KENDİ GIDASINI ÜRETEMEYEN TAM BAĞIMSIZ OLAMAZ!

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Dr

KENDİ GIDASINI ÜRETEMEYEN TAM BAĞIMSIZ OLAMAZ!
11 Ocak 2018 - 00:41
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan ve Vali Osman Kaymak, 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından OMÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen, ‘Tarım Eğitim-Öğretiminin 172. Yılı ve Tarım Bayramı’ kutlama törenine katıldılar.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’mızın okunmasıyla başlayan törende bir konuşma yapan 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne birincilikle yerleşen Zooteknik Bölümü 1. Sınıf öğrencisi Ömer Faruk Yılmaz bir konuşma yaparak, Ziraat Fakültesini seçmesinin nedenlerini anlattı.
Vali Osman Kaymak, Türkiye’de modern anlamda ilk defa tarım eğitim-öğretiminin Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1846 yılında İstanbul Yeşilköy’de Ayamama Çiftliği’nde açılan Ziraat Mektebi’nde başladığını belirterek yaptığı konuşmasında; “Son yıllarda ülkeler arası mücadelenin enerji kaynakları alanından hızla çıkarak su ve gıda gibi temel besin kaynaklarına yöneldiği gözlemlenmektedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Milli ekonominin temeli ziraattır' sözü ile tarım sektörünün ülke ekonomisindeki önemine ve katkısına vurgu yapmıştır. Günümüzde de tarım sektörü istihdam ve ihracat olanağı sağlama, üretim değeri oluşturma, gelir kaynağı ve endüstriye ham madde sağlama ve ulusal beslenmeye katkı sağlama gibi pek çok temel konuda dünyadaki stratejik önemini korumaya ve arttırmaya hızla devam etmektedir. Bu nedenle, küreselleşen dünyada gelişimini sürdüren tarım sektörünün dikkatle izlenmesi, desteklenmesi ve taşıdığı önem nedeniyle rekabet edebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu noktada tarım sektörünün 'bilimsel bilgi temeline dayalı' olması önem kazanmaktadır” dedi.
İlimizin coğrafi ve toprak yapısı ile ekolojik özelliklerinden kaynaklanan ürün çeşitliliğinin yanı sıra, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerdeki değişim, su ürünleri ve balıkçılığa yapılan yatırımlar, her şeyden önemlisi yetişmiş işgücü bakımından yüksek potansiyele sahip olduğunu kaydeden Vali Osman Kaymak, “Bu durum bitkisel ve hayvansal üretim yönünden Samsun'u ayrıcalıklı kılmaktadır. Halkın %67’si tarım, %23’ü ticaret ve %10’u sanayide çalışmaktadır. İlin toplam alanı 972.500 ha olup, 17 ilçede 998 kırsal mahalle bulunmaktadır. İl ekonomisinde büyük etkisi olan tarımsal ürünler Türkiye sıralamasında; bazı kışlık sebze üretimlerinde 1., çeltik üretiminde 2., soya üretiminde 3., tütün üretiminde 4. sıradadır. Samsun’un tarımsal üretimde kullanılan toplam alan 378 bin hektardır. Bu alanın; 29 bin hektarında sebze, 230 bin hektarında tahıllar, 97 bin hektarında meyve yetiştirilmekte, 145 bin dekar da mera varlığımız mevcuttur. Toplamda mera varlığımızın % 28’inde ıslah çalışmaları gerçekleştirilmiştir” şeklinde konuştu.
İl tarımında önemli bir yere sahip olan Bafra ve Çarşamba ovalarının toplam 122.410 hektarlık tarım alanına sahip olduğunu ifade eden Vali Kaymak, “Bu ovalarda yetişen tarımsal ürünler, bölgemizin ticari ve sınaî varlığının da temel faktörleridir. 2002 yılından 2017 yılı sonuna kadar Tarım Bakanlığımız tarafından çeşitli kalemlerde çiftçilerimize ve tarımsal sanayi KOBİ’lerimize toplam 1 milyar 650 milyon TL destekleme ödemesi yapılmıştır” diye konuştu.
Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan ise yaptığı konuşmada, gıda ve tarımın iç içe olduğunu belirterek, "Tarımla sağlığın çok iyi bir ilişkisi var. Beslenme ve sağlık doğru orantılıdır. Anadolu binlerce yıl tarıma beşiklik etmiştir. Bu bilgi birikimi kuşaktan kuşağa aktarılmış. Bu 172 yıl sembolik bir yıldır. Anadolu, insanlığın beslenmesinde dolu dolu analık yapmıştır. Tarım, bilgi ve teknolojiyle birlikte ele alınmalı. Bu coğrafyada maruz kaldığımız saldırılarda anlımız ak bir şekilde insanlığa hizmet etmek için teknoloji üretilmesi gerekiyor. Bilgi ve teknolojinin de tarımda çok büyük önemi vardır" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba ise, bir ülkenin kendi gıdasını üretemiyor ve başka ülkelerden gıda alıyorsa tam bağımsızlığını sağlayamamış olduğunu dile getirerek, "Tarımsal eğitim öğretim faaliyetlerin 172. yılına ulaştık. Bayram havasında kutluyorum. Bizler cerrahız. Bizde en önemli şey koruyucu hekimliktir. Gıda, tarım ve hayvancılığın sağlıkta ne kadar önemli olduğu biliyorum. Verimlilik ve ihracat çok önemli. Gıda sağlığı da çok önemli. Bizim birinci görevimiz, çiftçiyi bilgiyle ve doğruyla buluşturmak. Hep beraber ele ele verdiğimizde iyi yerlere geleceğiz. 10 Ocak’ta tarımsal eğitimin ilk adımı atıldı. Atatürk, ‘Milli Ekonominin Temeli Ziraattir’ diyerek, tarımın ülke ekonomisindeki önemini vurguladı. Bu aynı zamanda ülkenin bağımsızlığıdır. Bir ülke kendi gıdasını üretemiyor ve başka ülkelerden gıda alıyorsa tam bağımsızlığını sağlayamamıştır. Bugün ülkemizde 37 Ziraat Fakültesi var. Tarımda kırsal kalkınmayı gerçekleştirecek olanlar genç arkadaşlardır. Kırsalda hayat çok önemli ve sağlıklıdır. Maalesef, ihmallerden dolayı orada yaşanan ortamı yetersiz bulan insanlar şehirlere geldi. Köyler sahipsiz hale geldi. Kırsal kalkınmayı gerçekleştirdiğimizde göçler tersine dönecektir. Şehirden köylere göç başlayacak” diye konuştu.
Üniversite olmazsa gıdacılık ve tarımın da olmayacağını ifade eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, “Bu sadece bakanlığın yapacağı işler değil. İlk geldiğim günden beri toprağı suyla, çiftçiyi bilgiyle buluşturacağımızı öğrendik. Böyle olmadığı zaman toprağa zarar vermiş oluruz. Toprak her zaman sulanamayabilir ama çiftçilere daima eğitim vermeliyiz. Bilinçsiz sulama da toprağa zarar verir ve israfa neden olur. Elimizdeki zenginliği torunlarımıza bırakmamız gerekiyor. Bilinçsiz sulama yüzde 60 su kaybına ve toprağın zarara uğramasına neden oluyor” dedi.
25 yıl sonra silah değil gıdanın konuşulacağını dile getiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, dünya üzerinde yaşanan açlığa dikkat çekerek, "Biz gıdada güvenliği sağlayamazsak, karnımızı doyuramazsak 40-50 gün dayanırız sonra da her şeyi yapar hale gelebiliriz. Her yerde önümüze bir şeyler koyuyorlar. Ben yemiyorum. Çiftçilerim ürünleri çok zor şartlarda üretiyor ama çok kolay tüketiyoruz. Dünyada 800 milyon insanın açlıkla mücadele ettiği yerde önümden yiyeceklerin yarım yarım geri gitmesi zoruma gidiyor. Bunu anlatmak için yetişmiş akademik kadro ile bilgili insan kaynağına ihtiyaç var. 20-25 yıl sonra ‘silah mı gıda mı?’ diye sorulsa gıda denecek. İstediğiniz kadar silahınız olsa da gıdayı üretmek zorunda kalacağız. Bu nedenle ziraat ve veteriner fakülteleri çok önemli öğretim kurumlarıdır. Tarımsal öğretime başlanan 1846 yılından bu zaman çok yol kat edildi. Bugün gelinen nokta bir son değil, bir başlangıç olarak kabul edilmelidir. Elde ettiğimiz bilgileri daha da ilerleterek tarımı aktarmalıyız. Tarım milli bir olaydır. Tarımımıza özel önem vereceğiz. Hiç ahıra girmeden diploma alan veteriner hekim ve mühendis arkadaşlar var. Veteriner ahıra girip o koku üstüne sinmezse o arkadaş veteriner değildir. Son 15 yılda mühendis ve veteriner hekim sayısını 3 kat arttırdık. Bu yeterli olmayacak, bunları daha da arttıracağız. Su ürünleri mühendisleri sayısında da artış yaşanacak. Bütçe imkânları doğrultusunda ihtiyaç olan istihdamı sağlayacağız. Bu sayı şu anda yeterli değil." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından ‘Tarım Bayramı’ kutlama töreni, hediye takdimi ve Türk Halk Müziği dinletisiyle sona erdi.
Törene Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Demircan ve Vali Osman Kaymak’ın yanı sıra, Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, İlçe Kaymakamları, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, İlçe Belediye Başkanları, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, öğretim görevlileri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum