HOŞGÖRÜ KÜLTÜRÜ

HOŞGÖRÜ KÜLTÜRÜ (devamı) Hoşgörü, dini değerlerdendir

20 Kasım 2014 - 18:42
HOŞGÖRÜ KÜLTÜRÜ (devamı)

Hoşgörü, dini değerlerdendir.
Peygamberimiz s.a.v. beşeri ve sosyal ilişkilerde daima hoşgörülü olmuştur.
İnsanlara hoşgörü ile yaklaşan Peygamberimiz, kısa zamanda toplumların gönlünü de bu davranışla fethetmiştir.
Yüce Allah, başta Peygamberimiz olmak üzere, Onun şahsında bütün Müslümanlardan hoşgörülü ve affedici olmalarını istemiştir.
Araf suresi 199. ayette, “Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” emrini veren Rab’ımız, Peygamberimize ve şahsında tüm Ümmete hoşgörünün ilkelerini hatırlatmıştır.
Hoş görünmek için hoşgörü sınırlarını zorlamak, kimsenin hakkı da, haddi de, yetkisi de değildir.
Bazı kimseler, kişisel hesapları için, toplumsal kabulü sağlamak ve kurumsal pozisyonlar elde etmek için hoşgörünün sınırlarını Peygamberi çizginin dışına çıkarmaktadırlar. Bu durum, bir çeşit manevi hırsızlık tır.
Hele, Allah adına, Peygamberimizin de adı kullanılarak, İslami değerler üzerinden, hoşgörü konusunda, kişisel düşüncelerini İslami değer olarak ifade etmeye  alışmak, hoş görünmek için yapılan gayrettir ki, tam bir dini şarlatanlıktır.
Hoşgörü kültürü elbette Müslümanın ikili ilişkilerini belirleyen temel yaklaşım biçimi olmalıdır. Hoşgörü  sınırlarını Allah c.c. belirlemiş, Peygamberimiz de 23 yıllık Peygamberlik döneminde, defalarca bunun pratiklerini göstermiştir.
Dinin sınırlarında hoşgörü, İslam’ın da ılımlısı, radikali olmaz. Bu tarifler kişilerin izafi değerlendirmelerinin yansımasıdır.
İslam’ın tarifini Peygamberimiz yapmış, ilke ve kurallarını da göstermiştir. Ilımlı ya da radikal İslam diye bir kategori olsaydı, bunu Peygamberimiz işaret eder ve tarifini de yapardı.
İslam’daki hoşgörü, affedici olmakla tarif edilmiştir. Bu da, bireysel irade sonucu gerçekleşir.
Emanet edilen makamı, sahip olunan imanın yerine koyarak, hoş görünmeye çalışmak, İslam’ı yozlaştırmak olur.
Son günlerde, İslam’ın mahremiyetle ilgili kural ve uygulamaları, İslami kurumların ve ilim adamlarının yorum ve uygulamalarıyla sulandırılmaya çalışılmaktadır.
Hiç kimsenin, kendi uygulama ve yorumunu, dinin kuralı ve hükmü gibi göstermeye hakkı yoktur. Hiçbir dini makam ve akademik kariyer sahibine bu hakkı vermez.
Toplumumuzun, hoş görünmek için, hoşgörü dağıtan şarlatanlara dikkat etmesi ve prim vermemesi gerekmektedir. Bu tür şarlatanlar, kendilerine pazar buldukça şımarmakta, şımardıkça da hoşgörü kültürünü ticarete, siyasete ve ibadete sermaye yapmaktadırlar.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum