İnsanların geniş düşünmemesi...

AKILCI DÜŞÜNMEK LAZIM… İnsanların geniş düşünmemesi maalesef bazı fikirlerin kısıtlı kalıp bazılarının bu kısıtlı fikirler ve seçimler yoluyla öylece içerlerinden sıyrılıp çıkmış

İnsanların geniş düşünmemesi...
03 Eylül 2015 - 20:31
AKILCI DÜŞÜNMEK LAZIM…

İnsanların geniş düşünmemesi maalesef bazı fikirlerin kısıtlı kalıp bazılarının bu kısıtlı fikirler ve seçimler yoluyla öylece içerlerinden sıyrılıp çıkmış.

Kimilerine göre özenti, kimilerine göre vurdumduymazlık, çıkarlarına gelen olumlu yönler, başka alternatif seçimi olmadığını düşünce fikri onları taa içimizden yükseltmiş.

Bugün köylüye ne vaatler sunabilirsiniz? Birçok vaat var… Peki, köylü bunların kaçta kaçına sahip? Yüzdelik ortalamaya vurduğunuzda milyonda biri… Çünkü köylünün büyük bir kısmı gurbette. Ekonomik şartlar, tütüncü buğdaycı ve hayvan üreten bir çiftçi köydeki bağını bahçesini tasını tarağını satıp büyükşehre yerleşince üretici artık tüketici konumunda… Oğlu iş, çocuklar aş, hanım ise apartmanda yaşam kolaylığı ister!

Üreticisi çiftçi, toplama maliyeti satış maliyetini aştığı için artık tarlasındaki mahsulü toplamıyor. Birçok bölgede tonlarca mahsul çürümeye bırakıldı. Ülkemiz ve dünya nüfusunun karşı karşıya kaldığı en önemli sorun üreticiler tarafından yeterli miktarda güvenilir gıdanın tüketime sunulamamasıdır.

Ayrıca Karadeniz bölgesinde Mısır-Pirinç-tütün-çay-Ayçiçeği- Fındık-Turunçgiller-Patates-soğan- sarımsak üretilen mahsullerden sadece bazıları. Bunun yanında birçok mahsul daha sayılabiliriz. Peki, bu ürünlerin kaçta kaçını bölgemiz karşılıyor sorusuna, Türkiye'nin İthal Ettiği Başlıca tarım ürünleri arasında gözümüze hemen çay ve pirinç takılır. Bir nebze de olsa sorunun cevabını almış oluruz.

Başka bir cevap, İsrail Ölü Deniz'in güneyinde Ürdün sınırı boyunca Akabe körfezine doğru uzanan, deniz seviyesinin 150 metre altında, suyun olmadığı Arava çölünde kurduğu tarım çiftlikleriyle bölgeyi adeta bir vahaya çevirmiş durumda. 30 bin dönüm alana kurulu yedi çiftlikte İsrail'in toplam sebze meyve ihracatının yüzde 66'sını gerçekleştiriliyor. Yer altı suları, tuzlu ve tarıma elverişli olmamasına rağmen kurduğu tarım teknolojileri sayesinde hemen her türlü yaş meyve ve sebzenin yetiştirildiği Moşavlar'da 3 bin 500 kişi çalışıyor. İsrail'in Arava bölgesinde geliştirdiği tarım teknolojileri sayesinde bölgede her türlü ürün yetiştirilirken, toprağın elverişsiz ve iklimin çöl olması nedeniyle toprağın sadece üst kısmındaki 30 santimlik bölümünde ekim yapılabiliyor. Kavundan karpuza, üzümden hurmaya, domatesten biber patlıcana kadar her şeyin yetiştirildiği çiftliklerde üretilen ürünlerin yüzde 90'ı Avrupa ve Amerika pazarına ihraç ediliyor. Üretimin yüzde 10'u ise iç pazarda tüketiliyor.

Toplamda yarım milyar dolarlık ihracatın karşılığı olarak, 750 bin ton yaş meyve ve sebze ihracatı yapılıyor. Yıllık 265,5 mm yağış düşen Karadeniz bölgesinde bırakın bir mucize yaratmayı bize verilen mucizeleri bile değerlendiremiyoruz…

Biz dünyada ne kadar Güçsüzlerin silahla susturulduğunu görsek de aslında beyinler susturuluyor… Beyinler tetiği çekiyor… Asırlar önce o tetiğe basılmış…

Peki, biz neyi bekliyoruz?  Bize bir mucize olarak bırakılan yurdumuzda bu mucizelerini gerçekleştirip ilerlemeyi daha çok yükselmeyi mi? Yoksa o atılan mermiye isabet olup her şeyden vazgeçmeyi mi?  Vazgeçenleri görüyoruz! Gidecekleri yer belli Türkiye… Rabbim düşmana öyle bir fırsat vermesin. Biz dişimizle, tırnağımızla, inancımızla, gücümüzle mücadele ederiz. Olur ya bir gün gitme sırası bize gelir… Var mı böyle bir yer? Hiç düşündünüz mü? Ben hala bulamadım siz bulduysanız haber verin…

Büyüme oranındaki sürekli düşüş ve iklim koşullarındaki olumsuzlukların tarım sektörünün daralmasında en önemli iki faktör olduğu söyleniliyor. Oysa günümüz teknolojisi ile bu mevsim değişikliğinin elbette önüne geçilebilir.

Mesela bu yıl Samsun’da yetişen birçok mahsul tezgâhlarda adeta el yakıyor! Pazarlarda köylünün mahsulü neredeyse yok denecek kadar az… Peki, tarım desteklemesi olmasına rağmen bu olumsuz gelişme neden? Alınması gereken önlemlerin başında tarımda bazı radikal politikaların önüne geçmek. Çiftçiyi tarıma yönlendirecek daha cazip öneriler sunmak, üretici ile satıcı arasında olan bu büyük açığı biraz olsun kapatmak.

Tarım işçi ve iş makinalarına olan desteği artırmak, kırsal kalkınmayı ve kırsal altyapı yatırımlarını öne çıkarmak vs. sayılabilir. Karadeniz bölgesi ve Türkiye’de tarıma elverişli sayılamayacak kadar toprak parçası maalesef uygulanan bazı siyasi ekonomik ve Radikal düşünceler sayesinde üretici ve tüketicisine cevap veremez durumda!

Dileriz yetkililer bu konularda daha hassas davranır ve kendi emeğimizin mahsullerini sofralarımızda daha çok bulundururuz…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum