"Kadına Şiddet "in ne olduğunu, neden olduğunu basit bir şekilde...

KADINA ŞİDDET! “Kadına Şiddet ”in ne olduğunu, neden olduğunu basit bir şekilde inceleyip, belki bu yazımı okuyup, üzerinde akıl yürütenler ve şiddetin azalması veya tamamen ortadan kalkması iç

"Kadına Şiddet "in ne olduğunu, neden olduğunu basit bir şekilde...
11 Şubat 2015 - 00:13
KADINA ŞİDDET!

“Kadına Şiddet ”in ne olduğunu, neden olduğunu basit bir şekilde inceleyip, belki bu yazımı okuyup, üzerinde akıl yürütenler ve şiddetin azalması veya tamamen ortadan kalkması için nasıl bir düşünce tarzına ihtiyacımız olduğu konusunda düşünenleri çoğaltabilir miyiz diye düşünmek ve yazmaktan kendimi alamadım.

Önce sözle şiddet, fiili şiddet ve darp şekliyle devam edip daha sonra da yer ve mekân seçmeden istinasız sokak ortası da dâhil olmak üzere öfkelerine kapılan eşler veya kardeşlerle babalar kız çocukları veya kadın eşler bıçak veya ateşli silahlarla acımasız ve hunharca öldürülmektedir.

Bunun nedenleri üzerinde yorumda bulunmak istediğimizde dünya üzerinde nerelerde olduğuna dair bilgiler elde etmek mecburiyetindeyiz. Hangi kıta ve hangi toplumlarda meydana geldiğini belirlemeliyiz.

Şöyle dünya üzerinde bilebildiğimiz ülkelere baktığımızda en çok da kadına şiddet ilkel toplumlarda olduğunu görmekteyiz. İlkel toplumlarda erkek eşler kadını ceketi,  evi,  arabası gibi tapulu malı olarak kabul edip onu her şeyiyle yönetmeye çalışmaktadır. Yönetemediği andan itibaren şiddet başlamaktadır. Bu şiddet öldürmeye kadar varmaktadır. Bu geri kalmış toplum insanları kadının da aklı, zekâsı olduğunu, kendilerini yönetebileceklerini bilmemektedir veya yetişmeleri icabı öyle hareket etmektedirler. Bu tip erkeklerin yetişme tarzları icabı çok katı bir kıskançlıkları olduğunu da görmüş veya çok zaman da şahit olmuşuzdur. Bu tür toplumların bireylerini bu hale getiren elbette ki onları yetiştiren sistemdir. Sistem aile yapılarını, kadına bakış açısını,  toplumdaki yerini, serbestîsini, giyim kuşamını belirlemektedir. Kadın erkek ilişkilerini şekillendirmektedir. Bu şekillendirme eğer erkeğe” bu benim malımdır, ben ne dersem onu yapacak, kendi aklıyla hareket edemez,” düşüncesi şeklinde oluyorsa ki” Türk ve İslam toplumlarında böyle oluşmaktadır” o zaman kavga başlamaktadır ve bu kavga kadının öldürülmesine kadar varmaktadır. Bu sistem kadına karşı olan acıma hislerini de insani yönden oluşturamamaktadır. Sistemin bütün gayreti” Kadını kapatarak ahlak oluşturacağım” şeklinde gelişiyorsa hunharca kadın öldürmeleri hiçbir zaman durmayacak veya azalmayacaktır. Ahlak,  insanın insanı sevmesiyle, ailenin çocuğuna sevgisini göstermesiyle oluşan bir şey olması olan bir şeydir. Dinimizin insan öldürmeyi kesinlikle yasaklanmasına rağmen öldürmeler hiç ara vermeden devam etmektedir. O halde bu iş dinle de önlenememektedir. Kız erkek çocuklarını ayrı ayrı sınıflarda okutsanız, sokaklarını ayırsanız da yine olmaz. Kız ve erkek çocuklar için önemli ve enteresan olan birbiriyle olan sohbetler, etkilenimlerdir. Bu Cenabu Allah’ın insana verdiği bir içgüdüdür. Allah’ın insanlara verdiği bu içgüdüyü kimse bozamaz. Kıyafetler, giyim kuşam da insanların vahşileşmesinde rol oynayan en önemli etmenlerden biri olsa gerekir. Kadın öldürmeleri,  kadını kapalı olan,  kadını koyun gibi yönetmek isteyen, kadının kendini yönetmesine müsaade etmeyen toplumlarda hat safhadadır. Kısaca söylemek ancak bu şekilde olabilir kanaatindeyim. O halde sistemin başında olan din adamları, okulların müfredat programını oluşturanlar ve milletin vebalini taşımaya soyunanlar sistemi tekrar tekrar gözden geçirmelidirler. Bilhassa toplumun kadın seçmenleri sandığa gittiklerinde, onların kıyafetlerine, serbestisini kısıtlayanlara asla oy vermemelidirler. Bu hem kendilerinin, hem de bütün Türk Milletinin menfaatini, geleceğini belirleyecektir. Kadın öldürmelerini zaman içinde önleyecektir.

Kavranoğlu

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum