Merkez Bankası Yeni Yönetimi Enkaz Devraldı
İYİ Parti Ekonomi ve Kalkınmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Samsun Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Erhan Usta, dün TBMM Plan ve Bütçe komisyonuna gelen TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın sunumunu değerlendirdi.
04 Ekim 2024 - 20:46
Merkez Bankasının yeni yönetiminin çok zor bir dönemde, zor bir görev üstlendiğine vurgu yapan Usta, “Devlette devamlılık esastır diye bakacak olsak burada size çok ağır eleştiriler yapmamız lazım çünkü Cumhurbaşkanının sizleri; Merkez Bankası Başkanını, bu makamdaki Para Politikası üyelerini ve Hazine ve Maliye Bakanını ikna etmesiyle; Türkiye bir felaketin eşiğine geldi” dedi.
Usta: “Sayın Cevdet Yılmaz'ın, Sayın Mehmet Şimşek’in ve şimdi de sizin konuşmalarınıza bakıyoruz, aslında diyorsunuz ki: “Türkiye yıkılmış, yanmış, bir enkaz devraldık ve bunun için, bu şartlar altında da en iyisini yapmaya çalışıyoruz."
Usta: “Türkiye bir yıkıma doğru gitti, bu yıkıma sebep olanlar, isim vermekte de bir beis yok; örneğin Şahap Kavcıoğlu. Mağdur olmuş, bir yere gitmiş değil, bu yaptıklarından dolayı BDDK Başkanlığı görevine getirilip ödüllendirildi.
Merkez Bankacılar İtibarlarını Bizim Kadar Düşünmedi
Merkez Bankasının itibarının ne kadar önemli olduğuna değinen Usta, “Merkez Bankacılar Merkez Bankasının itibarı konusunda bizim kadar özen göstermediler, o yüzden ciddi sıkıntılar oldu” dedi.
Türkiye'nin Bugünkü Kadar Zorlu Bir Dönemden Geçtiğini Görmedim
Türkiye’nin daha önce böyle zor bir dönemden geçmediğinden bahseden Usta, “89 yılında Devlet Planlama Teşkilatında uzman yardımcısı olarak başladım, 2015 yılında siyasete girinceye kadar uzman yardımcısı, uzman, daire başkanı, genel müdür ve müsteşar yardımcısı olarak on altı yıl da yöneticilik yaparak görev üstlendim. Bütün krizlerde, krize sokan ekibin içinde de vardık, krizden çıkartan ekibin içinde de vardık, hepsinde çalıştık. Türkiye'nin bugünkü kadar zorlu bir dönemden geçtiğini ben görmedim.”
Türkiye’de yaşanan daha önceki krizlerinden bahseden Usta, “Onların hiçbirinde bu kadar yoksullaşma yoktu. Şu anda açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan var. Çalışanların yüzde 50-55'i açlık sınırının altında. Şu anda asgari ücret 17 bin lira, açlık sınırı olmuş 20 bin lira yaklaşık, yoksulluk sınırı 65 bin lira, Türkiye'nin belki yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında” dedi.
Merkez Bankasının önceki dönemlerin aksine daha farklı zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Usta, “Önceki programlara bakın, önemli bir kısmında toplumun yaygın kesimi üzerine yüklenilerek yapılan programlardır. Örneğin "İleriye dönük endeksleme", bu dönemde nasıl yapacaksınız? Geçmişte bu yapılabildi. Şu anda insanlar açlık sınırının altında yaşarken nasıl maaşları ve ücretleri daha az artırarak bir program uygulayacaksınız?”
Usta: “İnsanların yoksullukla, açlıkla boğuştuğunu, çiftçinin çok sıkıntılı olduğunu mutlak surette görmek durumundasınız. Buğday fiyatları TMO tarafından geçen yıla göre yüzde 12,1 artırıldı. Yüzde 60-70 enflasyon açıklandığı zamanlarda, TMO buğday alım fiyatlarını yüzde 12,1 açıkladı, arpada yüzde 3,6 açıkladı. Aylık enflasyon kadar yıllık artış verildi, böyle bir şey olabilir mi?”
Siz Ev Tutabildiniz Mi?
Türkiye'deki barınma krizine değinen Usta, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’a “siz ev tutabildiniz mi” sorusunu yöneltti.
