İLKADIMDA ENDİŞELİ BEKLEYİŞ!
İlkadım İlk Okulu öğrenci ve velileri, 2012- 2013 öğretim yılında, okullarının yarısı ellerinden alınarak okullarının yarısını kaybetmiş, el altından aldıkları duyumlara göre 2014-2015 öğretim yılınd
25 Mart 2014 - 00:53
İlkadım İlk Okulu öğrenci ve velileri, 2012- 2013 öğretim yılında, okullarının yarısı ellerinden alınarak okullarının yarısını kaybetmiş, el altından aldıkları duyumlara göre 2014-2015 öğretim yılından itibaren de, diğer yarısı, şimdiki İlk Adım İlkokulu, yine ellerinden alınarak imam hatip okuluna dönüştürülecekmiş.
Bu duyumu alan veliler, haklı olarak büyük bir endişe içerisine girmiş, duyan duymayana haber vererek mobilize olmuş, çocuklarını büyük bir çıkmazın beklediğini, yetkili mercilere duyurmak üzere bir basın toplantısı düzenlemişlerdir. 46 yıldan beri dört mahallenin(Bahçeli, çay, istasyon ve adalet mahalleleri) ortasında bulunan ve o günden bu yana, onlarca nesle okulluk yapmış, binlerce nesil yetiştirmiş olan İlk Adım İlkokulu’nun, anılarıyla beraber tarihe gömülmesi söz konusu olmaktadır.
Anaokulunun devamı olan bu ilkokulun alınarak başka bir okula devredilmesi, pedagojik bakımından çok sakıncalıdır. İlköğretim müfredat programına göre ilköğretim üniteleri yakından uzağa ilkesine göre sıralanmıştır. Pedagoglar bunu gayet iyi bilirler ve yıllık planlarını ona göre hazırlarlar. Çünkü çocukların öğrenme ve dünyayı tanımaları yakından uzağa göre gerçekleşir. Çocuk önce anneyi, sonra varsa ailenin diğer bireylerini tanır. Zaman içerisinde de sokağını tanıyarak tecrübesi gelişir. Yani her şey yakından uzağa ilkesine göredir. Siz çocuğun en yakınında bulunan ve ebeveynlerinden yüzlerce anılar dinledikleri anaokulu ve ilkokula değil de, hiç bilmedikleri bir ç evredeki okullara gitmesini ister ve planlarsanız, çok büyük pedagojik bir hata yapmış olursunuz. Çocuk ve ebeveynler için en ideal okul çocuğun mahallesindeki okuldur. Çünkü çocuk oradan defalarca geçip, ileride gideceği okulu olduğunu öğrenir. Hepimiz bilinenden bilinmeyene varmak istediğimize göre, çocuk için de yakından uzağa ilkesi geçerlidir. Çocuk yakınında bulunan öğretmenleri de tanımış olabilir. Bu da onun için pedagojik olarak bir artıdır. Uzaklar, bütün canlılar için olduğu gibi, çocuklar için de korkunç ve endişe vericidir. Bütün korku ve endişeler de çocuğun sağlığına zararlıdır. Milli eğitim mensupları bu konuda bilinçlidir. Çünkü onlar seçilerek oraya getirilmişlerdir. İdeolojik olarak her ne olursa olsun, bakış açısından, isteklerinin yerine getirilmesini isteyen gurupların isteklerine, çocukların psikolojik açıdan hasara uğrayacağını dile getirip onlara, yanlış düşündüklerini anlatabilirler. Siyasiler, kesinlikle bu tür bilinçsiz insanların isteklerinden uzak durmalıdırlar. Kısaca İlkadım İlkokulu, ilkokul çocuklarına bırakılmalıdır. Yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi, İlkokulun ilkokul olarak kalması, yetiştireceği, hem çocuklar, hem veliler, hem de memleketimiz açısından sayısız yararları da beraberinde getirecektir. İlkokulla beraber yerleri değiştirilecek öğretmenlerin de verileri elbette düşecektir. Onların da psikolojileri az veya çok düşerek, çocuklara zarar verecektir. Zarar çok yönlü olacaktır. Bu zararların ülke çapındaki toplamı tüm insanlarımızın sosyal refahını etkileyip düşürecektir. Herkes ona göre adımını atmalıdır. Bilhassa, politikacılar bu tür işleri milli eğitim görevlilerine bırakmalıdır. Onlara karışmamalıdır.
Kavranoğlu
Bu duyumu alan veliler, haklı olarak büyük bir endişe içerisine girmiş, duyan duymayana haber vererek mobilize olmuş, çocuklarını büyük bir çıkmazın beklediğini, yetkili mercilere duyurmak üzere bir basın toplantısı düzenlemişlerdir. 46 yıldan beri dört mahallenin(Bahçeli, çay, istasyon ve adalet mahalleleri) ortasında bulunan ve o günden bu yana, onlarca nesle okulluk yapmış, binlerce nesil yetiştirmiş olan İlk Adım İlkokulu’nun, anılarıyla beraber tarihe gömülmesi söz konusu olmaktadır.
Anaokulunun devamı olan bu ilkokulun alınarak başka bir okula devredilmesi, pedagojik bakımından çok sakıncalıdır. İlköğretim müfredat programına göre ilköğretim üniteleri yakından uzağa ilkesine göre sıralanmıştır. Pedagoglar bunu gayet iyi bilirler ve yıllık planlarını ona göre hazırlarlar. Çünkü çocukların öğrenme ve dünyayı tanımaları yakından uzağa göre gerçekleşir. Çocuk önce anneyi, sonra varsa ailenin diğer bireylerini tanır. Zaman içerisinde de sokağını tanıyarak tecrübesi gelişir. Yani her şey yakından uzağa ilkesine göredir. Siz çocuğun en yakınında bulunan ve ebeveynlerinden yüzlerce anılar dinledikleri anaokulu ve ilkokula değil de, hiç bilmedikleri bir ç evredeki okullara gitmesini ister ve planlarsanız, çok büyük pedagojik bir hata yapmış olursunuz. Çocuk ve ebeveynler için en ideal okul çocuğun mahallesindeki okuldur. Çünkü çocuk oradan defalarca geçip, ileride gideceği okulu olduğunu öğrenir. Hepimiz bilinenden bilinmeyene varmak istediğimize göre, çocuk için de yakından uzağa ilkesi geçerlidir. Çocuk yakınında bulunan öğretmenleri de tanımış olabilir. Bu da onun için pedagojik olarak bir artıdır. Uzaklar, bütün canlılar için olduğu gibi, çocuklar için de korkunç ve endişe vericidir. Bütün korku ve endişeler de çocuğun sağlığına zararlıdır. Milli eğitim mensupları bu konuda bilinçlidir. Çünkü onlar seçilerek oraya getirilmişlerdir. İdeolojik olarak her ne olursa olsun, bakış açısından, isteklerinin yerine getirilmesini isteyen gurupların isteklerine, çocukların psikolojik açıdan hasara uğrayacağını dile getirip onlara, yanlış düşündüklerini anlatabilirler. Siyasiler, kesinlikle bu tür bilinçsiz insanların isteklerinden uzak durmalıdırlar. Kısaca İlkadım İlkokulu, ilkokul çocuklarına bırakılmalıdır. Yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi, İlkokulun ilkokul olarak kalması, yetiştireceği, hem çocuklar, hem veliler, hem de memleketimiz açısından sayısız yararları da beraberinde getirecektir. İlkokulla beraber yerleri değiştirilecek öğretmenlerin de verileri elbette düşecektir. Onların da psikolojileri az veya çok düşerek, çocuklara zarar verecektir. Zarar çok yönlü olacaktır. Bu zararların ülke çapındaki toplamı tüm insanlarımızın sosyal refahını etkileyip düşürecektir. Herkes ona göre adımını atmalıdır. Bilhassa, politikacılar bu tür işleri milli eğitim görevlilerine bırakmalıdır. Onlara karışmamalıdır.
Kavranoğlu
FACEBOOK YORUMLAR