İnovatif Üniversite Olma Yolunda Tecrübe Paylaşıldı
Bilimsel üretkenlik, AR-GE (Araştırma Geliştirme), girişimcilik ve teknoloji alanlarındaki girişimlerini çoğaltarak yenilikçi ve değer üreten üniversiteler arasında üst sıralara tırmanmayı hedefleyen
04 Temmuz 2017 - 13:44
Bilimsel üretkenlik, AR-GE (Araştırma Geliştirme), girişimcilik ve teknoloji alanlarındaki girişimlerini çoğaltarak yenilikçi ve değer üreten üniversiteler arasında üst sıralara tırmanmayı hedefleyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), bu kapsamda Ege Üniversitesi EBİLTEM (Bilim-Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda EBİLTEM Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Serdal Temel’i konuk etti.
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki (AKM) etkinlikte, Doç. Dr. Serdal Temel genel olarak EBİLTEM TTO’nun (Teknoloji Transfer Ofisi) kuruluşu ve bu merkezin üniversitedeki hizmetleri ile ulusal ve uluslararası proje yetkinlikleri, AR-GE strateji ve teknolojileri oluşturma süreci hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
İnovasyon tecrübe paylaşımına; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, OMÜ-TTO Yöneticisi Prof. Dr. Ömer Andaç ve TTO personeli, fakülte dekanları, meslek yüksekokulu müdürleri ile akademisyenler katıldı.
Ege Üniversitesi Girişimcilik ve Yenilikçilik Bölüm Başkanlığını da yürüten Doç. Dr. Temel sunumunda; inovasyon yönetimi ve araştırma stratejisi oluşturma konusundaki detayları interaktif olarak paylaşarak, “EBİLTEM üniversite-sanayi iş birliğindeki arayüzle ilgili her türlü faaliyette tek nokta. Üniversitemizde AR-GE, inovasyon, proje, fikrî mülkiyet hakları, girişimcilik EBİLTEM üzerinden gerçekleştirilmekte. Yani başka herhangi bir birim doğrudan rol üstlenmemekte” şeklinde konuştu.
Yeni nesil üniversite olabilmeyi hedefledik
30 kişilik ekiplerinde sadece 3 kamu çalışanının olduğunu ve tüm çalışmalarının finansmanını ürettikleri projeler vasıtasıyla temin ettiklerini belirten EBİLTEM Proje Yürütücüsü Temel, üst yönetimin de kendilerini her zaman desteklediğini söyledi. Sunumunda YÖK’ün “odaklı üniversite” kavramına değinen Doç. Dr. Temel, Ege Üniversitesi olarak bu doğrultuda öne çıktıkları alanlara yoğunlaştıklarını kaydederek “Bunu yaparken önce şunu bilmemiz gerekiyordu: Ege Üniversitesi kim? Bu üniversitede ne var? Yayınlar, projeler, kongreler, akademik çalışmalar vb. Bunlar ne kadar destek almış, böyle bir tablo ortaya çıkardık, kısacası önce kendimizi tanıyalım istedik. İkincisi; TÜBİTAK projeleri, kalkınma ajansı destekleri, diğer uluslararası projeler, bunların hepsini fakülte fakülte, tek tek çıkardık. Her fakültenin hangi projesi var, kaç başvurusu ve kaç kabulü var, bunları da teker teker inceledik. Ayrıca hangi fakültenin kaç panelisti var, bunları fakülte bazında sıraladık. Hedefimiz şuydu; bunları yaparken bizim üniversitemizde hangi alanlar Türkiye’de ilk 5’e girer. Nihayetinde yeni nesil yani 3.’cü nesil üniversite; girişim ve araştırma odaklı üniversite olabilmeyi, kamu kaynaklarını rasyonel kullanabilmeyi amaçladık. Tabii bunu bir strateji çerçevesinde, gelen giden yönetimden bağımsız bir biçimde, objektif olarak yapmak önemliydi” dedi.
Bu süreçte akademisyenlerin görüşlerine de başvurduk
Bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi oluşturma misyonu doğrultusunda hareket ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Serdal Temel, bu süreçte online anketler vasıtasıyla üniversitedeki akademisyenlerin de görüşlerini aldıklarını vurgulayarak bir durum tespiti ve analiz çalışmasına yer verdiklerini dile getirdi. Temel, online anketlerle de yetinmediklerini, her bir fakülteyi ziyaret ederek akademisyenlerle oluşturmaya çalıştıkları ekosistemi bizzat tartışıp değerlendiklerini, bu sürecin sonunda da her fakülte için raporlar hazırladıklarını sözlerine ekledi.
“Global, ulusal, bölgesel ve kurumsal alanlarda güçlü olduğumuz noktaları belirleyerek öne çıkmak istedik” sözleriyle söz konusu sürecin aşamalarını aktaran Doç. Dr. Temel konuşmasında, bölgesel kaynakların aktif olarak kullanılmasının ve bu sinerjiye ortak olmanın üniversiteler için elzem olduğuna işaret etti.
Çok yönlü bir süreç
Yurt dışında bu anlamda yapılmış çalışmaları da yakın takibe aldıklarından bahseden EBİLTEM Müdür Yardımcısı Temel, “Uluslararası alanda uygulanmış yöntemleri de inceleyip biz onlardan ne öğrenebiliriz arayışına girerek kendi yöntemimizi belirledik. Sonrasında üniversite dışından uzmanlarla bir araya gelerek bir yol haritası oluşturduk. Akabinde son 10 yılda Ege Üniversitesinin Türkiye ve dünyada nerede konumlandığını tespit ettik. Üniversitede her araştırma kaleminde - yayın, proje, patent - objektif bir şekilde ve sayılara dayalı araştırma yaptık. Nihayetinde de biyoteknoloji, biyomalzemeler, nano teknoloji, biyokimya, çevre, enerji gibi alanlarda öne çıktığımızı gördük. Diğer yandan da üniversitemizi insan kaynakları bakımından değerlendirdik” diye konuştu.
Süreçte analizler yoluyla hem mevcut durumu hem de gelecekte ön plana çıkabilecekleri muhtemel alanları tespit etmeye çalıştıklarının altını çizen Doç. Dr. Serdal Temel, “Üniversiteler, uzmanlaşmaya giderek daha iyi bir noktaya ulaşmalı” diyerek sunumunun sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki (AKM) etkinlikte, Doç. Dr. Serdal Temel genel olarak EBİLTEM TTO’nun (Teknoloji Transfer Ofisi) kuruluşu ve bu merkezin üniversitedeki hizmetleri ile ulusal ve uluslararası proje yetkinlikleri, AR-GE strateji ve teknolojileri oluşturma süreci hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
İnovasyon tecrübe paylaşımına; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, OMÜ-TTO Yöneticisi Prof. Dr. Ömer Andaç ve TTO personeli, fakülte dekanları, meslek yüksekokulu müdürleri ile akademisyenler katıldı.
Ege Üniversitesi Girişimcilik ve Yenilikçilik Bölüm Başkanlığını da yürüten Doç. Dr. Temel sunumunda; inovasyon yönetimi ve araştırma stratejisi oluşturma konusundaki detayları interaktif olarak paylaşarak, “EBİLTEM üniversite-sanayi iş birliğindeki arayüzle ilgili her türlü faaliyette tek nokta. Üniversitemizde AR-GE, inovasyon, proje, fikrî mülkiyet hakları, girişimcilik EBİLTEM üzerinden gerçekleştirilmekte. Yani başka herhangi bir birim doğrudan rol üstlenmemekte” şeklinde konuştu.
Yeni nesil üniversite olabilmeyi hedefledik
30 kişilik ekiplerinde sadece 3 kamu çalışanının olduğunu ve tüm çalışmalarının finansmanını ürettikleri projeler vasıtasıyla temin ettiklerini belirten EBİLTEM Proje Yürütücüsü Temel, üst yönetimin de kendilerini her zaman desteklediğini söyledi. Sunumunda YÖK’ün “odaklı üniversite” kavramına değinen Doç. Dr. Temel, Ege Üniversitesi olarak bu doğrultuda öne çıktıkları alanlara yoğunlaştıklarını kaydederek “Bunu yaparken önce şunu bilmemiz gerekiyordu: Ege Üniversitesi kim? Bu üniversitede ne var? Yayınlar, projeler, kongreler, akademik çalışmalar vb. Bunlar ne kadar destek almış, böyle bir tablo ortaya çıkardık, kısacası önce kendimizi tanıyalım istedik. İkincisi; TÜBİTAK projeleri, kalkınma ajansı destekleri, diğer uluslararası projeler, bunların hepsini fakülte fakülte, tek tek çıkardık. Her fakültenin hangi projesi var, kaç başvurusu ve kaç kabulü var, bunları da teker teker inceledik. Ayrıca hangi fakültenin kaç panelisti var, bunları fakülte bazında sıraladık. Hedefimiz şuydu; bunları yaparken bizim üniversitemizde hangi alanlar Türkiye’de ilk 5’e girer. Nihayetinde yeni nesil yani 3.’cü nesil üniversite; girişim ve araştırma odaklı üniversite olabilmeyi, kamu kaynaklarını rasyonel kullanabilmeyi amaçladık. Tabii bunu bir strateji çerçevesinde, gelen giden yönetimden bağımsız bir biçimde, objektif olarak yapmak önemliydi” dedi.
Bu süreçte akademisyenlerin görüşlerine de başvurduk
Bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi oluşturma misyonu doğrultusunda hareket ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Serdal Temel, bu süreçte online anketler vasıtasıyla üniversitedeki akademisyenlerin de görüşlerini aldıklarını vurgulayarak bir durum tespiti ve analiz çalışmasına yer verdiklerini dile getirdi. Temel, online anketlerle de yetinmediklerini, her bir fakülteyi ziyaret ederek akademisyenlerle oluşturmaya çalıştıkları ekosistemi bizzat tartışıp değerlendiklerini, bu sürecin sonunda da her fakülte için raporlar hazırladıklarını sözlerine ekledi.
“Global, ulusal, bölgesel ve kurumsal alanlarda güçlü olduğumuz noktaları belirleyerek öne çıkmak istedik” sözleriyle söz konusu sürecin aşamalarını aktaran Doç. Dr. Temel konuşmasında, bölgesel kaynakların aktif olarak kullanılmasının ve bu sinerjiye ortak olmanın üniversiteler için elzem olduğuna işaret etti.
Çok yönlü bir süreç
Yurt dışında bu anlamda yapılmış çalışmaları da yakın takibe aldıklarından bahseden EBİLTEM Müdür Yardımcısı Temel, “Uluslararası alanda uygulanmış yöntemleri de inceleyip biz onlardan ne öğrenebiliriz arayışına girerek kendi yöntemimizi belirledik. Sonrasında üniversite dışından uzmanlarla bir araya gelerek bir yol haritası oluşturduk. Akabinde son 10 yılda Ege Üniversitesinin Türkiye ve dünyada nerede konumlandığını tespit ettik. Üniversitede her araştırma kaleminde - yayın, proje, patent - objektif bir şekilde ve sayılara dayalı araştırma yaptık. Nihayetinde de biyoteknoloji, biyomalzemeler, nano teknoloji, biyokimya, çevre, enerji gibi alanlarda öne çıktığımızı gördük. Diğer yandan da üniversitemizi insan kaynakları bakımından değerlendirdik” diye konuştu.
Süreçte analizler yoluyla hem mevcut durumu hem de gelecekte ön plana çıkabilecekleri muhtemel alanları tespit etmeye çalıştıklarının altını çizen Doç. Dr. Serdal Temel, “Üniversiteler, uzmanlaşmaya giderek daha iyi bir noktaya ulaşmalı” diyerek sunumunun sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
FACEBOOK YORUMLAR