GENÇLİK KOLLARINDAN MADIMAK AÇIKLAMASI
CHP Samsun Gençlik Kolları İl Başkanı Burak Bulgurcuoğlu madımak olayı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı
01 Temmuz 2015 - 16:21
CHP Samsun Gençlik Kolları İl Başkanı Burak Bulgurcuoğlu madımak olayı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Sivas Katliamı veya Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir. Sivas Madımak olayı artık sadece oluş biçimiyle değil, dava sonucuyla da hatırlanacaktır.
Sivas Olayları 1993 yılında yaşandı. O yıl, bir cumhurbaşkanının şaibeler ile dolu olan ölümü, meşhur ve etkili bir yazarı havaya uçurulduğu, bir generalin uçağının düşürüldüğü, silahsız ve savunmasız 33 erin öldürülmesini seyrettiği bir yıl olmuştur. O yıl Kürt sorunu barıştan birden uzaklaştırılıp karmaşıklaştırılırken, mezhep meselesi tekrar kaşınmıştır. Sivas Olayları’nı “insanlığa karşı suç” olarak niteleyenler bilmelidir ki, asıl insanlık suçu dışarıda dolaşan katillerin peşine düşmemek, karar merciindeki kişilerden hesap sormamaktır.
Bu vahşet yalnızca ülkemiz tarihinde değil, insanlık tarihinde de bir ilktir. Orada yalnızca masum 35 aydınımız yakılmadı. O gün 35 masum can ile birlikte insanlığın binlerce yıldır yükselttiği insani değerlerde yakılmıştır. Bu kanlı olaylar sonrasında yaşananlar, gazete manşetleri, devleti idare edenlerin tutum ve beyanları, yargılama süreci o gün orada hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının, Alevi yurttaşlarımızın ve bu ülkenin demokrat evlatlarının acılarını daha da derinleştirmiştir. Olayın ertesinde merkez medya manşetlerinde vahşetin sorumlusu olarak neredeyse yakılarak can verenler ilan edilmiştir. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller Madımak Otelinde insanlarımızı katleden şeriatçı katillere bir şey olmadığını, katillerin burunlarının bile kanamadığını adeta müjdelemiştir. 21 Ekim 1993’te başlayan Sivas Katliamı Davası’nın kaçakları halen bulunamıyor. Hüküm giyenlerin kaçının infazının yerine getirildiği bile belli değil. Katliamın siyasi sorumluları ise yargı önüne bile çıkarılmadı. Firari sanıklar evlendi, düğün yaptı, askere gittiler ancak yakalanamadılar.
Unutulmamalıdır ki, Madımak’ın içinde ve dışında yaşanan acılar ve yaralar, daha fazla mahkûmiyet ve intikam hisleri ile değil, gerçek faillere odaklanmakla kapanır. Toplum vicdanı ancak ve ancak bu hesaplaşmayla rahatlayacaktır.
2 Temmuz 1993’te yaşamını yitiren tüm aydınlarımızı tekrar rahmetle saygıyla anıyor, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Bu acı olayı ve bu katliamı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı da kamuoyunun bilmesini istiyoruz
Sivas Katliamı veya Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir. Sivas Madımak olayı artık sadece oluş biçimiyle değil, dava sonucuyla da hatırlanacaktır.
Sivas Olayları 1993 yılında yaşandı. O yıl, bir cumhurbaşkanının şaibeler ile dolu olan ölümü, meşhur ve etkili bir yazarı havaya uçurulduğu, bir generalin uçağının düşürüldüğü, silahsız ve savunmasız 33 erin öldürülmesini seyrettiği bir yıl olmuştur. O yıl Kürt sorunu barıştan birden uzaklaştırılıp karmaşıklaştırılırken, mezhep meselesi tekrar kaşınmıştır. Sivas Olayları’nı “insanlığa karşı suç” olarak niteleyenler bilmelidir ki, asıl insanlık suçu dışarıda dolaşan katillerin peşine düşmemek, karar merciindeki kişilerden hesap sormamaktır.
Bu vahşet yalnızca ülkemiz tarihinde değil, insanlık tarihinde de bir ilktir. Orada yalnızca masum 35 aydınımız yakılmadı. O gün 35 masum can ile birlikte insanlığın binlerce yıldır yükselttiği insani değerlerde yakılmıştır. Bu kanlı olaylar sonrasında yaşananlar, gazete manşetleri, devleti idare edenlerin tutum ve beyanları, yargılama süreci o gün orada hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının, Alevi yurttaşlarımızın ve bu ülkenin demokrat evlatlarının acılarını daha da derinleştirmiştir. Olayın ertesinde merkez medya manşetlerinde vahşetin sorumlusu olarak neredeyse yakılarak can verenler ilan edilmiştir. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller Madımak Otelinde insanlarımızı katleden şeriatçı katillere bir şey olmadığını, katillerin burunlarının bile kanamadığını adeta müjdelemiştir. 21 Ekim 1993’te başlayan Sivas Katliamı Davası’nın kaçakları halen bulunamıyor. Hüküm giyenlerin kaçının infazının yerine getirildiği bile belli değil. Katliamın siyasi sorumluları ise yargı önüne bile çıkarılmadı. Firari sanıklar evlendi, düğün yaptı, askere gittiler ancak yakalanamadılar.
Unutulmamalıdır ki, Madımak’ın içinde ve dışında yaşanan acılar ve yaralar, daha fazla mahkûmiyet ve intikam hisleri ile değil, gerçek faillere odaklanmakla kapanır. Toplum vicdanı ancak ve ancak bu hesaplaşmayla rahatlayacaktır.
2 Temmuz 1993’te yaşamını yitiren tüm aydınlarımızı tekrar rahmetle saygıyla anıyor, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Bu acı olayı ve bu katliamı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı da kamuoyunun bilmesini istiyoruz
FACEBOOK YORUMLAR