Usta: “Önceki Başkan Hafize Gaye Erkan ev tutamamıştı, siz tutabildiniz mi?”
Piyasaya Yaptığınız Sunumu Plan Ve Bütçe Komisyonuna Yapamazsınız
Merkez Bankasının yaptığı sunumun yetersiz olduğundan dolayı beğenmediğini belirten Usta, “Piyasa sunumu yapıyorsunuz bize. Burası Plan ve Bütçe Komisyonu. Biz sizden çok mahrem bilgileri burada paylaşın demiyoruz ama kamu maliyesine ilişkin hiçbir şey söylemediniz. Biz bir bütçe yapacağız burada, yani en azından teorik olarak yapacağız değil mi? El kaldıracağız, önerge vereceğiz, arkadaşlarımız belki bizim önergelerimizi kabul edecek. Bankacılara yaptığınız sunumu yapıyorsunuz bize, bu olmaz.”
Usta: “Yılda iki kez gelip yaptığınız bilgilendirmenin kapsamlı olması gerekir. Eğer mahremiyet konusunda bir çekinceniz varsa gerekli önlemler alınarak onlarında konuşulması gerekir.”
Hükümet "Ya Enflasyon 2 Puan Yüksek Olsa Ne Olur” Diyordu Şimdi Ne Oldu?
Enflasyonun yıkıcı ve en adaletsiz vergi olduğuna vurgu yapan Usta, “2016'dan itibaren enflasyonun artmaya başladığında, biz Hükûmeti çok ikaz ettik ama hep kulak tıkadılar. “Enflasyon 2 puan yüksek olsa ne olur." dediler. Merkez Bankası Başkanları da onlara ilişkin herhangi bir yorumda da bulunmadı işin kötüsü” dedi.
Usta: “Venezuela örneği verdik, enflasyon çok hızlı bozulur dedik. Bizde de enflasyon TÜİK'e göre yüzde 85'leri, ENAG'a göre yüzde 200'leri buldu. Yüzde 5'lere düşmüş bir enflasyon, yüzde 200'e geldi. Bu ikazlar yapıldı, bunların hiçbirisi dikkate alınmadı.”
Sadece Para Politikasıyla Enflasyonu Düşürmek Mümkün Olur Mu?
Hükümetin tek güvencesinin para politikası ve Merkez Bankası olduğunu söyleyen Usta “Politika faizini artırdınız, bir kısım makro ihtiyati tedbirlerle sıkılaştırma yapıyorsunuz talep yönüyle ama Eylül ayı enflasyonu yüzde 3 oldu. Yeri gelmişken söyleyeyim: Yılsonu yüzde kaç olacak? Hükûmetin dediği yüzde 41,5. Bu hedefin tutması için üç aylık kümülatif enflasyonun yüzde 4,2 olması lazım, yani aylık ortalama yüzde 1,36. Bu mümkün mü? Pek mümkün görünmüyor” dedi.
Usta: “İstanbul'a gitmenizden kaynaklanan bir koordinasyon eksikliği yoksa, bu tahminin Hükümetle beraber çalışıp ortaya konulmuş olması gerekiyor. İşin doğrusu da bu. Enflasyon beklenen ölçüde düşmüyor. Bütün tahminler sürekli, her yeni dokümanda yukarı revize ediliyor.”
Merkez Bankasının Hükûmete Uyarıları ve Önerileri Var Mı?
Merkez Bankalarının usulü dairesinde Hükümetten beklentilerini ortaya koyduğuna vurgu yapan Usta, “Hükûmete bir yapısal reform ajandası öneriyor musunuz? Biz biliyoruz ki Merkez Bankasının çok değerli uzmanları, ekonomistleri var, çok değerli çalışmalar yapılıyor. Türkiye'nin ciddi bir verimlilik problemi var, ithalata bağımlılık problemi var, tarımda ciddi problemler var. Bunlarla ilgili Hükûmete önerilerinizin olması lazım. Enflasyonla mücadele, Merkez Bankasının yalnız başına yapacağı bir şey değil” dedi.
Yalnızca para politikasının kullanılmasının çok maliyetli olacağını belirten Usta “Yüzde 50 politika faizi, ekonomiye bir maliyettir. Bu kadar yüksek faizi uzun süre sürdürme imkânı yoktur” dedi.
