Ferruh ÇETİN'den anılar... SİNOP'LU DİYOJEN MANYAK'MIYDI?
SİNOP'LU DİYOJEN MANYAK'MIYDI, YOKSA AKIL KÜPÜ'MÜYDÜ…? Tarihte büyük İskender'e bile kafa tuttuğu yazılan ve kendisini ziyarete gelen büyük komutana "gölge etme başka ihsan istemem" diyen Diyo
03 Şubat 2015 - 20:25
SİNOP'LU DİYOJEN MANYAK'MIYDI, YOKSA AKIL KÜPÜ'MÜYDÜ…?
Tarihte büyük İskender'e bile kafa tuttuğu yazılan ve kendisini ziyarete gelen büyük komutana "gölge etme başka ihsan istemem" diyen Diyojen'in sefil hayatını ne kadar biliyorsunuz?
Kimilerine göre 'manyak bir ihtiyar' kimilerine göre de çağın en akıllı insanı olarak tanımlanan Diyojen sokaklarda fıçılar içinde yaşamış ve köpeklerin arasında ölmüştür.
Bugünkü yazı dizimizde bu konulara açıklık getirmek isitiyoruz.
Önce Diyojen'in kim olduğundan başlayalım.
Diyojen ve "Kinik Diyojen" olarak da bilinmektedir. Medeniyeti reddetmiş ve medeniyet içerisinde medeniyetten uzak bir şekilde yaşamaya çalışmış bir antik çağ filozofudur. Tarihçiler öyle diyorlar.
ELİNDEKİ FENER KONUSU
Diyojen'i bizler şu hikâyesi ile de biliyoruz.
Diyojen Geçmiş zamanda, sivri dili yüzünden sürgün edildiği Atina sokaklarında güpe gündüz elindeki fenerle dolaşırken görülmüş.
Güpegündüz elinde fener ile sokak sokak dolaştığını görenler merakla Diyojene sormuşlar ;
-Hayırdır ne arıyorsun böyle elinde fenerle?
O da dönerek soranlara şu tarihi cevabı vermiş;
“-Adam arıyorum kardeşim adam.”
SİNOP'TA DOĞDU
MÖ 412 (veya MÖ 404) yılında dönemin Yunan kolonisi olan Karadeniz'in Sinope (Sinop) ilinde doğmuştur. Yaşamının Sivas'ta geçen ilk yılları hakkında babası, Hicesiasin kuyumcu ve sarraf olduğu bilgisi haricinde fazla kaynak yoktur. Babası ve Diyojen'in kalpazanlık ve para tahribatı suçuyla Atina' ya sürgün edildiği bilinmektedir. Arkeolojik kazılarla 4.yüzyıla ait Hicesias imzası taşıyan dövülmüş demirden keski madeni paralar çıkarılmış olsa da siyasi veya mali nedenlerle tahrip edilmiş olması olası olan bu paraların tahribat nedenini açıklayan bulgu ve kaynak yoktur.
YUNANİSTAN'A SÜRGÜN EDİLDİ
Diyojen, sürgün edilen babasıyla Yunanistan'a gitmiştir. Kısa bir süre sonra onu terk eden “Manes” adındaki köle ile geldiği Atina' da dönemin medeniyetine karşı çıkmış bir köpek gibi yaşamaya karar vermiş, böylece "kynikos" (köpeksi) adını almıştır. Dinde, davranışta, giyimde, barınmada, yiyecek ve terbiyede bütün geleneği reddetmiştir.
FIÇI İÇİNDE YAŞADI
Atina'da tanıştığı Sinizm öğretisinin kurucusu Antisthenes kendi felsefe ve öğretisini Dijoyen'e öğretmiştir. Sokrates’den ders alan Antisthenes, Sokrates’in ölümünden sonra kendi okulunun başına geçip gerçek erdemin kişinin kendine egemen olmasına, tutkularından ve öbür insanlara bağımlılıktan kurtulmasına dayanan kinik felsefesinin kurucularından olmuştur. Diyojen, Atisthenes’in doğaya uygun yaşam çağrısına uymuştur. Hayatını son derece fakir olarak geçiren Diyojen'in içinde yaşadığı bir fıçısı ve bir çanağı vardır. Rivayetlere göre bir gün bir çeşme başında avucu ile su içen bir çocuğu gördüğünde “Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti” diyerek elindeki çanağı da atmıştır.
Aegina'ya giderken korsanlar tarafından kaçırılıp Xeniades isminde bir adama satılarak Korint'ê geldiği rivayeti yaygın olan Diyojen, Xeniades'in iki oğluna öğretmenlik yapmıştır. Hayatının kalanını yaşadığı Korint’te Sokak yaşamını sürdürmediği, erdemli bir bilgine dönüştüğü de rivayet edilmektedir.
BÜYÜK İSKEN VE DİYOJEN
Aristotelesin öğrencisi olan Büyük İskender felsefeye meraklı filozoflara değer veren bir hükümdardır. Corinth’e gelen Büyük İskender, Diyojen’i ziyaret etmiş ve bir dileği olup olmadığını sormuştur. O ise bu soruya “Gölge etme başka ihsan istemem.” yanıtını vermiştir. Daha sonra ünlü imparator Büyük İskender olmasaydım 'Diyojen' olmak isterdim demiştir.
ÖLÜM NEDENİ BİLİNMİYOR
Kuduz bir köpeğin ısırığıyla, çiğ ahtapot yeme alışkanlığına bağlı olarak ya da nefesini tutarak intihar ettiği gibi pek çok ölüm sebebi rivayet edilmekle birlikte, bugün ölüm nedeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Eflatun'un Çılgın Sokrat dediği, çok güzel konuşan, üstün zekâsı ile herkesi etkileyebilen bu ünlü Kinik filozof bütün gariplik, anormal hal ve tavırlarına rağmen saygı görmüş, ölümünden sonra anısına Korintoslular bir köpeğin yaslandığı mermer bir sütun dikmişlerdir.
SİNOP'TA HEYKELİ VAR
Türkiye'de de Diyojen'in anısını yaşatmak için 2006 yılında Sinop'un girişine heykeli dikilmiştir. Elinde fener ve yanında köpeğiyle birlikte tasvir edilen yaklaşık altı metrelik mermer Diyojen heykeli, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü öğretim görevlisi Turan Baş önderliğinde 25 kişilik ekip tarafından altı ayda hazırlanmıştır.
YOKSULLUK TİMSALİ
Diyojen yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin aynı şekilde yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. İnsanın kendi kendine yeterli olabilmesi gerektiğini savunmuştur. Uygarlaşmanın getirdiği kurallara ve araçlara bağlı olan bir yaşamı reddetmiş, yaşamın doğal ve sade olması gerektiğine inanmıştır.
Kendi açısından sade ve doğal, toplumsal değerler açısından ise sefil denebilecek bir yaşam sürer. Ona göre, sade bir yaşam tarzı, sadelikten başka, örgütlenmiş, dolayısıyla uzlaşımsal toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek anlamına gelir. Diyojen, doğaya aykırı bir kurum olan ailenin yerini, kadınların ve erkeklerin tek bir eşe bağlı olmadığı, çocukların ise bütün toplumun sorumluluğunda bulunduğu doğal bir durumun alması gerektiğini savunmuştur.
DİYOJEN SENDROMU NEDİR?
Zaman içerisinde Diyojen, onun yaşam biçimine benzer yaşayan insanlar için bir yakıştırma olmuştur. Bu benzetme psikiyatride de kullanılmaya başlanmış ve kendilerine bakmayan insanlar Diyojen’e benzetilerek, hastalıklarına "Diyojen sendromu" adı verilmiştir. Bu hastalar normalde sosyokültürel seviyesi yüksek insanlar olup, bu tip bir davranış bozukluğuna çok yavaş geçmektedirler. İlk olarak etraflarında olup bitenlerle temaslarını kesen bu hastalar genellikle yalnız yaşarlar ya da etraflarındaki yakınlarının farkında değildirler. Anti-sosyalleşip çoğunlukla kir pas içinde, dağınık bir ortamda yaşamaya başlayarak çöp toplamaya (syllogomania) da başlayabilmektedirler.
Tarihte büyük İskender'e bile kafa tuttuğu yazılan ve kendisini ziyarete gelen büyük komutana "gölge etme başka ihsan istemem" diyen Diyojen'in sefil hayatını ne kadar biliyorsunuz?
Kimilerine göre 'manyak bir ihtiyar' kimilerine göre de çağın en akıllı insanı olarak tanımlanan Diyojen sokaklarda fıçılar içinde yaşamış ve köpeklerin arasında ölmüştür.
Bugünkü yazı dizimizde bu konulara açıklık getirmek isitiyoruz.
Önce Diyojen'in kim olduğundan başlayalım.
Diyojen ve "Kinik Diyojen" olarak da bilinmektedir. Medeniyeti reddetmiş ve medeniyet içerisinde medeniyetten uzak bir şekilde yaşamaya çalışmış bir antik çağ filozofudur. Tarihçiler öyle diyorlar.
ELİNDEKİ FENER KONUSU
Diyojen'i bizler şu hikâyesi ile de biliyoruz.
Diyojen Geçmiş zamanda, sivri dili yüzünden sürgün edildiği Atina sokaklarında güpe gündüz elindeki fenerle dolaşırken görülmüş.
Güpegündüz elinde fener ile sokak sokak dolaştığını görenler merakla Diyojene sormuşlar ;
-Hayırdır ne arıyorsun böyle elinde fenerle?
O da dönerek soranlara şu tarihi cevabı vermiş;
“-Adam arıyorum kardeşim adam.”
SİNOP'TA DOĞDU
MÖ 412 (veya MÖ 404) yılında dönemin Yunan kolonisi olan Karadeniz'in Sinope (Sinop) ilinde doğmuştur. Yaşamının Sivas'ta geçen ilk yılları hakkında babası, Hicesiasin kuyumcu ve sarraf olduğu bilgisi haricinde fazla kaynak yoktur. Babası ve Diyojen'in kalpazanlık ve para tahribatı suçuyla Atina' ya sürgün edildiği bilinmektedir. Arkeolojik kazılarla 4.yüzyıla ait Hicesias imzası taşıyan dövülmüş demirden keski madeni paralar çıkarılmış olsa da siyasi veya mali nedenlerle tahrip edilmiş olması olası olan bu paraların tahribat nedenini açıklayan bulgu ve kaynak yoktur.
YUNANİSTAN'A SÜRGÜN EDİLDİ
Diyojen, sürgün edilen babasıyla Yunanistan'a gitmiştir. Kısa bir süre sonra onu terk eden “Manes” adındaki köle ile geldiği Atina' da dönemin medeniyetine karşı çıkmış bir köpek gibi yaşamaya karar vermiş, böylece "kynikos" (köpeksi) adını almıştır. Dinde, davranışta, giyimde, barınmada, yiyecek ve terbiyede bütün geleneği reddetmiştir.
FIÇI İÇİNDE YAŞADI
Atina'da tanıştığı Sinizm öğretisinin kurucusu Antisthenes kendi felsefe ve öğretisini Dijoyen'e öğretmiştir. Sokrates’den ders alan Antisthenes, Sokrates’in ölümünden sonra kendi okulunun başına geçip gerçek erdemin kişinin kendine egemen olmasına, tutkularından ve öbür insanlara bağımlılıktan kurtulmasına dayanan kinik felsefesinin kurucularından olmuştur. Diyojen, Atisthenes’in doğaya uygun yaşam çağrısına uymuştur. Hayatını son derece fakir olarak geçiren Diyojen'in içinde yaşadığı bir fıçısı ve bir çanağı vardır. Rivayetlere göre bir gün bir çeşme başında avucu ile su içen bir çocuğu gördüğünde “Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti” diyerek elindeki çanağı da atmıştır.
Aegina'ya giderken korsanlar tarafından kaçırılıp Xeniades isminde bir adama satılarak Korint'ê geldiği rivayeti yaygın olan Diyojen, Xeniades'in iki oğluna öğretmenlik yapmıştır. Hayatının kalanını yaşadığı Korint’te Sokak yaşamını sürdürmediği, erdemli bir bilgine dönüştüğü de rivayet edilmektedir.
BÜYÜK İSKEN VE DİYOJEN
Aristotelesin öğrencisi olan Büyük İskender felsefeye meraklı filozoflara değer veren bir hükümdardır. Corinth’e gelen Büyük İskender, Diyojen’i ziyaret etmiş ve bir dileği olup olmadığını sormuştur. O ise bu soruya “Gölge etme başka ihsan istemem.” yanıtını vermiştir. Daha sonra ünlü imparator Büyük İskender olmasaydım 'Diyojen' olmak isterdim demiştir.
ÖLÜM NEDENİ BİLİNMİYOR
Kuduz bir köpeğin ısırığıyla, çiğ ahtapot yeme alışkanlığına bağlı olarak ya da nefesini tutarak intihar ettiği gibi pek çok ölüm sebebi rivayet edilmekle birlikte, bugün ölüm nedeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Eflatun'un Çılgın Sokrat dediği, çok güzel konuşan, üstün zekâsı ile herkesi etkileyebilen bu ünlü Kinik filozof bütün gariplik, anormal hal ve tavırlarına rağmen saygı görmüş, ölümünden sonra anısına Korintoslular bir köpeğin yaslandığı mermer bir sütun dikmişlerdir.
SİNOP'TA HEYKELİ VAR
Türkiye'de de Diyojen'in anısını yaşatmak için 2006 yılında Sinop'un girişine heykeli dikilmiştir. Elinde fener ve yanında köpeğiyle birlikte tasvir edilen yaklaşık altı metrelik mermer Diyojen heykeli, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü öğretim görevlisi Turan Baş önderliğinde 25 kişilik ekip tarafından altı ayda hazırlanmıştır.
YOKSULLUK TİMSALİ
Diyojen yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin aynı şekilde yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. İnsanın kendi kendine yeterli olabilmesi gerektiğini savunmuştur. Uygarlaşmanın getirdiği kurallara ve araçlara bağlı olan bir yaşamı reddetmiş, yaşamın doğal ve sade olması gerektiğine inanmıştır.
Kendi açısından sade ve doğal, toplumsal değerler açısından ise sefil denebilecek bir yaşam sürer. Ona göre, sade bir yaşam tarzı, sadelikten başka, örgütlenmiş, dolayısıyla uzlaşımsal toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek anlamına gelir. Diyojen, doğaya aykırı bir kurum olan ailenin yerini, kadınların ve erkeklerin tek bir eşe bağlı olmadığı, çocukların ise bütün toplumun sorumluluğunda bulunduğu doğal bir durumun alması gerektiğini savunmuştur.
DİYOJEN SENDROMU NEDİR?
Zaman içerisinde Diyojen, onun yaşam biçimine benzer yaşayan insanlar için bir yakıştırma olmuştur. Bu benzetme psikiyatride de kullanılmaya başlanmış ve kendilerine bakmayan insanlar Diyojen’e benzetilerek, hastalıklarına "Diyojen sendromu" adı verilmiştir. Bu hastalar normalde sosyokültürel seviyesi yüksek insanlar olup, bu tip bir davranış bozukluğuna çok yavaş geçmektedirler. İlk olarak etraflarında olup bitenlerle temaslarını kesen bu hastalar genellikle yalnız yaşarlar ya da etraflarındaki yakınlarının farkında değildirler. Anti-sosyalleşip çoğunlukla kir pas içinde, dağınık bir ortamda yaşamaya başlayarak çöp toplamaya (syllogomania) da başlayabilmektedirler.
FACEBOOK YORUMLAR