Gündelik olaylara sinirlenmek...

ÖFKE… Gündelik olaylara sinirlenmek artık birçoğumuzda alışkanlık haline geldi

Gündelik olaylara sinirlenmek...
28 Kasım 2015 - 21:41
ÖFKE…

Gündelik olaylara sinirlenmek artık birçoğumuzda alışkanlık haline geldi. Hatta karakter edinenler bile mümkün.
Çağımızın bazı sorunları insanlarımızı bu gibi ruhsal sorunlara sürüklemekte. Mutlaka herkes öfkelenebilir bu normal ve herkes için kolay olan bir şey… Ancak doğru insana belli bir sınırda doğru bir zamanda… Maalesef çoğumuz en ufak bir tahrik sonucu soğukkanlılığımızı hemen kaybediyoruz.  Birçoğu istem dışı, yapmak istemediğimiz şeylerle karşılaşıyoruz. Karşımızdakinin kalbini kırıyoruz. Kiminin onarımı mümkün kiminin ise bir harabe gibi onarılması hiç mümkün olmuyor. Mesela yorucu bir günün ardından işte yaşadığımız küçük bir tatsızlık sonucu ruh halimizin gerginliğiyle bazen yanımızdan yavaşça geçen bir araca sinirleniyoruz. Bir markette reyon çalışanına, bir restoranda garsona, eşimize, çocuğumuza, sokakta gürültü yapan çocuklara yahut bir pazarlamacıya…
Aslında insanoğlu en zor anında bile sakin olabilmeli. Böyle yaparsa üzerinde bir baskı olunca kendini huzurlu ve sakin kontrol altında tutar. Bir sinir anında istemeyerek söylediğiniz sözler birçok kötü sonuçlar doğurabilir. Ağzımızdan çıktığında geri döndürülemez ve telafisi yoktur o kötü sözün.
İbn-i Mes’ud’dan rivayet olunan bir Hadis-i Şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuş, “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab, “Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah, “Hayır” dedi. “Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir” buyurmuştur. Onun için insan böyle durumlarda sabrının duvarına sığınmalı ve söyleyecek sözlere çok dikkat etmeli.
Hz Mevlana ''sabır genişliğin anahtarıdır'' İnsanoğlunun ruh hali öyle değişken ki bazen kendisini bile tanıyamıyor. Bu ben miyim, bunları yapan ben miyim, bazen kalp kırılır gönüller yıkılır. Öfkesini kontrol altında tutamayan insanlar hem okul, iş hayatında karşılıklı ilişkilerinde genel yaşam çevresinde birçok sorunlar doğurabilir. Aile içi sorunlardan alın toplumsal şiddete kadar birçok vaka insanoğlunun öfkesini kontrol altında tutamaması sonucu oluşan olaylardır.
Patronunuzdan işittiğiniz bir azar veya bir konuda haksızlığa uğratılmanız büyük bir hayal kırıklığı vs. bunun gibi durumlar. Öfkelenmeyi oluşturan sebepler arasında ve bu olayların boyutu ne kadar yüksek olursa öfkenin boyutu da o kadar yükselir.
Bu tür olaylardan uzak durarak yahut öfkemizi kontrol altında tutarak kendimizi olayların olumlu yanlarıyla yatıştırmak. Hayatımızda birçok üzücü şeyler yaşadığımız gibi birçok mutlu olmamızı gerektiren yani olumlu yanları var insanoğlunun başına geleceği bir olay karşısında gösterdiği tepki aslında insanoğlunun en büyük sınavıdır. Bu sınavın en büyük anahtarı ise olayları sabırla karşılayıp ne kalp kırmak ne de kırılmaktır. Çünkü hem karşımızdaki kişinin hem kendimizin gönlünü onarmak bazen çok uzun zaman alabilir. Onun için konumumuz her ne olursa olsun karşımızdaki insanlara hep yumuşak dilli olmalıyız.
Hayatta böyle başarıya ulaşabiliriz…
TATLI DİL YILANI DELİĞİNDEN ÇIKARIR…
Bir tatlı dil ve bir tatlı gülüşle nice kaleler feth etmek mümkündür.
BUNUN İÇİN KALP KIRMAK YERİNE KALP KAZANMALIYIZ...
EN SERT TUFANLARDA GÖNÜL VE ŞEFKAT GÖKLERİNİ SIMSIKI SALMALIYIZ... ÖFKEYE SABIR DUVARINI ÖRMELİYİZ…
GÖRECEKSİNİZ DUVARIN DİĞER YÖNÜ GÜLÜŞLERİNİZLE YEŞERECEK...
NE KALP KIRIN NE KALPİNİZ KIRILSIN…
UNUTMAYIN ÖMÜR KISA…
GÖNÜL ALMAYA VAKTİNİZ OLMAYABİLİR…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum