Kardeşlik bağı, Müslümanların birbirleri üzerindeki en önemli
Kardeşlik bağı, Müslümanların birbirleri üzerindeki en önemli Kur’ani haklarındandır
17 Ocak 2015 - 20:21
Kardeşlik bağı, Müslümanların birbirleri üzerindeki en önemli Kur’ani haklarındandır. Ali İmran suresi 103.ayette; “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, sakın dağılıp ayrılmayın..” buyurulmaktadır.
Müslümanların birbirlerine karşı Kur’anda belirtilen kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmeleri “Farz”, birbirlerinin arasının açılmasına neden olacak tutum ve davranışlarda bulunmaları ise “Haram”dır.
Müminler arasında üstünlük sadece takva iledir. Hucurat suresi 13. Ayette bu husus; “…Üstünlük takva iledir…” ilahi fermanıyla anlatılmaktadır.
Tevbe suresi 71. ayette, Müminlerin kardeş ilan edilmelerinin gereği olarak, “birbirlerine iyiliği emrederler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler” buyurulmuştur.
Müminin, kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamayacağını ve Cennete giremeyeceğini Peygamberimiz haber vermiştir. Müminler, merhamette ve şefkatte bir bedenin organları gibidirler. Birisinin sıkıntısı olduğunda, diğeri de bundan etkilenir, bir organ hasta olduğunda tüm vücudun etkilendiği gibi.
Müminin mümin üzerinde toplumsal ilişkiler bakımından haklarının olduğunu çeşitli farklı Peygamberi rivayetlerden öğreniyoruz. Selam verdiğinde selamını almak, aksırdığında Yerhamükellah demek, hasta olduğunda ziyaretine gitmek, cenazesinde defin sürecini gerçekleştirmek, nasihat istediğinde nasihat etmek, kendisi için sevdiğini onun için de sevmek, müminler arasındaki toplumsal hukukun gereklerindendir.
Müminlerin birbirine şefkatle, kendilerinden olmayanlara da şecaatle yaklaşmaları esastır. Hicr suresi 88. Ayette, “Müminlere karşı şefkat ve tevazu kanadını indir, mümin olmayanlara verilen dünya malına göz dikme” buyurulmuştur. Maide suresi 32. ayette; haksız yere bir kimsenin öldürülmesinin tüm insanlığı öldürmek gibi, bir kişinin yaşatılmasının da tüm insanları yaşatmak gibi değerde olduğu bilgisini vermiştir yüce Rabbımız. Affetmek övülmüş, affetme yetkisi de mağdur ve yakınlarını verilmiştir.
Müminlerin birbirlerine karşı yardımlaşmaları, birbirlerini sevmeleri, birbirlerine merhamet etmeleri,, birbirlerine zulmetmemeleri, haset etmemeleri, haksızlık etmemeleri, ihanet etmemeleri, yalan söylememeleri emredilmiş ve müminler kardeş ilan edilmiştir. Peygamberimiz tarafından, bir Müslümanın diğer bir Müslümanın hor ve hakir görmesinin günah olarak yeteceği hatırlatılmıştır. Birbirini aldatan müminlerin Peygamberi safta olamayacağı ikazı da yapılmıştır. Müminlere ve Allaha karşı zerre kadar kibir bulunduranın Cennete giremeyeceği bilgisini Peygamberimiz vermiştir.
İnsanlar arasından çıkarılan vasat, şahit ve en hayırlı ümmet olarak vasıflandırılan günümüz müminlerinin, Allaha, kullara ve mahlûkata karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeleri mümin olmalarını gereğidir.
Müslümanların birbirlerine karşı Kur’anda belirtilen kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmeleri “Farz”, birbirlerinin arasının açılmasına neden olacak tutum ve davranışlarda bulunmaları ise “Haram”dır.
Müminler arasında üstünlük sadece takva iledir. Hucurat suresi 13. Ayette bu husus; “…Üstünlük takva iledir…” ilahi fermanıyla anlatılmaktadır.
Tevbe suresi 71. ayette, Müminlerin kardeş ilan edilmelerinin gereği olarak, “birbirlerine iyiliği emrederler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler” buyurulmuştur.
Müminin, kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamayacağını ve Cennete giremeyeceğini Peygamberimiz haber vermiştir. Müminler, merhamette ve şefkatte bir bedenin organları gibidirler. Birisinin sıkıntısı olduğunda, diğeri de bundan etkilenir, bir organ hasta olduğunda tüm vücudun etkilendiği gibi.
Müminin mümin üzerinde toplumsal ilişkiler bakımından haklarının olduğunu çeşitli farklı Peygamberi rivayetlerden öğreniyoruz. Selam verdiğinde selamını almak, aksırdığında Yerhamükellah demek, hasta olduğunda ziyaretine gitmek, cenazesinde defin sürecini gerçekleştirmek, nasihat istediğinde nasihat etmek, kendisi için sevdiğini onun için de sevmek, müminler arasındaki toplumsal hukukun gereklerindendir.
Müminlerin birbirine şefkatle, kendilerinden olmayanlara da şecaatle yaklaşmaları esastır. Hicr suresi 88. Ayette, “Müminlere karşı şefkat ve tevazu kanadını indir, mümin olmayanlara verilen dünya malına göz dikme” buyurulmuştur. Maide suresi 32. ayette; haksız yere bir kimsenin öldürülmesinin tüm insanlığı öldürmek gibi, bir kişinin yaşatılmasının da tüm insanları yaşatmak gibi değerde olduğu bilgisini vermiştir yüce Rabbımız. Affetmek övülmüş, affetme yetkisi de mağdur ve yakınlarını verilmiştir.
Müminlerin birbirlerine karşı yardımlaşmaları, birbirlerini sevmeleri, birbirlerine merhamet etmeleri,, birbirlerine zulmetmemeleri, haset etmemeleri, haksızlık etmemeleri, ihanet etmemeleri, yalan söylememeleri emredilmiş ve müminler kardeş ilan edilmiştir. Peygamberimiz tarafından, bir Müslümanın diğer bir Müslümanın hor ve hakir görmesinin günah olarak yeteceği hatırlatılmıştır. Birbirini aldatan müminlerin Peygamberi safta olamayacağı ikazı da yapılmıştır. Müminlere ve Allaha karşı zerre kadar kibir bulunduranın Cennete giremeyeceği bilgisini Peygamberimiz vermiştir.
İnsanlar arasından çıkarılan vasat, şahit ve en hayırlı ümmet olarak vasıflandırılan günümüz müminlerinin, Allaha, kullara ve mahlûkata karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeleri mümin olmalarını gereğidir.
FACEBOOK YORUMLAR