mi, öyle değil mi diye biz de araştırdık.
Köroğlu, 16 ve 17’nci yüzyılda yaşamış. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair olduğundan da bahsedilir... 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katılmış. Bir tür ordu şairi olduğu da söylenir...
Diğer bir rivayete göre de Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki Kahraman Köroğlu. Bolu – Gerede çevresinde yaşadı. Asıl adı Ruşen. Devlete karşı ayaklandı. Sivas-Tokat yolu üzerindeki Çamlıbel’e yerleşip eşkıyalık yaptı. Ama adil bir eşkıya idi. Bir başka söylentiye göre de, Bolu Beyi’nin seyisi Yusuf’un oğlu Ruşen Ali asıl Köroğlu’dur. Bolu Beyi, babası Yusuf’un gözlerine mil çektirdi. Ruşen Ali, babasını sağaltmak için Aras Irmağı’na götürdü. Ama ilaç olacak köpükleri kendisi içip yiğitlik ve şairlik gücü kazandı. Çamlıbel’e yerleşip babasının intikamını almak üzere Bolu Beyi’ne savaş açtı.
BAŞKA ÜLKELERDE DE  BİLİNİR
Köroğlu hikâyesi, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Balkanlar’da da bilinir. Yeniçeri aşığı Köroğlu’nun şiirleri dil ve anlatım bakımından öykü kahramanı Köroğlu adına söylenen şiirlerden çok farklıdır. Köroğlu ile ilgili ilk araştırmayı Pertev Naili Borotav yaptı. Cahit Öztelli’nin de Köroğlu-Dadaloğlu ve Kuloğlu adlı yayınlanmış bir araştırması var.
BABASI’NIN   İNTİKAMI İÇİN
Köroğlu (16. yüzyıl) Halk şairlerimiz içerisinde kavganın, özgürlüğün sembolüdür. Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanı olan Köroğlu’nun adını alan bir şairimizdir. Bu şairin, III. Murat zamanında (1574-1595) Osmanlı ordusuyla İran savaşlarına katıldığı (1578-1584) bilinmektedir. Bolu Beyi’nden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan, yiğitlik ve iyilikseverliği destanlaşan isyancı Köroğlu ile şair Köroğlu halk zihninde kaynaşmış durumdadır. Aslında çok daha eski bir efsane ve taşıdığı mitolojik unsurlar böylece tarihteki gerçek bir kişiye atfedilmiştir
ASLINDA BİR CELALİ EŞKİYASIDIR
Köroğlu aslında eski bir asker ve sonradan dağa çıkan bir Celali eşkıyasıdır. Bu adı (belki de bir mahlas olarak) eski Türk destanlarındaki bir kahramandan almıştır. Asıl adı Ruşen’dir. Köroğlu; yiğit, adaletli, inançla dolu ideal bir insan profilidir. Azerbaycan’da çok yaygın olan “Koroğlu Efsanesi” (“Kor”, Azeri dilinde kör demektir) ile büyük oranda benzeşir. Köroğlu destanı Anadolu Türklüğünün yüreğinde yaşayan tutkularla, isteklerin, değerlerle inançların sembolüdür. Bu destana göre Köroğlu’nun asıl adı Ruşen Ali’dir. Babası Yusuf, Bolu Beyi’nin seyisidir. At meraklısı olan Bolu Beyi, seyisi Yusuf’u cins bir at almaya gönderir; fakat Yusuf’un getirdiği tayı beğenmez, adamın gözlerine mil çektirir. Yusuf tayı ve oğlunu alıp memleketten çıkar. Ruşen Ali, babasının tarif ettiği tarzda, tayı karanlık bir ahırda besler. Tay, belli bir zaman sonra kanatlanır, eşsiz bir küheylan olur. Yusuf ile Ruşen Ali, Aras ırmağına gider, orada Bingöl’den inecek  lan üç sihirli köpüğü beklerler. Yusuf, köpükleri içince, tekrar görmeye başlayacak, gençleşecek ve Bolu Beyi’nden intikamını alacaktır. Fakat Ruşen Ali köpükleri kendisi içer, babasına köpüksüz su verir. Yusuf buna bir yandan üzülür, bir yandan da, oğlu intikamını alacak bir yiğit olacağı için sevinir. Bu sihirli üç köpükten biri Köroğlu’na ebedi hayat, biri yiğitlik, biri de şairlik sağlar. Yusuf, oğluna intikamını almasını tavsiye ettikten sonra ölür. Ruşen Ali Kır-At’ı ile birlikte dağa çıkar. Köroğlu diye ün alır, bir derebeyi gibi yaşamaya başlar, her savaşta üstün gelir; bezirgânlardan, beylerden, paşalardan aldıklarını yoksullara dağıtır. Delikli demir (tüfek) icat olunup da eski yiğitlik gelenekleri bozulunca, arkadaşlarına dağılmalarını tavsiye eder, “sır olur”, Kırklar’a karışır.
Bu destan Yaşar Kemal’in Üç Anadolu Efsanesi yapıtında günümüz edebiyatına aktarılmıştır.
KÖROĞLU’NUN  DİZELERİ
Aşağıdaki tanınmış dizeleri yazmıştır:

Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
At kişnemesinden, kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Köroğlu düşer mi eski şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

Bir efsaneye göre Köroğlu’nu tek Yenebilen kişi Kiziroğlu Mustafa Bey’dir. Bunun üzerine aşağıdaki türküyü yazar.

Bir atı var Ala Paça
Peh peh peh
Mecal vermez Kırat kaça
Hey hey hey
Az kaldı ortamdan biçe

Ağam kim,
Paşam kim,
Nigar kim,
Hanım kim,
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
BİRÇOK FİLMİN  KONUSU OLDU
Köroğlu Atif Yılmaz’ın yönettiği Cüneyt Arkın ve Fatma Girik’in başrollüğünü yaptığı Köroğlu, 1968 yapımı bir tarih ve macera tarzı Türk filmdir.
Senaryosunu Ayşe Şasa‘nın yazdıkları bu kara komedi tarzındaki filmi Atıf Yılmaz yönetmiş, başrollerinde Cüneyt Arkın ve Fatma Girik oynamışlardır. Görüntülerini Gani Turanlı’nın çektiği filmin müzikleri Yücel Paşmakçı’ye aittir. Yapım şirketi Uğur Film’dir ve Yapımcı Memduh Ün’dur.
Yine başrollerini Gülistan Güzey ve Mümtaz Ener’in oynadıkları bir Köroğlu filmi daha çekilmiştir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum