İyi ki varsınız…
PEK SAYIN VALİM TEK SAYIN VALİM 35 yıla yakın bir süre önce yatılı okul yıllarımda Karadenizliler olarak Samsunspor ile Trabzonspor sevdalıları karşılıklı tatlı bir rekabeti zaman zam
27 Ocak 2018 - 21:55
PEK SAYIN VALİM TEK SAYIN VALİM
35 yıla yakın bir süre önce yatılı okul yıllarımda Karadenizliler olarak Samsunspor ile Trabzonspor sevdalıları karşılıklı tatlı bir rekabeti zaman zaman kızıştırarak da olsa aile içinde yaşardık. Ne Fenerbahçe ne Beşiktaş ne de Galatasaray, hem Samsunlu hem de Trabzonlu yatılı okul arkadaşlarımızı hiç mi hiç ilgilendirmezdi. Şehrin takımına sahip çıkmak galiba şehir genetiği ile de alakalı idi.
Son günlerde bu genetik tezahürü Bayburtlu bir hemşerimizden, bizden birinde görmek tüm Samsunlular gibi beni de etkiledi. Henüz birkaç ortak mesaimiz olmasına rağmen halk adamı olduğu tespitimin yerinde olduğunu görmek de ayrıca mutlu etti beni.
Sayın Osman Kaymak’tan bahsediyorum.
Bu özellikleriyle “pek Sayın Valim”…
Bir de Samsunspor’a sahip çıkan bir kahraman olarak “tek Sayın Valim”...
Samsunspor’a sahip çıkan “tek” kişi…
Birkaç yıl önce özellikle seçim zamanlarında protokol tribünü yoğunluğunu çok kez müşahede etmiş biriyim…
Keşke hep orada olsalar…
Geçen yıl birkaç kişinin dışında protokol pek olmadı maçlarda…
Bafra, Atakum ve Tekkeköy Belediye Başkanlarımız en sık gördüklerim.
Diğer bazı belediye başkanları ara sıra gelirlerdi.
Kurumsal temsiliyetler de oldukça zayıftı.
Bazı Samsunspor iç saha maç saatlerinde ise konferans düzenleyen belediye başkanlarımız dahi oldu.
Açılışlar düzenleyenler oldu.
Samsunspor ile ilgili bir sorumluluk zorunluluk ciddiyetine taşınınca forma kampanyaları da oldu.
Hepimiz kırmızı-beyaz giydik…
Açılışlarda giydik…
Medya önünde giydik…
Senato toplantısında giydik…
Bayağı giydik…
Ve giydiğimizle kaldık…
Bu yıl da değişen bir şey olmadı. Yazın şehrimize Vali olarak atanan Sayın Osman Kaymak haricinde…
Sayın Valim her maç tribünde yerini aldı. Şahidim bizzat…
Hatta bir kurumumuz cumartesi öğleden sonra bir açılış gerçekleştirmek üzere Sayın Valimizi davet etmişler. Açılışa denk gelen saatlerde Samsunspor maçı vardı ve Valimizin önceliği Samsunspor idi ve öyle de oldu.
Şahidim bizzat…
Evet, 35 yıldır Samsunspor ile yaşayan biriyim.
Gidemediğim maç sayısı iki elin parmaklarından azdır.
Rahmetli Menteşoğlu, Sayın Uyanık, Sayın Tomaç, Sayın Tutu gibi biraz uzun başkanlık yapanlar ile Sayın Yılmaz, Sayın Ölmez, Sayın Köktaş, Sayın Gümüş gibi daha kısa süre görev yapan başkanlar ile eski stadyumda beraber maçlar izledik. Sayın Gümüş ile de Samsunspor için teşrik-i mesaimiz oldu.
Ve bugün Samsunspor’un başında bir “Sayın Başkan” yok.
Kongre manzaralarına bakılırsa koltuklarda aday da yok. O yüzden Samsunspor “Kayyum”a kaldı.
Utanç tablosunun önünde çaresiz diz çökmüşlüğün neticedeki yansısı.
Sahipsizliğin vicdandaki derin yarası.
Keşkelerin manasız kalışı…
Ve Samsun kayyum olayına sevinmese bile üzülmedi…
Çünkü Sayın Valimizde gördüğümüz inanç ve karalılığın tahvil edildiği bir “şahsiyet” izdüşümü söz konusu…
Pek Sayın Valim…
Tek Sayın Valim…
İyi ki varsınız…
35 yıla yakın bir süre önce yatılı okul yıllarımda Karadenizliler olarak Samsunspor ile Trabzonspor sevdalıları karşılıklı tatlı bir rekabeti zaman zaman kızıştırarak da olsa aile içinde yaşardık. Ne Fenerbahçe ne Beşiktaş ne de Galatasaray, hem Samsunlu hem de Trabzonlu yatılı okul arkadaşlarımızı hiç mi hiç ilgilendirmezdi. Şehrin takımına sahip çıkmak galiba şehir genetiği ile de alakalı idi.
Son günlerde bu genetik tezahürü Bayburtlu bir hemşerimizden, bizden birinde görmek tüm Samsunlular gibi beni de etkiledi. Henüz birkaç ortak mesaimiz olmasına rağmen halk adamı olduğu tespitimin yerinde olduğunu görmek de ayrıca mutlu etti beni.
Sayın Osman Kaymak’tan bahsediyorum.
Bu özellikleriyle “pek Sayın Valim”…
Bir de Samsunspor’a sahip çıkan bir kahraman olarak “tek Sayın Valim”...
Samsunspor’a sahip çıkan “tek” kişi…
Birkaç yıl önce özellikle seçim zamanlarında protokol tribünü yoğunluğunu çok kez müşahede etmiş biriyim…
Keşke hep orada olsalar…
Geçen yıl birkaç kişinin dışında protokol pek olmadı maçlarda…
Bafra, Atakum ve Tekkeköy Belediye Başkanlarımız en sık gördüklerim.
Diğer bazı belediye başkanları ara sıra gelirlerdi.
Kurumsal temsiliyetler de oldukça zayıftı.
Bazı Samsunspor iç saha maç saatlerinde ise konferans düzenleyen belediye başkanlarımız dahi oldu.
Açılışlar düzenleyenler oldu.
Samsunspor ile ilgili bir sorumluluk zorunluluk ciddiyetine taşınınca forma kampanyaları da oldu.
Hepimiz kırmızı-beyaz giydik…
Açılışlarda giydik…
Medya önünde giydik…
Senato toplantısında giydik…
Bayağı giydik…
Ve giydiğimizle kaldık…
Bu yıl da değişen bir şey olmadı. Yazın şehrimize Vali olarak atanan Sayın Osman Kaymak haricinde…
Sayın Valim her maç tribünde yerini aldı. Şahidim bizzat…
Hatta bir kurumumuz cumartesi öğleden sonra bir açılış gerçekleştirmek üzere Sayın Valimizi davet etmişler. Açılışa denk gelen saatlerde Samsunspor maçı vardı ve Valimizin önceliği Samsunspor idi ve öyle de oldu.
Şahidim bizzat…
Evet, 35 yıldır Samsunspor ile yaşayan biriyim.
Gidemediğim maç sayısı iki elin parmaklarından azdır.
Rahmetli Menteşoğlu, Sayın Uyanık, Sayın Tomaç, Sayın Tutu gibi biraz uzun başkanlık yapanlar ile Sayın Yılmaz, Sayın Ölmez, Sayın Köktaş, Sayın Gümüş gibi daha kısa süre görev yapan başkanlar ile eski stadyumda beraber maçlar izledik. Sayın Gümüş ile de Samsunspor için teşrik-i mesaimiz oldu.
Ve bugün Samsunspor’un başında bir “Sayın Başkan” yok.
Kongre manzaralarına bakılırsa koltuklarda aday da yok. O yüzden Samsunspor “Kayyum”a kaldı.
Utanç tablosunun önünde çaresiz diz çökmüşlüğün neticedeki yansısı.
Sahipsizliğin vicdandaki derin yarası.
Keşkelerin manasız kalışı…
Ve Samsun kayyum olayına sevinmese bile üzülmedi…
Çünkü Sayın Valimizde gördüğümüz inanç ve karalılığın tahvil edildiği bir “şahsiyet” izdüşümü söz konusu…
Pek Sayın Valim…
Tek Sayın Valim…
İyi ki varsınız…
FACEBOOK YORUMLAR