İran Ortadoğu'da...

YAYILMA PROJESİ VE BÖLGENİN DİZAYNI İran Ortadoğu’da dini siyasetten daha ön planda tutarak bu yolla bölgede şekillendirici bir unsur olarak tutmakta

İran Ortadoğu'da...
20 Ocak 2016 - 17:45
YAYILMA PROJESİ VE BÖLGENİN DİZAYNI

İran Ortadoğu’da dini siyasetten daha ön planda tutarak bu yolla bölgede şekillendirici bir unsur olarak tutmakta. Şia yayılmacı politikası diğer dinlerin aleyhine bir tutum oluşturmakta. Gündemde sürekli taze kalmayı başaran mezhepsel çatışmalar Şia yayılmacılığının bir göstergesi.
Rusya ve Esad ile birlikte Suriye Türkmenlerine saldırması da bu politikanın göstergesidir. İran Şia’nın nüfus alanını genişletmek için tüm baskıcı tehdit ve saldırı yöntemlerini genişletmekte. Bu hem kendi hem bazı ülkelerin çıkarları doğrultusunda olduğu için bu mezhepsel yayılma İran için çok büyük önem taşımakta. Çünkü bu topraklarda Şia’nın nüfusu Sünni nüfusunun yanında önemli bir sayıya sahip değil. ABD 2001de Afganistan 2003 de Irak’ı işgal ederek İran’ın yayılmacı politikasına en büyük desteği vermiş.
Ta o zamandan bu zamana kadar bölgede en aktif aktör rolünden hiç ayrılmamış. İlk başlarda İslam’ın en önemli düşmanı olarak bilinen Siyonist İsrail’e karşı bir set olma reklamı verilmişse de Filistin baskınlarında sahnede görülmeyen yüzlerdendi. Daha çok Esad ve Rusya Sünnilere karşı mücadele vermekte.
Son zamanlarda bölgede devrim muhafızlarının arttırılması bölgede büyük bir endişe oluşturulmakta. İnsanların aklına Kerbela’nın intikamı mı? Diye bir soru işareti bırakmakta.
Bilindiği üzere Pers yayılmacılığı İslam orduları tarafından önlenmiş fakat tam olarak temizlenememişti. İran silah gücü olarak ne kadar üstün olsa da sayı olarak Sünnilerin çok fazla oluşu İran için sürekli bir tehdit olarak görülmüş. Şia’cılık kendi benliklerine öyle radikal bir şekilde aşılanmış bunu Suudi Arabistan ile olan gerilimlerden farketmemek mümkün değil. İran’ın safı belli. Lakin kafaları karıştıran bir konu bu olaylarda ABD’nin İran hakkındaki görüşünde bu kadar yumuşak bir tavır alması. Olayların büyüklüğü kadar büyük bir açıklama yapmayıp sadece iki tarafı da uyarması.
Coğrafyaların sınır çizgilerinin genişletilmesinde Mezhepler ve Tarikatların çok önemli bir yerinin olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunun en güzel örneği Osmanlıların Devşirme sistemi. Osmanlının gücünün ve coğrafyasının genişletilmesinde en önemli sebeplerden biri olarak gösterilir. Tarihte bu tür yapılanmalara daha birçok örnek verilebilir. İsrail büyük İsrail hayali için baskı ile Filistinlileri evlerinden boşaltıp yerlerine yeni yerleşimci Yahudiler yerleştirmekte. Birçoğunun radikal Yahudi oluşu Filistinlilere karşı yaptıkları şiddet İsrail’in planını kamuoyunda biraz olsun lekelemekte. Baskıları sürekli göze çarpmakta.
Rusya’da bütün ikaz ve tehditlere yaptırımlara rağmen bu bölgedeki faaliyetlerine her gün yeni bir hız, yeni bir şiddet oluşturmakta. En başında planında İŞİD ve DAEŞ olmasına rağmen bölgede Sünni ve yerli halka en büyük zararı vermiş. Esad ve İran taraflı saldırılarına karşı yalnız bırakılmış bir Türkiye. Bölgede en önemli ve en geniş çizgiye sahip Türkiye bölgede sorunları ile yalnız bırakılmış, sınırda tehdit oluşturacak çatışmalar hız kazanmış. Barış güçleri birçok yeri teröristlerden kurtarmasına rağmen hala baskı altında olan açlık ve hastalıklarla, ölümlerle burun buruna olan bölgeler var. Sağlık ve gıda yardımlarının ulaştırılmasında güçlük yaşanan bölgelerde hastalık ve açlıktan ölenlerin sayıları bilinmemekte. Suudi Arabistan ve İran Mezhepsel çatışmayla krize daha fazla hız kazandırdı. Hem Sünni Hem Şia için yeni önlemler yeni hamleler ve yeni antlaşma ve yaptırımlar gerekli.
İran bölgedeki asker gücünü yükselterek ısınan atmosfere yeni bir kan kazandırdı. İran bir tarafın yüzüne gülen, bir tarafın sırtını sıvazlayan, diğer tarafta ise tehditler savuran, yayılmacılığa verdiği önem gözler önünde.
İran Suriye’de hem Rusya, hem Esad güçleri, hem de kendi silah ve asker gücü ile yumuşak bir zeminde ilerlerken son anda karşısına sert bir zemin çıktı. Suudi Arabistan’ın önemli Şia din adamını idam etmesi bardağı taşıran son damla. Suudi elçiliğine yapılan saldırı sonrası Sünni mescitlere yapılan saldırı zemini biraz daha sertleştirdi. Bölgede yapılan görüşmeler sonrası zeminin durumu nasıl olur? Onu da ilerleyen zaman gösterecek. Bölgenin yeni dizaynında İran’ın konumunda kolay kolay bir değişiklik yapılacağını sanmıyorum. Yapılma fikri düşünülse bile bu çok geç kalınmış bir karar olduğu söylenebilir. Koalisyon güçleri ve Rusya bölgenin dizaynında ön planda.
ŞİA ve Sünni sorunları İran’ı iyice yavaşlattı. Kim bilir İslam dünyasında ileriye dönük kalıcı hasarlar oluşturmak isteyenlerin planı olarak da düşünülebilir. Bölgede İslam’ın hasar görmesi için gizli yolları uygulayan, sistem ve yapılanmalarında, gerilim oluşturmalarında mutlaka ileriye dönük çirkin oyunların olacağı en büyük endişemiz.  2001 den bu yana bazı bahanelerle bu topraklarda zarar veren, kan döken bu zihniyetler, sözde barış ve huzur vaatleri ile bölgede uzun yıllar sarılamayacak yaralar açtılar.
Önüne geçilmez bir zulüm, ölüm, yıkım bölge genişletildikçe yeni aktörler, yeni planlar yerini alıyor. Böylelikle sesleri duyulmayan fakat bölgenin durumundan en çok fayda sağlayanlar suya sabuna dokunmadan zemini hazırlamaktalar.
BİR TARAFTAN MASUMANE YÜZLERİNİ KAMUOYUNDA GÖSTERİRKEN, TEZGÂH ALTINDAN DA SİVRİ MIZRAKLARINI SÜRMEKTELER!…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum