İLK İNSAN HAKLARI MANZUMESİ VEDA HUTBESİDİR!

Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Abdulvahap Bilen, Gençlik Kollarının düzenlediği Çarşamba Konferansında insan haklarını en mükemmel şekilde koruyanın ve gözetenin Müslümanlar olduğunu, İslam dininin net çizgilerle bu konuyu ortaya koyduğunu söyledi.
Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Abdulvahap Bilen, Eğitim Birim Başkanlığının her hafta düzenlediği Çarşamba Konfransları'nda 'İlk İnsan Hakları Manzumesi; Veda Hutbesi' sunumunu gerçekleştirdi. Parti İl Binası Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta konuşan Bilen, ''İslam bütün insanların huzur, barış, emniyet ve güvenlik içerisinde yaşamalarını güvence altına almaktadır. Dini, dili, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun İslam dini bütün insanların en temel haklarını korumayı, kollamayı öğütlemiştir'' dedi.
İSLAM, İNSAN'A EŞREF-İ MAHLÛK OLARAK BAKAR
Veda Hutbesinin ilk insan hakları manzumesi olduğunun altını çizen Bilen, ''Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)'in Veda Hutbesi, insan haklarını koruyan, muhafaza edilmesi ve mutlak suretle gözetilmesini ilan eden bir vesikadır. İslam dini insan onur ve haysiyetini ayakta tutmaktadır. Cenab-ı Hak insanları eşrefi mahlûk olarak yaratmıştır. Yani yaratılmışların en şereflisi olarak yaratmıştır. İslam dini kadınlara da ayrı bir değer vermiş, kıymet vermiştir. Efendimiz yine Veda Hutbesinde kadınları Cenab-ı Hakkın emaneti olarak nitelendirmiş, erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınlarında erkekler üzerinde haklarının olduğunu buyurmuştur. İslam güneşi tüm insanlığın üzerine doğmadan o cahiliye karanlığında kız çocukları diri, diri toprağa gömülürken İslam dini cennet annelerin ayakları altındadır anlayışıyla kadına böylesine büyük bir değer biçiyordu' 'diye söyledi.
KADININ BİR META OLARAK GÖRÜLMESİNE KARŞIYIZ
İnsan haklarının, kadın haklarının edebiyatını yapanların insan haklarından, kadın haklarından bir haber olmalarının üzücü olduğunu belirten Bilen şunları kaydetti; ''İslam, köleliğe karşıdır. Sömürüye, ırkçılığa karşıdır. Kadınların bir meta olarak görülmesine karşıdır. Bu karşı olma durumu hakiki bir karşı olma durumudur. Söylemde kalmamış uygulanmıştır. İnsanların hak ve hukuku net çizgilerle ortaya konulmuştur. Bugün kölelik kılık değiştirmiş, kadın hakları savunucularının bile reklam filmlerinde veya başka şekillerde kadın bedenin teşhiri ile kadını soyarak medeni olmaktan, haktan ve hukuktan bahsetmeleri gariptir. Bu kadına değer vermek değil aksine kadını değersizleştirmektir. Biz Müslümanlar olarak, İslam inancına sahip olan insanlar olarak bu kapitalist sistemin ürettiği takım elbiseli kölelere de, kadını bir pazarlama metası gibi görmenin bir sonucu olarak kadınların reklamlarda veya değişik şekillerde kullanılarak, bedenlerinin teşhir edilerek değersizleştirilmesine ve kadın haklarının ayaklar altına alınmasına da karşıyız.''