GELİR EŞİTSİZLİĞİNE ÇARE BULMAK GEREK
GELİR EŞİTSİZLİĞİNE ÇARE BULMAK GEREK Türkiye’de her kesimde kopan fırtınaların tek bir sebebi var bence
10 Ekim 2014 - 00:47
GELİR EŞİTSİZLİĞİNE ÇARE BULMAK GEREK
Türkiye’de her kesimde kopan fırtınaların tek bir sebebi var bence..
O da gelir dağılımındaki eşitsizliklerdir..
Bakınız; 1994 yılından bu yana biraz da olsa düzelmeler olmuştur.
Ancak, dağılım hala 6,5 / 46 bandı civarındadır.
Türkiye’de gelir dağılımı ile ilgili araştırmaları, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapmaktadır.
Türkiye’nin en yoksul kesiminin oluşturduğu birinci %20’lik dilim, 1994 yılında toplam gelirin %4,9’unu alırken, en zengin kesim %54,9 ile milli gelirin yarısından fazlasını alıyordu...
Dolayısıyla, Türkiye’de en zengin ile en fakir arasında gelir yönünden ciddi bir uçurum olduğu taa o tarihlerden bu yana gözleniyordu.
BİRAZ DA OLSA İYİLEŞME OLDU
En alt ve en üst %20’lik gelir dilimlerinin milli gelirden aldıkları payın zamanla değişimi izlendiğinde, gelir grupları arasında bugün bir iyileşmeden söz etmek mümkündür.
En az gelir elde eden birinci %20’lik dilimin milli gelir içindeki payı yükselerek, % 6,5.7 düzeyine gelmiştir.
Buna rağmen %20’lik dilimler arasında farklılığın korunduğu, meydana gelen iyileşmenin memnuniyet verici düzeyde olmadığı söylenebilir.
Bir ülkede toplumsal barış ve huzurun sağlanması ve korunması büyük ölçüde gelir dağılımının adil olmasına bağlı bulunmaktadır.
UZMANLAR NE DİYOR?
Bütün bunları biz söylemiyoruz.
Ya kim söylüyor?
Ebetteki bu konunun uzmanları.
Onların görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz :
Gelir dağılımı, hem gelişmiş hem de azgelişmiş tüm ülkelerin ortak sorunu olmakla birlikte, asgari gelirin belirli bir düzeyin altına düştüğü ülkelerde daha ciddi sosyo-ekonomik sorunlara yol açmaktadır.
Bir ülkede istikrar ve huzurun olması, toplumsal barışın sağlanması, ancak o ülkede yaşayan ve en düşük gelir elde eden bireylerin de temel ihtiyaçlarını karşılayacak, eğitim, sağlık vb. kamusal hizmetlerden kabul edilebilir düzeyde yararlanmayı olanaklı kılacak bir gelire sahip olmaları ile mümkün olmaktadır.
AZ GELİRLİLERE DESTEK ŞART
Servetin belli ellerde toplanması ve toplumun büyük bir kısmını oluşturan yoksullar aleyhine sağladığı ekonomik ve siyasi güç, zenginliğin ve yoksulluğun babadan oğula devamını sağlayarak, gelir dağılımı sorununun kemikleşmesine yol açmaktadır.
Tasarruf yapma olanağının bir nevi yüksek gelirlilerin tekelinde bulunması, bu kesimin yüksek reel faizler sayesinde sürekli bir gelir akışına kavuşmasına ve bu da servetin sonuç olarak tekrar aynı gruplar elinde daha da artarak toplanmasına yol açmaktadır.
Aynı mantık yoksulluğun giderek yaygınlaşmasını ve derinleşmesini de açıklamaktadır. Yoksulluk, bu durumun hem nedeni hem de sonucu olmaktadır. Herhangi bir destek müdahalenin olmaması durumunda, yoksulun bu kısır döngüden kurtulması neredeyse imkânsız görünmektedir.
Gelir dağılımını iyileştirmeye ve yoksulluğu önlemeye yönelik bir takım uygulamaların, gelir dağılımı göstergelerinden de anlaşıldığı üzere, sorunun çözümünde etkili olmadığı görülmektedir.
Bu tür uygulamalar bireyleri hazırcılığa, tembelliğe alıştırmakta, işsizlerin ve çalışan yoksulların çalışma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
İKTİDARA GÜVENİ ARTTIRIR
Yoksulluğu ortadan kaldırmaya ve gelir dağılımını alt gelir grupları lehine iyileştirmeye yönelik bu tür uygulamalar, bir taraftan yardımlara süreklilik kazandırmakta, diğer yandan da yoksulluğun derinleşerek yaygınlaşmasına yol açmaktadır…
Ülkeyi yönetenlerin bu çarpıklığı gidermek için daha çok çaba göstermesi, ülkedeki toplumsal barışın sağlanmasına ve iktidara güveni arttıracaktır.
