KIZILIRMAK DELTASI'NIN "DİK KUYRUK"LARINI NE KADAR KORUYORUZ?

Ferruh ÇETİN'den anılar

KIZILIRMAK DELTASI'NIN "DİK KUYRUK"LARINI NE KADAR KORUYORUZ?
02 Aralık 2014 - 00:24






Ferruh ÇETİN'den anılar...

KIZILIRMAK DELTASI'NIN "DİK KUYRUK"LARINI NE KADAR KORUYORUZ?

Bugün Bafra ile Ondokuzmayıs ilçeleri sınırları içindeki sulak alanlarda koruma altındaki "Dik Kuyruk" ördeğinden bahsetmek istiyoruz.
Yazının girişini, profesörlük noktasına kadar yükselen ve uzun yıllar Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde Türkiye'deki pek çok gazeteciye ağabeylik yapan İsa Kayacan'dan kısa bir alıntı ile yapmak istiyoruz;
"-Denizlerimiz, göllerimiz, akarsularımız hayatımızın vazgeçilmezleri arasında, hatta başında yer alıyorlar. Ama bunların farkında değiliz.
Elimizdeyken, önümüzdeyken usulüne göre, yararlanmasını bilmiyoruz.
Hoyratça, hovardaca davranıyoruz,
Çevre bilimcimiz yok.
Kirlettiğimiz denizlerimiz, kuruttuğumuz, yok ettiğimiz göllerimize, akarsularımıza karşı sorumluluk duymuyoruz.
Arkasından sözde üzülüyor görünüyor, yas tutar görüntüsü vermeye çalışıyoruz.
İnsanoğlu kadar nankör, insanoğlu kadar ileriye yönelik sorumluluk duygusu ve düşüncesi olmayan, menfaatine göre hareket eden, kılıktan kılığa giren canlı yoktur.
Denizlerini, göllerini, akarsularını hovardaca kullanan, çevre bilincinden uzak insanların yaşadığı ülkelerin başında Türkiye geliyor.
Çocukluğumuzda sularında yüzdüğümüz, bir deniz görünümü, güzelliği ve genişliği izlenimi veren;

-Kışlarda konuğudur tam üç yüz bin su kuşu,
-Dikkuyruk ördeğinde çekiyorsun en başı,
-Sen kutsal hazinem, sen gözlerimin yaşı,
-Ey doğa harikası, ey mavi yeşil türkü!..."

Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi doğayı ve onun canlılarını seven çokça insanımız var ama, büyük bir çoğunluğumuzda gerçekten doğa sevgisi, yeşili koruma güdüsü hak getire...
Sulak alanlar ve buralarda yaşam mücadelesi veren canlılar için hoyratça davranan bir toplumuz maalesef.
Bugün Kızılırmak deltasındaki sulak alanlarda 1000'in üzerinde olduğu sanılan Dik kuyruk ördeği bulunuyor. Malum, bu ördek türü koruma altında.
Eğer böylesi bir sulak alan ve oradaki canlı türleri başka bir ülkenin sınırları içinde olsa, oranın milleti tapar böylesi bir yere..
Dünyanın nadir kuşları arasında olan Dikkuyruklar bugün bazı kişi veya kurumlar tarafından korunuyor ama yine avcıların insafına kalmışlar yani..

TÜRKİYE'DE NE KADAR VAR

Gelin bu nadir dik kuyruk ördeklerini inceleyelim bugün.
Türkiye, Dikkuyruklar için en önemli ülkelerden birisi durumunda. Dağılım gösterdiği ülkeler içinde en fazla kışlama popülasyonuna sahiptir. Dikkuyrukların dünyadaki en önemli kışlama alanı Burdur Gölüdür.
Bazı yıllar toplam nüfusu % 50'den fazlası Burdur Gölünde kışlar. Göldeki en büyük ördek sayısı daha önceleri 10 binlerle ifade ediliyormuş. Ancak bu sayı şimdilerde iyice düşmüş görünüyor.
Burdur Gölünün dışında Kuş Gölünde ( 34) Marmara Gölü (20) Karataş Gölü ( 128) Yarışlı Gölünde ( 82) İrfanlı Barajı (122) kışladığı görülmüştür.
Üreme dönemi öncesinde Ereğli sığlıkları (508) Hotamış sazlığı (354) Kulu Gölü (319) üreme dönemi sonunda Arin (Sodalı Göl) ( 750) gözlenmiştir.