Usta: “Daha kısa sürede bu faizi düşürebilmemiz için hem maliye politikasının kullanılması hem de yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekir. Hâlâ yüzde 5'lerde bir kamu açığı var, bu oldukça yüksek. Hükûmete bu konuda önerilerinizin olması gerekir. Böyle bir öneriniz oldu mu, varsa bu önerileriniz nelerdir, bize söylerseniz çok memnun olurum.
Kur Korumalı Mevduat Tam Bir Felaketti
Kur korumalı mevduat uygulamasının maliyetine değinen Usta “2024’e ilişkin henüz bir veri yok ancak 2022 ve 2023 yılları için bu uygulamanın maliyeti, değerleme hesabıyla birlikte, benim hesabıma göre 83 milyar dolardır. Değerleme hesabındaki kısmın realize olup olmayacağını da bize söylerseniz memnun olurum” dedi.
Merkez Bankasının Personeline Tetikçilik Yaptırılmış
Ülkenin yapısal sorunları nedeniyle cari fazlanın kriz belirtisi olduğunu vurgulayan Usta “Hükûmet bir şeyi tutturdu, gidiyor. Sayın Mehmet Muş Ticaret Bakanıydı, çok iyi hatırlar. 2022 bütçesinde geldiğinde, Türkiye cari fazla veriyor dediğinde neredeyse kavga ettik biz. O zaman dedim ki: "Bakın, Türkiye geçmişte de cari fazla verdi. Bu, kriz belirtisidir. Ekonominin yavaşladığı dönemlerde Türkiye cari fazla verebilir, buna aldanmayın. Bunun üzerinden politika yürütürseniz yanlış yaparsınız." Ondan sonra tarihin en yüksek cari açıklarını verdik.”
Usta: “Cari açıkta ki düşüşle övünebilmek için, bu düşüşün kalıcı olması gerekir. Bunun için de yapısal cari açığa bakılması lazım. Merkez Bankası bunu çalışıyor ve "Çevrimsel etkilerden arındırılmış cari açık" adı altında 2022'nin 2'nci Enflasyon Raporu'nda, 2022'nin 4'üncü Enflasyon Raporu'nda ve 2023'ün 1'inci Enflasyon Raporu'nda tartışmış. O dönemde bu çalışmaya yer verilme sebebi, cari açık hızla artıyorken resmi güzel gösterebilmek, "çevrimsel etkilerden arındırdığımız zaman aslında cari açık bu kadar artmıyor" diyebilmek.
Usta: “Siyasetçi söyler, siyasetçinin işine gelir "Cari açık azalıyor." der, yarın "Artıyor." der, arttığı zaman konuşmaz, azaldığı zaman konuşur. Cumhurbaşkanı bunu zaten gayet iyi yapıyor. Ama bunu siz yapmayın. Sizin bizi bilgilendirmeniz lazım, sizin çok değerli iktisatçılarınız var, onların çalışmalarını bu raporlara koymanız lazım. Şimdi varsa sonuçlar elinizde söyleyin bakalım çevrimsel etkilerden arındırdığımız zaman cari açık ne kadar düşüyor, böyle radikal bir düşüş var mı? Dolayısıyla sizin siyasetçi gibi davranmamanız lazım, bunu söylemeye çalışıyorum.”
TÜİK’in Enflasyon Verileriyle Oynaması Kul Hakkıdır
Toplumun TÜİK rakamlarına güvenmediğini söyleyen Usta “Size sorsam "Güveniyoruz." diyeceksiniz kaçınılmaz olarak ama toplum TÜİK verilerine güvenmiyor” dedi.
Usta: “TÜİK'in enflasyon rakamlarıyla Bakan Nebati döneminde çok oynanmıştır. Hatırlayın, 2023 yılı Mayıs ayında, bu ülkede enflasyon sıfır geldi. Mehmet Şimşek bundan yakındı, bazda sıfır var, ben ne yaparsam yapayım enflasyon yine çıktı gözükecek mealinde açıklama yaptı. Dolayısıyla size sormak istiyorum: hiçbir şey olmazsa bu bir kul hakkı değil midir?”
TÜİK Umudu Kırılıp İş Aramayanı İşsiz Kabul Etmiyor, Bundan Daha Baba İşsiz Mi Olur?
İstihdam ve işsizlik konusunda halkın yanıltıldığını söyleyen Usta “Yalnızca "manşet" dediğimiz işsizlik oranına bakıyorsunuz. TÜİK tarafında açıklanan "âtıl iş gücü" göstergesi var. Bunu açıklayanlar da görevden alındı kısa süre içerisinde. Merkez Bankasının analizlerinde bunun kullanması gerektiğini düşünüyorum. Manşet işsizlik oranı, Türkiye'de ekonomik veriyi, ekonomik resmi tam olarak göstermiyor çünkü ciddi bir şekilde zamana bağlı eksik istihdam var, umudu kırılıp iş aramayanlar var. Son çeyrekte âtıl iş gücü oranı yüzde 27, son bir yılda 5-6 puan artmış. İşte esas resim budur. Politikaların bunun üzerine yapılması lazım, Merkez Bankasının aynı yanlışın içerisinde olması lazım” dedi.
Biriktirilen Rezervin Maliyeti Çok Yüksek
Rezerv konusunda da resmin çarpıtıldığına vurgu yapan Usta “Brüt rezerv meselesiyle Cumhurbaşkanı yeniden övünmeye başladı. Verilen rakamlara göre geçtiğimiz yıl swap hariç net rezervler eksi 64,5 milyar dolar olmuş. Biz “Türkiye eksi rezerve gidiyor” diye uyarılarda bulunduğumuzda bize kulak asılmadı. İlk kez sizlerden duyuyoruz şimdi” dedi
Usta: “Elbette Türkiye'nin rezerv biriktirmesi lazım ama şu anda çok yüksek maliyetle bir rezerv biriktiriyoruz, bunun herhâlde farkındayız değil mi? Bunun bir kısmı "carry trade"den geliyor. Yaptığım hesaplamalara göre, "carry trade"in başladığı dönemlerde, Mart ayında Türkiye'ye giren bir yabancı -tam altı ay oluyor bugün itibarıyla baktığımızda- döviz cinsinden yüzde 13 para kazanıyor altı ayda, yıllık bileşik yüzde 26-28'leri buluyor. Bunun da çok maliyetli olduğunu söylemek gerekir diye düşünüyorum.”
Merkez Bankasının İşi Piyasayı Coşturma, Şahlandırma Değildir
Usta: “Sizin de bir şahlandırma projeniz var mı? "Bana üç alan söyleyin, şahlandıralım." diye? Sakın böyle bir şey yapmayın. Merkez Bankasının işi piyasayı coşturma, şahlandırma değildir.
Usta: “Sayın Cevdet Yılmaz'ın, Sayın Mehmet Şimşek’in ve şimdi de sizin konuşmalarınıza bakıyoruz, aslında diyorsunuz ki: “Türkiye yıkılmış, yanmış, bir enkaz devraldık ve bunun için, bu şartlar altında da en iyisini yapmaya çalışıyoruz."
Usta: “Türkiye bir yıkıma doğru gitti, bu yıkıma sebep olanlar, isim vermekte de bir beis yok; örneğin Şahap Kavcıoğlu. Mağdur olmuş, bir yere gitmiş değil, bu yaptıklarından dolayı BDDK Başkanlığı görevine getirilip ödüllendirildi.
Merkez Bankacılar İtibarlarını Bizim Kadar Düşünmedi
Merkez Bankasının itibarının ne kadar önemli olduğuna değinen Usta, “Merkez Bankacılar Merkez Bankasının itibarı konusunda bizim kadar özen göstermediler, o yüzden ciddi sıkıntılar oldu” dedi.
Türkiye'nin Bugünkü Kadar Zorlu Bir Dönemden Geçtiğini Görmedim
Türkiye’nin daha önce böyle zor bir dönemden geçmediğinden bahseden Usta, “89 yılında Devlet Planlama Teşkilatında uzman yardımcısı olarak başladım, 2015 yılında siyasete girinceye kadar uzman yardımcısı, uzman, daire başkanı, genel müdür ve müsteşar yardımcısı olarak on altı yıl da yöneticilik yaparak görev üstlendim. Bütün krizlerde, krize sokan ekibin içinde de vardık, krizden çıkartan ekibin içinde de vardık, hepsinde çalıştık. Türkiye'nin bugünkü kadar zorlu bir dönemden geçtiğini ben görmedim.”