Türkiye’de her kesimde kopan fırtınaların tek bir sebebi var bence..
O da gelir dağılımındaki eşitsizliklerdir..
Bakınız; 1994 yılından bu yana biraz da olsa düzelmeler olmuştur.
Ancak, dağılım hala 6,5 / 46 bandı civarındadır.
Türkiye’de gelir dağılımı ile ilgili araştırmaları, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapmaktadır.
Türkiye’nin en yoksul kesiminin oluşturduğu birinci %20’lik dilim, 1994 yılında toplam gelirin %4,9’unu alırken, en zengin kesim %54,9 ile milli gelirin yarısından fazlasını alıyordu...
Dolayısıyla, Türkiye’de en zengin ile en fakir arasında gelir yönünden ciddi bir uçurum olduğu taa o tarihlerden bu yana gözleniyordu.
BİRAZ DA OLSA İYİLEŞME OLDU
En alt ve en üst %20’lik gelir dilimlerinin milli gelirden aldıkları payın zamanla değişimi izlendiğinde, gelir grupları arasında bugün bir iyileşmeden söz etmek mümkündür.
En az gelir elde eden birinci %20’lik dilimin milli gelir içindeki payı yükselerek, % 6,5.7 düzeyine gelmiştir.
Buna rağmen %20’lik dilimler arasında farklılığın korunduğu, meydana gelen iyileşmenin memnuniyet verici düzeyde olmadığı söylenebilir.
Bir ülkede toplumsal barış ve huzurun sağlanması ve korunması büyük ölçüde gelir dağılımının adil olmasına bağlı bulunmaktadır.
UZMANLAR NE DİYOR?
Bütün bunları biz söylemiyoruz.
Ya kim söylüyor?
Ebetteki bu konunun uzmanları.
Onların görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz :
Gelir dağılımı, hem gelişmiş hem de azgelişmiş tüm ülkelerin ortak sorunu olmakla birlikte, asgari gelirin belirli bir düzeyin altına düştüğü ülkelerde daha ciddi sosyo-ekonomik sorunlara yol açmaktadır.
Bir ülkede istikrar ve huzurun olması, toplumsal barışın sağlanması, ancak o ülkede yaşayan ve en düşük gelir elde eden bireylerin de temel ihtiyaçlarını karşılayacak, eğitim, sağlık vb. kamusal hizmetlerden kabul edilebilir düzeyde yararlanmayı olanaklı kılacak bir gelire sahip olmaları ile mümkün olmaktadır.
AZ GELİRLİLERE DESTEK ŞART
Servetin belli ellerde toplanması ve toplumun büyük bir kısmını oluşturan yoksullar aleyhine sağladığı ekonomik ve siyasi güç, zenginliğin ve yoksulluğun babadan oğula devamını sağlayarak, gelir dağılımı sorununun kemikleşmesine yol açmaktadır.
Tasarruf yapma olanağının bir nevi yüksek gelirlilerin tekelinde bulunması, bu kesimin yüksek reel faizler sayesinde sürekli bir gelir akışına kavuşmasına ve bu da servetin sonuç olarak tekrar aynı gruplar elinde daha da artarak toplanmasına yol açmaktadır.
Aynı mantık yoksulluğun giderek yaygınlaşmasını ve derinleşmesini de açıklamaktadır. Yoksulluk, bu durumun hem nedeni hem de sonucu olmaktadır. Herhangi bir destek müdahalenin olmaması durumunda, yoksulun bu kısır döngüden kurtulması neredeyse imkânsız görünmektedir.
Gelir dağılımını iyileştirmeye ve yoksulluğu önlemeye yönelik bir takım uygulamaların, gelir dağılımı göstergelerinden de anlaşıldığı üzere, sorunun çözümünde etkili olmadığı görülmektedir.
Bu tür uygulamalar bireyleri hazırcılığa, tembelliğe alıştırmakta, işsizlerin ve çalışan yoksulların çalışma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
İKTİDARA GÜVENİ ARTTIRIR
Yoksulluğu ortadan kaldırmaya ve gelir dağılımını alt gelir grupları lehine iyileştirmeye yönelik bu tür uygulamalar, bir taraftan yardımlara süreklilik kazandırmakta, diğer yandan da yoksulluğun derinleşerek yaygınlaşmasına yol açmaktadır…
Ülkeyi yönetenlerin bu çarpıklığı gidermek için daha çok çaba göstermesi, ülkedeki toplumsal barışın sağlanmasına ve iktidara güveni arttıracaktır.
FACEBOOK YORUMLAR