KIZILIRMAK DELTASINDA KORUMADALAR

Göç esnasında Kızılırmak Deltasında ( 1246) adet sayılmıştır.
Bu ördeklere "Akbaş veya Kalkık kuyruk" da deniyor.
Dalıcı ördeklerdendir.
Kapalı havzalarda yarı geçici veya devamlı tuzlu, acı ve tatlı gölleri tercih ederler. Kışlama alanları olarak genellikle geniş, derin ve az bitki örtüsüne sahip küçük alanları veya daha büyük sulak alan sistemleriyle çevrilmiş alanları tercih ederler. Yuvalarını küçük yüzen adacıklarda sık kamışlıklar ve su bitkileri arasında yaparlar. Çok eşlidirler, üreme zamanı Nisan  ve Temmuzun ilk yarısına kadar değişmektedir. Oldukça iri yumurta sayısı 4-9 arasıdır. Kuluçka süresi 22-24 gündür.
Larvalar, omurgasızlar ve su bitkileri ile beslenirler.
Erkeğin başı ve boynu beyaz, tepesi siyahtır.
Ayrıca iki göz arasında siyah bir çizgi, boynun ön tarafında siyah bir şerit bulunur.
Vücudun diğer kısımları krem renginden kahverengiye veya kırmızıya kadar değişir.
Kuyruk siyah renkli ve diktir.
Dişilerde baş esmer kahverengi, çene ile gerdan beyaz, vücudun diğer kısımları koyu kahverengi, göz sarı renklidir.
Yanaklar önden başlayıp arkaya doğru uzanan beyaz bir çizgi ile bölünür.
Eşlerde gaga geniş, kabarık ve kalın, gaga ve ayak mavidir.
DİKKUYRU'LARIN YAŞAM MÜCADELESİ
Nesli tüm dünya ölçeğinde yok olmanın eşiğinde olan Dikkuyruk (Oxyura leucocephala) geçen yıl Balıkesir Kuş Cenneti Milli Parkı'nda 2161 adet sayılmış.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen milli parklarından birisi olan Balıkesir Kuş Cenneti Milli Parkı her mevsim farklı türlerden çok sayıda kuşa ev sahipliği yapıyor.
1959 yılında milli park olarak ilan edilen alanın 1975 yılında Avrupa Konseyince A Sınıfı Diploma ile ödüllendirilmesiyle alanın uluslararası  önemi de tescillenmiştir.
Doğa Araştırmaları Derneği Tür Koruma ve İzleme kuruluşu ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı adına alanda düzenli sayımlar sırasında milli parkın kuşlar açısından önemi bir kez daha ortaya çıkmış.
Burdur gölü başta olmak üzere Türkiye sulak alanlarının pek çoğu Dikkuyruk ördeği için önemli bir kışlama ve üreme alanı olma özelliğinde.
“İsmini havaya doğru dik olarak kaldırdığı kuyruğundan alan ve gagası mavi renkteki tek ördek türümüz olan dikkuyruk Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Doğa Koruma Birliğinin (IUCN) yaptığı ve türlerin koruma durumlarını belirten Kırmızı Listeye göre 'Tehlikedeki Tür, yakın bir gelecekte, yüksek yok olma (doğal olarak) tehlikesi ile karşı karşıyadır' olarak sınıflandırılmıştır.
Dikkuyruğun tehlikede olmasının en büyük sebepleri arasında sulak alanların azalması ve su kalitelerinin bozulması gelmektedir.
Dünya çapında nesilleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dikkuyruk ördeğinin Kuş Cenneti Milli Parkı gibi iyi korunan doğal alanlara ihtiyaç duymakta, çünkü türün kışlama ve üreme dönemlerinde sığınabileceği sulak alan sayısı her geçen gün büyük bir hızla azalmaktadır.
Samsun bölgesinde de kuş popülasyonunun yaşam alanları Kızılmak deltasındaki sulak alanlardır. Bizim bölgemizdeki sulak alanlarda da Dik kuyruk ördekleri yaşam alanı buluyor.