Türkiye’de yaşanan daha önceki krizlerinden bahseden Usta, “Onların hiçbirinde bu kadar yoksullaşma yoktu. Şu anda açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan var. Çalışanların yüzde 50-55'i açlık sınırının altında. Şu anda asgari ücret 17 bin lira, açlık sınırı olmuş 20 bin lira yaklaşık, yoksulluk sınırı 65 bin lira, Türkiye'nin belki yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında” dedi.
Merkez Bankasının önceki dönemlerin aksine daha farklı zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Usta, “Önceki programlara bakın, önemli bir kısmında toplumun yaygın kesimi üzerine yüklenilerek yapılan programlardır. Örneğin "İleriye dönük endeksleme", bu dönemde nasıl yapacaksınız? Geçmişte bu yapılabildi. Şu anda insanlar açlık sınırının altında yaşarken nasıl maaşları ve ücretleri daha az artırarak bir program uygulayacaksınız?”
Usta: “İnsanların yoksullukla, açlıkla boğuştuğunu, çiftçinin çok sıkıntılı olduğunu mutlak surette görmek durumundasınız. Buğday fiyatları TMO tarafından geçen yıla göre yüzde 12,1 artırıldı. Yüzde 60-70 enflasyon açıklandığı zamanlarda, TMO buğday alım fiyatlarını yüzde 12,1 açıkladı, arpada yüzde 3,6 açıkladı. Aylık enflasyon kadar yıllık artış verildi, böyle bir şey olabilir mi?”
Siz Ev Tutabildiniz Mi?
Türkiye'deki barınma krizine değinen Usta, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’a “siz ev tutabildiniz mi” sorusunu yöneltti.
Usta: “Önceki Başkan Hafize Gaye Erkan ev tutamamıştı, siz tutabildiniz mi?”
Piyasaya Yaptığınız Sunumu Plan Ve Bütçe Komisyonuna Yapamazsınız
Merkez Bankasının yaptığı sunumun yetersiz olduğundan dolayı beğenmediğini belirten Usta, “Piyasa sunumu yapıyorsunuz bize. Burası Plan ve Bütçe Komisyonu. Biz sizden çok mahrem bilgileri burada paylaşın demiyoruz ama kamu maliyesine ilişkin hiçbir şey söylemediniz. Biz bir bütçe yapacağız burada, yani en azından teorik olarak yapacağız değil mi? El kaldıracağız, önerge vereceğiz, arkadaşlarımız belki bizim önergelerimizi kabul edecek. Bankacılara yaptığınız sunumu yapıyorsunuz bize, bu olmaz.”
Usta: “Yılda iki kez gelip yaptığınız bilgilendirmenin kapsamlı olması gerekir. Eğer mahremiyet konusunda bir çekinceniz varsa gerekli önlemler alınarak onlarında konuşulması gerekir.”
Hükümet "Ya Enflasyon 2 Puan Yüksek Olsa Ne Olur” Diyordu Şimdi Ne Oldu?
Enflasyonun yıkıcı ve en adaletsiz vergi olduğuna vurgu yapan Usta, “2016'dan itibaren enflasyonun artmaya başladığında, biz Hükûmeti çok ikaz ettik ama hep kulak tıkadılar. “Enflasyon 2 puan yüksek olsa ne olur." dediler. Merkez Bankası Başkanları da onlara ilişkin herhangi bir yorumda da bulunmadı işin kötüsü” dedi.
Usta: “Venezuela örneği verdik, enflasyon çok hızlı bozulur dedik. Bizde de enflasyon TÜİK'e göre yüzde 85'leri, ENAG'a göre yüzde 200'leri buldu. Yüzde 5'lere düşmüş bir enflasyon, yüzde 200'e geldi. Bu ikazlar yapıldı, bunların hiçbirisi dikkate alınmadı.”
Sadece Para Politikasıyla Enflasyonu Düşürmek Mümkün Olur Mu?
Hükümetin tek güvencesinin para politikası ve Merkez Bankası olduğunu söyleyen Usta “Politika faizini artırdınız, bir kısım makro ihtiyati tedbirlerle sıkılaştırma yapıyorsunuz talep yönüyle ama Eylül ayı enflasyonu yüzde 3 oldu. Yeri gelmişken söyleyeyim: Yılsonu yüzde kaç olacak? Hükûmetin dediği yüzde 41,5. Bu hedefin tutması için üç aylık kümülatif enflasyonun yüzde 4,2 olması lazım, yani aylık ortalama yüzde 1,36. Bu mümkün mü? Pek mümkün görünmüyor” dedi.
Usta: “İstanbul'a gitmenizden kaynaklanan bir koordinasyon eksikliği yoksa, bu tahminin Hükümetle beraber çalışıp ortaya konulmuş olması gerekiyor. İşin doğrusu da bu. Enflasyon beklenen ölçüde düşmüyor. Bütün tahminler sürekli, her yeni dokümanda yukarı revize ediliyor.”
Merkez Bankasının Hükûmete Uyarıları ve Önerileri Var Mı?
Merkez Bankalarının usulü dairesinde Hükümetten beklentilerini ortaya koyduğuna vurgu yapan Usta, “Hükûmete bir yapısal reform ajandası öneriyor musunuz? Biz biliyoruz ki Merkez Bankasının çok değerli uzmanları, ekonomistleri var, çok değerli çalışmalar yapılıyor. Türkiye'nin ciddi bir verimlilik problemi var, ithalata bağımlılık problemi var, tarımda ciddi problemler var. Bunlarla ilgili Hükûmete önerilerinizin olması lazım. Enflasyonla mücadele, Merkez Bankasının yalnız başına yapacağı bir şey değil” dedi.
Yalnızca para politikasının kullanılmasının çok maliyetli olacağını belirten Usta “Yüzde 50 politika faizi, ekonomiye bir maliyettir. Bu kadar yüksek faizi uzun süre sürdürme imkânı yoktur” dedi.
Usta: “Daha kısa sürede bu faizi düşürebilmemiz için hem maliye politikasının kullanılması hem de yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekir. Hâlâ yüzde 5'lerde bir kamu açığı var, bu oldukça yüksek. Hükûmete bu konuda önerilerinizin olması gerekir. Böyle bir öneriniz oldu mu, varsa bu önerileriniz nelerdir, bize söylerseniz çok memnun olurum.
Kur Korumalı Mevduat Tam Bir Felaketti
Kur korumalı mevduat uygulamasının maliyetine değinen Usta “2024’e ilişkin henüz bir veri yok ancak 2022 ve 2023 yılları için bu uygulamanın maliyeti, değerleme hesabıyla birlikte, benim hesabıma göre 83 milyar dolardır. Değerleme hesabındaki kısmın realize olup olmayacağını da bize söylerseniz memnun olurum” dedi.
Merkez Bankasının Personeline Tetikçilik Yaptırılmış
Ülkenin yapısal sorunları nedeniyle cari fazlanın kriz belirtisi olduğunu vurgulayan Usta “Hükûmet bir şeyi tutturdu, gidiyor. Sayın Mehmet Muş Ticaret Bakanıydı, çok iyi hatırlar. 2022 bütçesinde geldiğinde, Türkiye cari fazla veriyor dediğinde neredeyse kavga ettik biz. O zaman dedim ki: "Bakın, Türkiye geçmişte de cari fazla verdi. Bu, kriz belirtisidir. Ekonominin yavaşladığı dönemlerde Türkiye cari fazla verebilir, buna aldanmayın. Bunun üzerinden politika yürütürseniz yanlış yaparsınız." Ondan sonra tarihin en yüksek cari açıklarını verdik.”
Usta: “Cari açıkta ki düşüşle övünebilmek için, bu düşüşün kalıcı olması gerekir. Bunun için de yapısal cari açığa bakılması lazım. Merkez Bankası bunu çalışıyor ve "Çevrimsel etkilerden arındırılmış cari açık" adı altında 2022'nin 2'nci Enflasyon Raporu'nda, 2022'nin 4'üncü Enflasyon Raporu'nda ve 2023'ün 1'inci Enflasyon Raporu'nda tartışmış. O dönemde bu çalışmaya yer verilme sebebi, cari açık hızla artıyorken resmi güzel gösterebilmek, "çevrimsel etkilerden arındırdığımız zaman aslında cari açık bu kadar artmıyor" diyebilmek.
Usta: “Siyasetçi söyler, siyasetçinin işine gelir "Cari açık azalıyor." der, yarın "Artıyor." der, arttığı zaman konuşmaz, azaldığı zaman konuşur. Cumhurbaşkanı bunu zaten gayet iyi yapıyor. Ama bunu siz yapmayın. Sizin bizi bilgilendirmeniz lazım, sizin çok değerli iktisatçılarınız var, onların çalışmalarını bu raporlara koymanız lazım. Şimdi varsa sonuçlar elinizde söyleyin bakalım çevrimsel etkilerden arındırdığımız zaman cari açık ne kadar düşüyor, böyle radikal bir düşüş var mı? Dolayısıyla sizin siyasetçi gibi davranmamanız lazım, bunu söylemeye çalışıyorum.”
TÜİK’in Enflasyon Verileriyle Oynaması Kul Hakkıdır
Toplumun TÜİK rakamlarına güvenmediğini söyleyen Usta “Size sorsam "Güveniyoruz." diyeceksiniz kaçınılmaz olarak ama toplum TÜİK verilerine güvenmiyor” dedi.
Usta: “TÜİK'in enflasyon rakamlarıyla Bakan Nebati döneminde çok oynanmıştır. Hatırlayın, 2023 yılı Mayıs ayında, bu ülkede enflasyon sıfır geldi. Mehmet Şimşek bundan yakındı, bazda sıfır var, ben ne yaparsam yapayım enflasyon yine çıktı gözükecek mealinde açıklama yaptı. Dolayısıyla size sormak istiyorum: hiçbir şey olmazsa bu bir kul hakkı değil midir?”
TÜİK Umudu Kırılıp İş Aramayanı İşsiz Kabul Etmiyor, Bundan Daha Baba İşsiz Mi Olur?
İstihdam ve işsizlik konusunda halkın yanıltıldığını söyleyen Usta “Yalnızca "manşet" dediğimiz işsizlik oranına bakıyorsunuz. TÜİK tarafında açıklanan "âtıl iş gücü" göstergesi var. Bunu açıklayanlar da görevden alındı kısa süre içerisinde. Merkez Bankasının analizlerinde bunun kullanması gerektiğini düşünüyorum. Manşet işsizlik oranı, Türkiye'de ekonomik veriyi, ekonomik resmi tam olarak göstermiyor çünkü ciddi bir şekilde zamana bağlı eksik istihdam var, umudu kırılıp iş aramayanlar var. Son çeyrekte âtıl iş gücü oranı yüzde 27, son bir yılda 5-6 puan artmış. İşte esas resim budur. Politikaların bunun üzerine yapılması lazım, Merkez Bankasının aynı yanlışın içerisinde olması lazım” dedi.
Biriktirilen Rezervin Maliyeti Çok Yüksek
Rezerv konusunda da resmin çarpıtıldığına vurgu yapan Usta “Brüt rezerv meselesiyle Cumhurbaşkanı yeniden övünmeye başladı. Verilen rakamlara göre geçtiğimiz yıl swap hariç net rezervler eksi 64,5 milyar dolar olmuş. Biz “Türkiye eksi rezerve gidiyor” diye uyarılarda bulunduğumuzda bize kulak asılmadı. İlk kez sizlerden duyuyoruz şimdi” dedi
Usta: “Elbette Türkiye'nin rezerv biriktirmesi lazım ama şu anda çok yüksek maliyetle bir rezerv biriktiriyoruz, bunun herhâlde farkındayız değil mi? Bunun bir kısmı "carry trade"den geliyor. Yaptığım hesaplamalara göre, "carry trade"in başladığı dönemlerde, Mart ayında Türkiye'ye giren bir yabancı -tam altı ay oluyor bugün itibarıyla baktığımızda- döviz cinsinden yüzde 13 para kazanıyor altı ayda, yıllık bileşik yüzde 26-28'leri buluyor. Bunun da çok maliyetli olduğunu söylemek gerekir diye düşünüyorum.”
Merkez Bankasının İşi Piyasayı Coşturma, Şahlandırma Değildir
Usta: “Sizin de bir şahlandırma projeniz var mı? "Bana üç alan söyleyin, şahlandıralım." diye? Sakın böyle bir şey yapmayın. Merkez Bankasının işi piyasayı coşturma, şahlandırma değildir.
FACEBOOK YORUMLAR