MEB Temyize başvurdu!
TEMYIZ DİLEKÇESİNDE YER ALAN İFADELER TARİHİ GARABETTİR! Türkiye Kamu-Sen Samsun İl Başkanı Ahmet Keskin, Danıştay’ın öğrenci Andı ile ilgili kararı nedeniyle yaptığı açıklamada; Danı
14 Kasım 2018 - 18:05
TEMYIZ DİLEKÇESİNDE YER ALAN İFADELER TARİHİ GARABETTİR!
Türkiye Kamu-Sen Samsun İl Başkanı Ahmet Keskin, Danıştay’ın öğrenci Andı ile ilgili kararı nedeniyle yaptığı açıklamada;
Danıştay’ın Öğrenci Andı ile ilgili kararına yönelik MEB Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 11 sayfalık temyiz dilekçesinde yer alan ifadeler tarihi garabettir.
Temyizi kaleme alanlar, batılı tarih tezlerinden ortaya çıkan “hayali topluluk” ile milleti karıştırarak büyük bir hata yapmışlardır.
Dilekçede geçen “Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur.” İfadesi, Batı karşısında hissedilen aşağılık kompleksinin kelama dökülmüş halinden başka bir şey değildir.
Ordusunun kuruluşunun tarihini M.Ö. 209, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşunu Çaka Bey’e referansla 1081, MKE’nin kuruluşunu Fatih’in Şahi toplarına referansla 1453 kabul eden milletimizin tarih şuurunun ne kadar derin, milli bilincinin ne kadar yüksek olduğunu konuşmayı zül sayarız.
İstiklâl Şairimiz Mehmet Akif’in “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz / Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!” dizeleri Türk’ün milli bilincinin, medeniyet tasavvurunun tecellisidir.
Dilekçede yer alan “Ulus bilincine geç ulaşan bir toplumda bu çeşit sembol ve ritüellerin kullanılarak, ortak bir milli kimlik inşa edilmeye çalışılması anlaşılabilir bir durumdur.” sözleri kökünden kopmuş, müktesebatı ile kavgalı bir akıldan çıkmış olabilir.
Türkistan’dan Anadolu’ya, Hoca Ahmed Yesevi’den Yunus’a ahengi ve vahdeti göremeyen cahil değilse kördür!
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un ilgili dilekçeden haberi ve bilgisi olmadığını umut ediyoruz. Aksi takdirde dilekçeyi kaleme alanlara MEB yayınlarından Genel Türk Tarihi ders kitaplarını ya da Kâşgarlı Mahmud’un 1074 yılında tamamladığı Dîvânu Lugâti’t-Türk eserini okutacağını tahmin ediyoruz!
Çağdaşlık ve Modernite kavramlarını birbirine karıştıranlar Türkün tarih seyrindeki yürüyüşünü anlayamazlar. Batı dünyasının ulus inşası ile sömürgecilik faaliyetlerinin arasındaki kopmaz bağı Türk topraklarında bulamadığı için, “çağdaşlarına göre ulus bilincine ulaşmamıştır” yargısına varmak kendini var eden mana köklerinden kopmayı ifade eder.
Türkiye bir müstemleke ülkesi değildir.
Temyiz dilekçesini kaleme alanlar da Müstemleke Eğitim Bakanlığının memurları değildir.
Bunu hatırlatmak en önemli vazife ve sorumluluğumuzdur.
Türkiye Kamu-Sen Samsun İl Başkanı Ahmet Keskin, Danıştay’ın öğrenci Andı ile ilgili kararı nedeniyle yaptığı açıklamada;
Danıştay’ın Öğrenci Andı ile ilgili kararına yönelik MEB Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 11 sayfalık temyiz dilekçesinde yer alan ifadeler tarihi garabettir.
Temyizi kaleme alanlar, batılı tarih tezlerinden ortaya çıkan “hayali topluluk” ile milleti karıştırarak büyük bir hata yapmışlardır.
Dilekçede geçen “Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur.” İfadesi, Batı karşısında hissedilen aşağılık kompleksinin kelama dökülmüş halinden başka bir şey değildir.
Ordusunun kuruluşunun tarihini M.Ö. 209, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşunu Çaka Bey’e referansla 1081, MKE’nin kuruluşunu Fatih’in Şahi toplarına referansla 1453 kabul eden milletimizin tarih şuurunun ne kadar derin, milli bilincinin ne kadar yüksek olduğunu konuşmayı zül sayarız.
İstiklâl Şairimiz Mehmet Akif’in “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz / Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!” dizeleri Türk’ün milli bilincinin, medeniyet tasavvurunun tecellisidir.
Dilekçede yer alan “Ulus bilincine geç ulaşan bir toplumda bu çeşit sembol ve ritüellerin kullanılarak, ortak bir milli kimlik inşa edilmeye çalışılması anlaşılabilir bir durumdur.” sözleri kökünden kopmuş, müktesebatı ile kavgalı bir akıldan çıkmış olabilir.
Türkistan’dan Anadolu’ya, Hoca Ahmed Yesevi’den Yunus’a ahengi ve vahdeti göremeyen cahil değilse kördür!
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un ilgili dilekçeden haberi ve bilgisi olmadığını umut ediyoruz. Aksi takdirde dilekçeyi kaleme alanlara MEB yayınlarından Genel Türk Tarihi ders kitaplarını ya da Kâşgarlı Mahmud’un 1074 yılında tamamladığı Dîvânu Lugâti’t-Türk eserini okutacağını tahmin ediyoruz!
Çağdaşlık ve Modernite kavramlarını birbirine karıştıranlar Türkün tarih seyrindeki yürüyüşünü anlayamazlar. Batı dünyasının ulus inşası ile sömürgecilik faaliyetlerinin arasındaki kopmaz bağı Türk topraklarında bulamadığı için, “çağdaşlarına göre ulus bilincine ulaşmamıştır” yargısına varmak kendini var eden mana köklerinden kopmayı ifade eder.
Türkiye bir müstemleke ülkesi değildir.
Temyiz dilekçesini kaleme alanlar da Müstemleke Eğitim Bakanlığının memurları değildir.
Bunu hatırlatmak en önemli vazife ve sorumluluğumuzdur.
FACEBOOK YORUMLAR