GÜLMEN VE ÖZAKÇA DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, KHK ile ihraç edilen ve işe iade talebiyle yaptıkları açlık grevinin 75. gününde gözaltına alınan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kanun Hükmünde Kararnamelerin, ülkeyi yaşanılmaz bir duruma sürüklediğini dile getiren Akcagöz, " Kim olduğu önemli değil. Kime yapıldığı önemli değil. Zulüm, zulümdür. Bu iki akademisyen neden böyle bir baskıya maruz bırakıldı? Bir defa daha, düzenlenen KHK'lar ile tüm muhalif kesimin sindirilmek istendiği ortaya çıkmıştır. Bu iki akademisyenin suçu günahı nedir, onu bile bilmiyoruz. Yargı yolu kapalı. Hukuk tamamen siyasi iktidarın elinde bir oyuncak haline gelmiş. Türkiye ne zaman normalleşecek? Tayyip Erdoğan, kendi arzuladığı rejimi tam olarak yerleştirince. O zaman da bizim anladığımız çerçevede normalleşmiş olmayacak zaten. Bizim talebimiz, ülkenin yeniden demokratik seyrine devam etmesidir. Ancak, her geçen gün baskıların artması, ülkenin demokrasisine ve hukuk devleti işleyişine gölge düşürüyor ki, bu artık tahammül edilemez bir noktaya ilerlemiştir. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumu, işte bize bu aşamayı işaret ediyor" dedi.
Akademisyenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevinin, onaylamadıkları bir eylem biçimi olduğunu söyleyen Tufan Akcagöz, "75 gündür eylem yapıyorlardı. İşlerine iade edilmeyi bekliyorlardı. Pek de tasvip ettiğimiz bir eylem yöntemi değil, bunu da belirtmek isterim. Açlık grevi, müdahale edilmezse ölüm getirir. Burada, müdahaleden kastım, ceberrut bir müdahale değildir. Bu iki bilim insanı, ikna edilmeliydi. Beklenilenin tam aksi oldu ve gözaltına alındılar. İşe iade bekliyorlar. Hırsız değiller, yolsuzluk yapmamışlar. Okumaktan, yazmaktan başka işleri olmamış. Kendilerini bilime adamışlar. Ve birden gözaltına alınıyorlar. Bu iki genç akademisyenin durumunu görmezden gelmemiz beklenmesin. Her iki akademisyen de bir an önce serbest bırakılmalı ve hukuksuz bir şekilde ellerinden alınan işlerine iade edilmelidirler. Eylemin gerçekleştiği insan hakları anıtının polis tarafından çevrilmiş olması, dünya kamuoyuna yönelik vermiş olduğumuz bir geriye giden Türkiye fotoğrafıdır. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin, bu süreçte her iki akademisyene vermiş oldukları destek, doğru ve isabetli bir karar olup, bunun için kendilerini kutluyorum" diye konuştu.
şokhaber.net