Herkes İçin Eşit Adalet Ve Özgürlük

Siyaset arenasının sıcaklığı mübârek Ramazan ayına rağmen soğumadı. Partili Cumhurbaşkanımızın demeçleri ve muhalefet partilerinin vermiş olduğu cevaplar, Devlet Bahçeli'nin Siyasi Partiler Yasasında yapılmasını istediği değişiklik, Ali Babacan ile Devlet Bahçeli arasındaki sert söz diyalogları siyaset gündemini hep sıcak tuttu.
Eski Başbakanlardan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı bir tv kanalı canlı yayınında söylediklerini havuz medyası görmemezlikten ve duymamazlıktan da gelmiş olsalar, gündeme tabiri caizse bomba gibi düştü.
Sayın Davutoğlu, 15 Temmuz 2016 menfur darbe girişiminin önemli isimlerinden tutuklu eski Tümgeneral Mehmet Dişli’nin MİT’ten gelen raporlar doğrultusunda emekliliğe sevk kararı alınmasına rağmen kararın uygulanmadığından bahisle, "2015 YAŞ Kararlarında Mehmet Dişli’nin kesinlikle emekliye sevk edilmesi konusunda, ben de MİT Müsteşarı da çok ısrarcı olduk. Bunu MİT’ten gelen bir rapor üzerine söyledim. Ve son geceye kadar da Dişli’nin emekliye sevki söz konusuydu. Son gece kanaat değişti. Ama bu kanaat benim sebebimle değişmedi. Bu devlet şeyi ile… Girmek istemem detayına…" dedi.
Eski Tümgeneral Mehmet Dişli, Ak Parti 22, 23, 24 ve 26. Dönem Sakarya Milletvekili halen de Hollanda Büyükelçimiz olan Şaban Dişli'nin kardeşidir. Fetöcü olduğu için 2015 YAŞ Kararlarında emekli edilmesi düşünülen Mehmet Dişli'nin emekliliği nasıl önlendi, kim engel oldu? Davutoğlu'nun detayına giremediği konuda Mehmet Dişli'nin emekliye sevk edilmemesi kararını kim verdi Başbakana rağmen? Davutoğlu'nun hakkında MİT raporu olduğunu söylediği kişiye referanslılığı çok makbul olan kim kefil oldu? Şaban Dişli'nin, kardeşinin emekliye sevk kararının kaldırılmasındaki faktörü nedir?
Ramazan Bayramının ilk günü olan 24 Mayıs 2020 Pazar günü yayımlanan Resmî Gazete'de Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na Başkan, İkinci Başkan ve Üye olarak Cumhurbaşkanımızca atamalar yapıldı. Kurul Başkanlığına atanan kişi Türker Gürsoy oldu.
Türker Gürsoy'un, Fetö ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu nedeniyle kapatılan Asya Emeklilik'te 1 Ekim 2013-24 Temmuz 2014 tarihleri arasında Genel Müdürlük yaptığı, kendi isteğiyle de istifa ettiği bilinen bir gerçekti. İstifa nedeni ise çalışma arkadaşlarını kendisinin seçmek istemesiydi.
Saadet Partisi olarak; tüm terör örgütleriyle devletin yapmış olduğu mücadeleyi her zaman destekledik. Bu mücadelenin adil ve hakkaniyetli olmasını hep istedik. Yaklaşık olarak 4 yıldır tutuklu olup, iddianameleri hazırlanmadığı için haklarındaki suçlamalardan ve aleyhlerindeki delillerden habersiz bir şekilde binlerce kişi cezaevlerinde yatarken, Mehmet Dişli emekli olmaktan kurtarılıyor ve menfur darbe girişiminin baş aktörü olabiliyor. Hesap veren birileri var mı?
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlarla ilgili soruşturma yapan Cumhuriyet Savcıları, soruşturdukları kişinin malûm yapının şirketlerinde çalışıp çalışmadıklarını ve SGK kaydının olup olmadıklarını da sorguladılar. Çalışma kaydı bulunanlar, daha sonraki zamanlarda devlet memuru olmuşlarsa da ihraç edildiler ve haklarında kamu davaları açıldı. Ama malûm yapıyla irtibatlı veya iltisaklı şirketlerin en tepe noktasında görev yapan birileri ise kamuda ya Genel Müdür oldular ya Kurul Başkanı oldular ya da başka yerlerde görevlendirildiler. Adalet ve eşitlik nerede?
Sıkıntıda tam burda oluşuyor işte. İktidar nezdinde temize çıka(rıla)nlar, adalet önünde de mi temize çıkıyorlar? Ya da adaletin terazisi bunlara hiç uğra(tıl)mıyor mu?
Saadet Partisi olarak tek birşey istiyoruz: Herkes için eşit adalet, herkes için eşit özgürlük.