YEDAŞ, KORUMA ALTINA ALDI

Birçok sosyal sorumluluk projelerinde yer alan Çalık YEDAŞ, Kızılırmak Deltası'nda çok az sayıda bir nüfusa sahip olan ve nesli tükenmekte olan dikkuyruk ve arkadaşlarına sahip çıktı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın onayıyla projesini başlatan Çalık YEDAŞ, öğrenciler için değişik tiplerde birçok afişler hazırlatarak okullara astı ve asıyor.
BAKANLIKLA PROJE İMZALANDI
Samsun ili Bafra ilçesi Kızılırmak Deltası'nda çok az sayıda bir nüfusa sahip olan dikkuyruk gibi bölgede nesli tükenmekte olan saz horozu ve turna gibi göçmen kuş türlerinin de korunmasını amaçlayan Çalık YEDAŞ, bu projesiyle Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile de protokol imzalamış durumda.
FATURALARDA BİLGİLENDİRİYOR
Elektrik dağıtımı yaptığı illerde toplam 1,6 milyon aboneye ulaştırılacak faturalarda da nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan dikkuyruk ve arkadaşlarını tanıtarak, koruma tedbirlerini anlatan Çalık YEDAŞ, facebook ve twitter gibi sosyal medya üzerinden de kamuoyunu bilgilendiriyor. Okullara asmaya başladığı bilgilendirme afişleriyle çocukların dikkatini çekmeyi amaçlayan şirket, öğrencileri dikkuyruk ve arkadaşlarını korunmasında ilk adım olarak görüyor. Çalık YEDAŞ, kuş türleriyle ilgili tanıtıcı broşürler hazırlayarak, avcılık ve çevre dernekleriyle de işbirliği içinde oluyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nı da mutlu eden “Dikkuyruk’u Koruyoruz” projesiyle yazılı ve görsel basın aracılığıyla yüz binlerce kişiye ulaştığını ifade eden yetkililer "herkesin sorumlu davranmasını hedefliyoruz" diyorlar
YAŞAMLARI PAYLAŞILIYOR
Çalık YEDAŞ olarak öğrencilerin de kapsamlı olarak uyarılacağı proje kapsamında, nesli tükenmekte olan kuş türlerinin yaşamsal hareketlerinin de kamuoyuyla paylaşmayı hedeflediklerini söyleyen Çalık YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Çalışanlarımızla birlikte planladığımız öncelikli kurumsal sosyal sorumluluk projeleri arasında çevre duyarlılığının geliştirilmesi özel bir önem kazandı. Çalık YEDAŞ çalışanları olarak bölgede nesli tükenme tehlikesi altındaki kuş türlerinin korunmasını önemsedik ve öncelikli sorumluluklarımız arasında gördük. Bunun üzerine yaptığımız çalışmalarda ve edindiğimiz bilgilerde saz horozu, dikkuyruk, turna gibi yerli ve göçmen türlerin korunması gerektiğine karar verdik. Çalışmalarımızı başlattık ve etkin bir destekçi olmak üzere yeni bir proje hazırlığına başladık" diyor.
Başta da dedik ya, sorumlu kişi veya müesseseler bu kuşların korunması için her türlü desteği veriyorlar ama, bu yeterli mi?
Bu yazımıza noktayı koyarken;
"- ey avcı arkadaş, attığın fişeği, doğrulttuğun kuşu iyice seçerek ateşle..." diyebiliriz....

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum